Yıldızlar altında bir 'Fosforlu Cevriye'

Harbiye’nin gökyüzü, yaz akşamlarının o tanıdık serinliğiyle doluydu. Yıldızların parıltısı ile sahneden yükselen ışıklar birbirine karışırken, Suat Derviş’in kaleminden doğup Gülriz Sururi’nin uyarlamasıyla tiyatroya taşınan Fosforlu Cevriye seyircinin karşısına çıktı. Açık havada, şehrin gürültüsünü arkada bırakan o büyülü atmosferde oyun, İstanbul’un sokaklarından gelen hüzünlü ama bir o kadar da direngen bir hikâyeyi yeniden yaşattı.

Cevriye’nin ışığı

Cevriye, yalnızca Galata sokaklarının değil, bütün bir İstanbul’un simgesi gibi sahnedeydi. Denizin kucağında büyüyen, yıldızlardan indiğine inanan bu kadın; hayata, aşka ve kendi iradesine tutunuşuyla izleyiciyi kendine çekti. Oynayan oyuncunun yüreğe dokunan performansı, seyirciyi bir sokak kızından çok daha fazlası olan bu karakterle tanıştırdı: başını eğmeyen, sevdası için göze alan, sokakların fosforlu ışığı.

Müziğin ve dekorun büyüsü

Oğuzhan Balcı’nın besteleri, Barış Dinçel’in dekor tasarımı, Tomris Kuzu’nun kostümleri ve Kemal Yiğitcan’ın ışık tasarımıyla birleşince sahne, bir İstanbul panoramasına dönüştü. Bir an köprü altındaydık, bir an mezarlık taşlarının gölgesinde. İBB Orkestrasının canlı performansıysa Harbiye’nin akustiğinde yankılanarak Cevriye’nin hikâyesine bir masal ritmi kattı.

Yıldızlarla aynı göğün altında

Açık havada tiyatro izlemenin büyüsü, bu oyunda daha da derinleşti. Seyirciler, başlarını kaldırdıklarında gerçek yıldızları görürken, sahnede Cevriye’nin yıldızlarla kurduğu bağı izledi. Seyirciyle oyuncu arasındaki mesafe silindi; hepimiz aynı hikâyenin bir parçası olduk.

"Sıkışmış gündelik hayatlarımızda kaybolurken Fosforlu Cevriye’nin yaşam coşkusunu hissetmek ve sevdasına tanık olmak bizleri bahtiyar etti. Şimdi sıra bu saadeti aynı yıldızların altında sizlerle paylaşmaya geldi" diyor müzikalin yönetmeni Yelda Baskın.

Bir iz bırakma arzusu

Suat Derviş’in hayaliydi Fosforlu Cevriye’nin bir müzikal olarak sahnelenmesi ve Gülriz Sururi'nin başrol oynamasıydı. Bu hayal, Harbiye’nin gökyüzünün altında gerçeğe dönüşmüş oldu. İzleyiciler, yalnızca bir oyun değil, edebiyatın ve tiyatronun iç içe geçtiği bir anıya tanıklık etti. Siz de bu ana tanıklık etmek isterseniz bu gece 21.00'de temsili kaçırmayın!