Ankara Sinema Festivali çok güzel iki gözüm!

‘Ankara’da aşık olmak zor iki gözüm’ en çok dinlediğim parça oldu, sonra ‘Ankara’nın bağlar’ına bile bağlayabiliriz değil mi, hiç sorun değil. Gidilen etkinliğin ne olduğu çok önemli ve değerli! Gazete Pencere adına açılıştaki yerimi aldım ve sinema tutkum ile yola düşmek bir başka güzeldi.

En önemli üzüntüm, İnci Hanım

Uzun yıllardır festivalleri takip eden bir gazeteci, yayınlar yapan bir televizyoncu olarak Ankara Film Festivali’ne ilk kez katıldım. Bugüne kadara neden katılamadım, tam bilmiyorum; bir şekilde takvimim uymamış ya da o anda çalıştığım yayıncı kuruluşumdaki başka işler devreye girmiş olabilir. Ama nihayetinde festivalin bu yıl 35’incisine yetişebildim ama içim buruk olarak. Çünkü Ankara Film Festivali Başkanı İnci Demirkol festivale sayılı saatler kala hayatını kaybetti.

En önemli üzüntüm sinemaya gönlünü vermiş, Ankara’da böylesi bir festival yaratmış çok değerli İnci Hanım’ı bu dünyada tanıyamamış olmak. Ortak arkadaşlarım “Mutlaka tanışmalısın, muhteşem bir kadın ve ondan çok şey öğrenip zenginleşeceksin” diyordu ama maalesef yetişemedim.

İnci Demirkol’un anısına sahip çıkmak

İlginç olan ise ilk kez gittiğim festivale İnci Hanım’ın vefat haberinin üzüntüsüyle gitmiş olmamdı. İnci Demirkol’un ölüm zamanı bile o çok sevdiği festival zamanı oldu, bu zamanlama bile ne tuhaf ama bu dünyadan göçmeden önce kendisinin isteği; ne olursa olsun festival açılışını yapacak ve gerçekleşecekti.

İnci Hanım’ın son vasiyeti gerçekleşti 35. Ankara Film Festivali açılışı yapıldı ve gecenin ödülleri takdim edildi.

İnci Demirkol vasiyetinde ‘Festivaller devam etsin’ derken İstanbul’da MUBI Fest programındaki bir film sansüre uğruyor ve festival iptal ediliyordu.

Sinemaya hayatını adayanlar bu dünyadan göçerken bile ‘Festivaller ne olursa olsun devam etsin’ derken, biz dünyada kalanlar festivallere hep gölge düşürüyorduk.

Şimdi inadına İnci Demirkol’un anısına daha çok sahip çıkarak 35. Ankara Film Festivali’ni layığıyla gerçekleştirmek ve yaşamak olmalı kültür sanat dünyasının hedefinde.

Onur ödülleri…

Ankara Devlet Tiyatrosu Şinasi Sahnesi’nde gerçekleşen törenle 35. yaşına ‘Merhaba’ diyen Ankara Film Festivali’nde Aziz Nesin Emek Ödülü’nün sahibi Müjdat Gezen, Sanat Çınarı Ödülü’nün sahibi Şefika Kutluer oldu. Kitle İletişim Ödülü Kurtuluş Özyazıcı’ya, Vakıf Özel Ödülü, Selda Taşkın ve Berkay Ateş’e verildi.

Ödül alan değerli isimler sözlerine İnci Demirkol’u anarak başlarken gecede yaptıkları konuşmalar çok anlamlıydı. Sanki her biri gündemin içinden hassas oldukları duyguları kendi dünyalarından ifade etmek için sözleşmiş gibiydi, bir konuşma diğerini referans alır nitelikteydi.

Müjdat Gezen; “Ödülümü Nesin Vakfı’nın çocuklarına adıyorum…”

Müjdat Gezen ödülünü Nesin Vakfı’nın çocuklarına adadı; “Bu ödülde Aziz Nesin’in adı geçince dayanamadım geldim. Aziz Abi, çok sevdiğim, saydığım, abimden de öte bir dostumdu. Çok güzel günlerimiz geçti, birlikte çalıştık, birlikte oyunlar yazdık. Aziz Nesin çok başka adamdı.”

