Bahçeli’nin danışmanından Furkan Bölükbaşı açıklaması: 'Yüz vermeyin artık'

MHP’nin yayın organı Türkgün'ün başyazarı Yıldıray Çiçek köşe yazısında AKP'li Furkan Bölükbaşı'nın "Cumhurbaşkanına suikast ve fiili saldırı" suçundan gözaltına alınarak tutuklanmasını "gerekli" bir adım olarak değerlendirdi.

Çiçek'in yazısında yer alan ifadelere göre aynı şahsın bugüne kadar Atatürk’e yönelik hakaretleri, iftiraları ve sosyal medya üzerinden yaydığı kin ve nefret söylemleri karşısında herhangi bir adli işlem yapılmamış olması, yargının görevini yerine getirmekteki zafiyeti olarak kamuoyunda tartışma konusu hâline gelmiş durumda.

"Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik bu açık tehdidin ardından yargının harekete geçmesi yerinde ve gerekli bir adım olmuştur. Fakat aynı şahsın bugüne kadar Atatürk’e yönelik hakaretleri, iftiraları ve sosyal medya üzerinden yaydığı kin ve nefret söylemleri karşısında herhangi bir adli işlem yapılmamış olması, yargının görevini yerine getirmekteki zafiyeti olarak kamuoyunda tartışma konusu hâline gelmiştir."

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Atatürk’ün 87. ölüm yıldönümü töreninde yaptığı konuşmada, sosyal medyada ve siyasette “Atatürk maskesi” takarak toplumu bölen kesimlere karşı net bir duruş sergilediğini söyleyen Çiçek, yazısında bu gelişmelerin ardından Atatürk’e yapılan hakaretler karşısında yargının tavizsiz hareket etmesinin zorunlu hâle geldiğini vurguluyor:

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 'Gazi Mustafa Kemal’e yönelik hakaretamiz ifadelere de aynı şekilde karşıyız.' şeklindeki son açıklamasından sonra, bundan böyle Atatürk’e yapılan hakaretler karşısında yargının görevini tavizsiz biçimde yerine getirmesi, iktidar çevresinde bu tür kişilere yüz verenlerin de kendilerine çeki düzen vermesi artık bir zorunluluk hâline gelmiştir. Bu tür kişilere verilen yüzün, hangi tehdit noktasına kadar varabildiği ortadadır."

Yıldıray Çiçek, konuyla ilgili uzmanlar ve hukukçular, sosyal medya üzerinden yayılan nefret söylemlerinin cezai takibinin hem toplumsal huzur hem de devlet ciddiyeti açısından kritik olduğuna dikkat çekiyor. İktidar çevresine yakın isimlerin Atatürk’e yönelik hakaretleri görmezden gelmesinin uzun vadede hem demokrasiye hem de kamu güvenine zarar verdiği öne sürdü.