Havai fişek görsel şölen mi doğaya ve hayvanlara zulüm mü?

Dünya Doğayı koruma Vakfı uzmanları, bilim çevreleri ve farklı ülkelerdeki sivil toplum örgütleri havai fişeklerin hem insanların, hem de yaban hayvanlarının sağlığına ciddi zararlar verebildiğini yıllardır söylüyorlar.

Gösteri amaçlı olarak patlama yaptırmak 2200 yıl önce Çin’de, bugünkü Liuyang Eyaleti civarında biliniyormuş. Çinliler, bambu ağaçlarının büyürken içinde havayı hapseden birbirinden bağımsız boğumları içindeki odacıkların yakıldığında gürültülü bir şekilde patlamasının kötü ruhları kovduğuna inanmışlar ve törenlerinde ritüelik gösteri olarak uygulamışlar. Bu uygulama günümüze kadar gelmiş, Asya’nın özellikle ölülerini yakan toplumlarında cenaze törenlerinin vazgeçilmesi olmuş. Yani gösteri amaçlı olarak bir şeyler patlatmak barutun bulunmasından neredeyse tam 1100 yıl önce başlamış ve gelişimleriyle de günümüze kadar sürmüş.
MS 800 dolaylarında Çinli simyacıların güherçile, kükürt ve kömürü karıştırarak ham barut elde etmelerinin ardında her ne kadar insan sağlığı için yararlı olacak bir arayış hatta yaşlanmayı durduracak sağlık iksiri bulmak olsa da, ortaya çıkan “barut” insanlığın tüm savaş ve yaşam alışkanlıklarını değiştirmiş. Barutun ilk kullanımı yine bambu filizleri içine doldurularak ateşlenmesi şekliyle yapılmış ve zaman içinde de kâğıttan, seramikten, camdan, metalden dökülmüş kapların içinde sıkıştırılarak patlatılması günümüze ulaşan ateşli silahların başlangıçtaki adımı olmuş.

