Hardcore tıp ve şifalanma A.Ş.
Cüzzam, sıtma, kolera… Ölümcül hastalıklar geçmişte kaldı. Şimdikiler öldürmüyor; süründürüyor! Üstelik de “ölçülemediği” için birinin ağrısı diğerine düğün bayram gelebiliyor!
Offf, migrenim tuttu; başım adeta çatlıyor! O da bir şey mi? Bende “kronik ülser” var; uyku uyutmuyor. Ya “tembel bağırsak sendromu”na ne demeli? Herhalde kullandığım ilaçların yan etkisi… Aylardır çözülemiyor.
Ama asıl “ruhsal sorunlar”a geldik mi… İşler esas orada karışıyor! Baksanıza bizim çocuğa, kıpır kıpır; yerinde duramıyor! Kesin “hiperaktivite bozukluğu” var; doktora götürmek gerekiyor. Aman dikkatli konuş yan komşunla; günde 2 paket sakinleştirici içiyor. Ve ah bu ben kendimi nerelere koşsam? Köprü ve üst geçitler “yükseklik korkumu”, metro ve tüneller “klostrofobi”mi tetikliyor! Şu otobüsteki adam çok tipsiz, terörist mi? Eyvah, ya uçakta fenalaşırsam?
Modern çağın hastalığı “anksiyete – kaygı bozukluğu”… Gökdelenlerin arasında, çok şeritli otoyollarda ve arı kovanını andıran megapollerin en işlek caddelerinde kol geziyor!
ÇAĞIN VEBASI: ANKSİYETE
İşte İngiltere’de NuCalm adlı firma da “çağımızın veba”sına savaş açıyor. Nasıl mı? Bileğe yapıştıracağınız minik bantlarla!.. Anti-nikotin ürünlerini andıran bu bantların “bio-frekans” yöntemiyle beyin dalgalarını düzenlediği ve kişiyi sakinleştirdiği söyleniyor. Anksiyeteye karşı “ilaçsız” çözüm sunan bu “mucize ürün”ün özellikle askerler, pilotlar ve sporcular gibi yoğun stres yaşayan insanlar arasında çok yayıldığı da belirtiliyor. “Nöro-akustik” teknolojisiyle “kalıcı etki” sunan NuCalm, korkuyu, paniği silip atmanıza yardımcı oluyor! Derken Sussex Düşesi Meghan da bu bantla görüntülenmesin mi? Adada NuCalm modası başlıyor.
HUZURLU UYKU AYDA 30 DOLARA!..
Konuyu The Guardian’da inceleyen Alaina Demopoulos, NuCalm’ın oyuncak dükkânından alınan çıkartmalara benzediğini ve kendisine hiçbir etki etmediğini söylüyor. Ve başlıyor uzmanlardan görüş almaya…
Nörologlar, NuCalm’la ilgili henüz bilimsel bir bilgi olmadığından söz ediyor. İyi de üzerindeki “Harvard’da test edildi” cümlesi?.. Sadece 12 kişi üzerinde denenmiş! Bir anlam ifade etmiyor. “Klinik onaylı” ibaresi… Zaten günümüzde her yerde kullanılabiliyor.
NuCalm’ın web sitesini gezen Demopoulos, şirketin esas olarak “uyku” alanında ürünler sattığını anlatıyor. Dileyene hafif bir öğle kestirmesi, dileyene derin uyku… Yeter ki sen seç modunu… Cep telefonunuza indireceğiniz bir müzik programı, bir kulaklık, bir gözlük… Hepsi bu!.. “Hava bedava, su bedava”ydı Orhan Veli’ye… Tatlı rüyalar NuCalm’da aylık 30 dolara satılıyor!
Neticede Demopoulos, haberin başlığını “Hardcore bilim mi? Sadece etiket mi?” diye atıyor, kararı “müşteriler”e bırakıyor.
ŞİMDİ MODA: ‘BARBIE BOTOKSU’…
Mamafih bugünlerde “sağlık sektörü” hayli bereketli… Özellikle TikTok’ta milyonlarca müşteri sanal doktorlarını bekliyor. İşte yeni moda “Barbie botoksu”… Filmden etkilenen kadınlar, omuzları daralıp boyunları uzun görünsün diye onlarca iğne oluyor! Ya sırt kasında felce yol açarsa?.. Yan etkiler henüz bilinmiyor.
Ve “Brotox” tabii… New York Post’un haberi, TikTok’tan ilham alan 20-30 yaş arası erkeklerin 6,5 milyar dolarlık botoks pazarına katıldığını söylüyor. Detoks için “patates suyu” içenler bir yana… Uykuda burnundan solumak için ağızlarını bantlıyorlar TikTok’ta!.. Ya bilmediğiniz bir “apne”niz varsa ve nefesiniz durursa! Çok da takılmamak gerekiyor.
Tabii “kafa”nın dışı kadar içi de “güzel” olmalı… İşte Köln’de gençler, yeni bir TikTok akımına katılıp “nitröz oksit” solumaya (!) başlıyor! “Gülme gazı” diye de bilinen nitröz oksit, yasal olduğu için büfelerde dahi bulunabiliyor. Tüpü al, bir balona doldur ve içine çek! Anında neşe veriyor! Uzmanlar uyarsa da nafile… Rudolf Meydanı eli balonlu gençlerden geçilmiyor!
‘PENİSİNİZLE KONUŞUN’!
Savaşlar, iklim krizi, gelecek endişesi… Türlü afetlerle boğuşan 21. yüzyıl insanı, sorunları “olgunlukla” çözmek yerine çareyi çocukluğun “sorumsuz neşe”sine dönüşte mi arıyor?
Baksanıza The New York Times’ın haberine… Adamın biri, “farkındalık” oluşsun diye kenti basan fareleri videoya çekip yayınlıyor. Fare severler “Biz de görmek isteriz!” diye ülkenin dört bir yanından Manhattan’a akın ediyor! Ah şu TikTok… “Fare turizmi”nden bile ekmek çıkartıyor!
Neyse ki Türkiye’de böyle uçuk kaçık “trend”ler yok. Bizde hâlâ büyük bir ciddiyetle “CHP’nin 100. yılı” kutlanıyor, “Meral Mommy” tartışılıyor. “Şifacılarımız” da Twitter’da “Penisinizle konuşun. Erken boşalma vb. sorunların çoğunda penisinizle konuşmak sorunları çözebilen manevi bir uygulamadır” diyor.
Bir “davranış bilimleri uzmanı”na göre “herkesle rastgele sevişmemek” lazım. Zira “Orgazm sırasında yoğun duygular ateşlendiğinde kişinin geçmiş travmaları karşılıklı birbirine geçiyor”!
Milli Takım dualarla sahada, bir hoca “sakalsız erkeğin” başka erkekleri tahrik edebileceğini söylüyor! “Türkiye yüzyılı” kararlılıkla yoluna devam ediyor!
“En acı cips”e cesaretin var mı?
TikTok’taki “meydan okuma”ların (challenge) son kurbanlarından biri, Worcester’da yaşayan 14 yaşındaki Harris Wolobah oldu. En azından annesi öyle iddia ediyor. TikTok’ta “dünyanın en acı cipsinden yeme” akımına uyan Wolobah, aynı gün mide ağrısıyla hastaneye kaldırıldı ve orada vefat etti. “California Azraili” adlı biberi içeren cips, başka şikâyetlerin de hedefiydi. Şimdi herkes, Wolobah’ın otopsi raporunu bekliyor.