Şefika Kutluer; “Bu ödülü Atatürk sayesinde aldım”

Şefika Kutluer, Atatürk sayesinde bu ödülü alabildiğine vurgu yaparak sözlerine şöyle devam etti; “Şu anda bu ödülü alabiliyorsam, bir kadın olarak Atatürk'ün bizlere verdiği haklar ve özgürlükler sayesinde alabiliyorum.”

Kurtuluş Özyazıcı; “Radyolar susmasın AÇIK kalsın”

Kurtuluş Özyazıcı yıllar önce henüz üniversite öğrencisiyken gönüllü çalıştığı festivalden böyle bir ödül almasının anlamını vurguladı: “13-14 yaşlarındayken akşamları radyo dinler ve beğendiğim şarkıları not ederdim. Ne mutlu bana, yıllar sonra müzik zevkimi şekillendiren o insanlarla meslektaş oldum. Aynı stüdyolarda ben de program yaptım. İyi ki radyo var, iyi ki radyocular var. Bu ödülü onlarla paylaşmak istiyorum. Radyolar susmasın, açık kalsın.”

Selda Taşkın; “Film kurguculuğunu görünür kıldığınız için teşekkürler”

Ankara Film Festivali’nde 2002 yılında gönüllü olarak çalıştığını belirten Selda Taşkın, “22 sene sonra burada bu ödülü tüm bu değerli insanlarla almak benim için çok anlamlı. Birlikte üretmek hep çok güzel” diyerek film kurguculuğunu görünür kıldıkları için festivale teşekkürlerini iletti. Selda sözlerine şöyle devam etti;

“Çocukların, kadınların, sokak hayvanlarının öldürülmediği, sinemacıların hapse atılmadığı, savaşların olmadığı, kız kardeşlerimizin özgürce yaşayabildiği, QUEER gibi filmleri birlikte izleyebildiğimiz bir dünya için, yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek tüm çocuklar için üretmeye devam etmek istiyorum.”

Berkay Ateş; “Sinema mücadelemizdir”

Gecenin en çarpıcı, içimizden geçenleri söze döken isim Berkay Ateş oldu. Berkay’ın konuşması şöyle;

“Festivalin buraya gelmesini sağlayan İnci Hanım’ın önünde saygıyla eğiliyorum. Mücadele eden ve inancı olan bütün sinemacılar adına da belki buradayım, belki daha gençleri de olarak. Ancak bugün burada Ankara Film Festivali’nin açılışını yapıyoruz, Türkiye’nin en önemli platformlarından biri olan Mubi İstanbul’da bir festival açılışı yapmaya hazırlanırken iptal ediyor. Bu iptalin sebebi kaymakamlığın bir filmi yasaklaması. Artık biraz yorgunuz. Eskiden ‘Gün geçmiyor ki’ derdik, şimdi ‘An be an’ diyoruz. Güzel bir kız çocuğu üzerimize koşarken, artık öldürülen kız çocuklarını düşünüyoruz. Güzel bir köpeği severken başına neler gelebileceği ihtimalini düşünüyoruz. Bir gün denize girerken ‘Burada acaba neler olacak bir sonrakinde?’ diye düşünüyoruz. Güzel bir ormanda yürürken ‘Acaba bu ormanın başına ne gelecek?’ diyoruz. Sadece ‘Başına ne gelecek?’ diyerek bir hayat geçmez. Bu yorgunluk böyle devam etmez… O yüzden sinema mücadelemizdir. Sinemaya emek veren herkesin önünde saygıyla eğiliyorum. Tekrar yineliyorum: İnadımız mücadelemizdir.”

Ödül alanları yürekten tebrik ediyorum, Ankara Film Festivali’ne emeği geçenlere çok teşekkür ediyorum. Festival başladı, program şahane 15 Kasım’a kadar sinemayla geçecek zamanlar Ankaralıları bekliyor.

İnci Demirkol’a veda…

Ve siz İnci Demirkol gittiğiniz yerde huzurla uyuyun, rahmet yağsın toprağınıza.

Bugün ben İstanbul’a dönerken size bir anma düzenlendi ve size dair anıların paylaşıldığı zamanların bir kısmına ben de yetiştim. Sonra sizin istediğiniz gibi bugün kısa filmlerin gösterimleriyle festival başladı.

İçinden sinema geçen zamanlar yaşanıyor yine Ankara’da!

Sinemaya katkılarınız ve festival için teşekkürler.

Gittiğiniz yerden takibe devam edersiniz, merak etmeyin festivaller iptal olmayacak ve daha çok yaşayacak!

Umudumuz ve inadımız var!