  1. yüzyıla gelindiğinde, barutu kullanarak bomba yapabileceklerini fark eden Çinliler, düşman saflarına attıkları okların uçlarına yaktıkları maytabı tutturmaya başlamışlar. 12. Yüzyıla gelindiğinde havai fişekler bir okun yardımı olmaksızın düşmanlara fırlatılabilecek basit roketler haline gelmiş.
    Barutlu silahlarla Haçlı Seferleri sırasında tanışan Avrupalılar, 1295’de, Marco Polo’nun havai fişeği Asya’dan Avrupa’ya getirmesiyle birlikte patlayıcıları anlama ve geliştirme imkânı bulmuşlar. Kimi zaman silah yerine kullanılan havai fişekler, kimi zaman da kralların tebaalarını eğlendiren bir araç olmuş. İlk kraliyet havai fişek gösterisi, VII. Henry’nin 1486’daki düğününde düzenlenmiş. 1685’de, II. James’in taç giyme törenindeki gösteri öylesine etkileyici olmuş ki, havai fişekleri yapan ustaya şövalyelik verilmiş. Rus Çarı I. Peter de, oğlunun doğumunu kutlamak için 5 saatlik bir havai fişek gösteri düzenlenmiş.
    Görsel şölen değil, çevre felaketi
    Yılbaşlarının, sportif başarıların, milli bayramların ve özel gecelerin vazgeçilmezi gibi sunulan havai fişek gösterilerinin birkaç saniyelik göze hoş gelen görüntüleri yanında, hem insanların, hem doğanın hem de yaban hayvanlarının sağlığına ciddi zararlar verdiği uzmanlarca yıllardır söyleniyor. O kadar çok kaza ve ölüm haberi var ki, hangisini buraya alacağıma zor karar verdim.
    Geçen yıl, Avustralya’da bir gösteri (!) sırasında, gökyüzünden ölü ya da gözleri ve gagaları kanayan yaklaşık 60 kuşun çığlıklar atarak yere düştüğünü görenler, birkaç gün süren yavaş ve acılı ölümlerine de şahit olmuş.
    Hindu ışık festivali “Diwali” için atılan milyonlarca havai fişek, hava kirliliği ile başı dertte olan Hindistan’da ilave bir kirliliğe neden oluyormuş. Festival bittikten sonra da ağırlaşan kirli hava kütlesi, günlerce yöre halkının sağlığını tehdit ediyormuş.
    2019 Eylül’de Las Berlanas kentinde düzenlenen festivalde sahneye çıkan İspanyol şarkıcı ve dansçı Joana Sainz ateşlenen havai fişeklerden birinin karnına isabet etmesi nedeniyle hayatını kaybetmiş.
    Almanya’nın Krefeld kentinde, yılbaşı gecesinde atılan havai fişeklerin hayvanat bahçesinin maymunların kaldığı bölüme düşmesi sonucunda, çıkan yangında kurtarılan maymun olmamış.
    2012 Yılında Nijerya’da, 2013’te Çin’de, 2016’da Meksika’nın başkenti Mexico City’de, 2017’de Hindistan’ın Madhya Pradesh Eyaletinde, 2018 yılı Temmuzunda, Meksika’nın Tultepec kentinde yaşanan havai fişek fabrikalarındaki patlamalarda yüzlerce kişi ölmüş, yüzlerce kişi de yaralanmış.
    Bu felaket de öncekiler
    gibi tatlıya bağlanacak mı?
    Geçtiğimiz Ayın başında, Sakaryanın Hendek ilçesindeki havai fişek fabrikasında, -çalışanların ve bölgede yaşayanların dediğine göre- gerekli güvenlik önlemleri alınmadığı için yaşanan patlamada yitirdiğimiz 7 kişinin yanında tam 126 kişi de yaralanmıştı. İşletme sahiplerinin, işyeri güvenlik hizmeti verenlerin tartışılmaz ve affedilmez sorumluluklarını bir yana bırakırsak, böylesine tehlikeli bir üretimin yapıldığı fabrikada alınması gereken önlemleri kontrol etmedikleri için tüm devlet yetkililerinin de yargı önüne çıkarılmaları gerekmiyor mu? Hoş Vali Bey yaptığı açıklamada patlama öncesinde her şeyin düzenli olarak kontrol edildiğini söylemiş ama yaşanan gerçekler dediklerini yansıtmıyor gibi.
    Ölen yurttaşlarımızın acısı tazeyken depolarda sağlam kalan fişeklerin boş bir maden ocağına taşınarak imha edilmesi kararıyla patlayıcıların uzman ekiplerce intikalleri esnasında meydana gelen patlamada Jandarma sınıfından biri astsubay kıdemli başçavuş, biri uzman çavuş, biri de uzman onbaşı rütbelerinde 3 askerimiz şehit oldu, 11 askerimiz ile kamyon şoförü de yaralandı! Ölen askerlerimizin ikisinin patlayıcı madde imha timinden olduğunu düşündüğümüzde, onları bu işin uzmanı olarak kadrosuna alan, sürekli eğitiminden sorumlu olan ve olay yerine göndererek gerekli tedbirleri almakla sorumlu olan amir pozisyonundakilere de dokunulacak mı acaba? Terfileri, tayinleri, sorumlulukları ve bilgi düzeyleri gözden geçirilecek mi? Eksik olan, yanlış yapılan nedir; havaya uçan fabrikanın depolarındaki fiili durumu analiz etmede ya da taşıma sırasında uygulanan tekniklerde acaba bir bilgi eksikliği ya da bir zafiyet var mıdır, diye kendime sormadan edemiyorum!
    İBB, etkinliklerinde havai fişek kullanmayacak
    Sn. İmamoğlu’nun havai fişeklerin yasaklanması konusunda yardımını isteyeceğini söylediği İstanbul Valisi Sn Ali Yerlikaya ne der bilmiyorum ama şu ana kadar çok belediyede aklıselim kararlar alındı bile. Takip edebildiğim kadarıyla, adını eksik bıraktığım belediyelerden özür dileyerek hazırladığım listede, Temmuz Ayı içinde, Sinop, Edirne, İzmir, Kars, Kadıköy, Bakırköy, Kartal, Beşiktaş, Küçükçekmece, Datça, Rize Fındıklı, Bursa Nilüfer, Eskişehir Odunpazarı ve Tepebaşı Belediyelerinden havai fişek kullanılmayacağına dair destek açıklamaları yapıldı. Ne kadar saygın bir duruş ki, Avcılar ve Bakırköy’de zaten yasakmış. Umarım bu tavır hızla yurt bazına yayılır, felaket üzerinde görsel şölen (!) aramadan vazgeçilir.
    Patlamalarda kaybettiğimiz insanlarımızın hatıraları önünde saygı ile eğilirken bu tür felaketlerin bir daha yaşanmaması için caydırıcı önlemlerin alınmasını temenni ediyorum. Umarım bu trajedinin üstü örtülmez, fabrikanın daha öncekilerde olduğu gibi bir başka isimle bu şekilde üretime başlamasına izin verilmez.
    Bayramınızı kutlar, güzellikleri biriktirmenizi dilerim!..

Önceki ve Sonraki Yazılar
İrfan Yalın Arşivi