Mutlu Hesapçı

Mutlu Hesapçı

“Oyunculuk; bir tür vecd hali, bir tür arınma”

Kendisiyle ilk kez karşılaşmam ve tanışmam geçtiğimiz aylarda oldu. Öyle heybetli ve farklı bir yapısı var ki açık ara bilindik tiplerin içinden ayırıyorsunuz onu. Ne kadar uzaktan görürseniz görün hemen fark ediliyor gerçekten. O heybetli görüntüsünün altında oturup sohbet ettiğinizde mütevazı bir duruş, duygusal, kibar ve incelikli bir adam var. Kendisini yaptığı işlerden dolayı elbette biliyordum ama ‘Bağlılık Hasan’ filminde daha çok dikkatimi çekti. Hasan karakterini o kadar güzel oynamıştı ki Umut Karadağ’ın hikâyesini merak ettim. Kendisini yakından tanımak için geçmişten bugüne uzanan hayatına dair sorular sordum. Herkese umut içinde mutlu bir gelecek dileriz.


Babanızdan dolayı ki annenizin etkisi de burada önemli sahnede geçen bir çocukluğunuz var. Oyunculuk doğuştan kaderinize yazılmış diyebilir miyiz?

Diyebiliriz sanırım. Tüm çocukluk ve gençlik hayatımda evde sürekli tiyatro insanları, tiyatronun geleceği ve neler yapılması gerekliliği konuşuluyordu. Türkiye tarihinin değişik dönemleri ayrıntılı incelenip oyun yazılıyordu. Çocukken tiyatro oyunlarını kaçırmamaya gayret ediyorduk. Ee doğal olarak ben de tüm bunlarla büyüyünce, aklımda sadece oyuncu olmak vardı, ilkokul bittiğinde.

“Babam bana oy vermeyip de listede adımı 3. yedekte görünce moralim elbette çok bozuldu”

Sınavı yedekten kazanmışsınız babanız da size oy vermemiş neden? Sonra kendisiyle bu durumu aranızda nasıl konuştunuz?


Babam çok ince eler, sık dokurdu. Dışarıdan bakan bir insan, sınava giren oğlunu okula torpille alan hoca görüntüsü görüp aklına türlü kötü düşünceler gelecekti. Babamın böyle bir şeye izin vermesi mümkün değildi, çok prensipli ve prensiplerine sıkı sıkıya bağlıydı. Ben babamın bana oy vermeyip de listede adımı 3. yedekte görünce moralim elbette çok bozuldu. Saatlerce boş boş yürüdüğümü hatırlıyorum. Sonra buluştuğumuzda epey tartıştık. Ben; olumsuz da olsa oy vermeliydin dedim. O da bana; ilerde anlarsın oğlum dedi, haklı da çıktı. Haa tabii beni torpilli diye düşünmeler bitmedi. Hayat!!

“Zaten oyuncu olmak hedefimdi”

Başarılı bir sporculuk geçmişiniz de var. O kırılma noktası nasıl oldu da oyunculuğu tercih ettiniz?

Babam, kendi eski milli diskçi olduğu için atletizmin ne kadar yararlı olduğunu, insan gelişimi için, -hem ruhsal hem fiziksel- 7 yaşımdayken beni atletizme başlattı. Sonradan sırıkla yüksek atlama branşında çalışmaya başladım. Gerçi dekatlon için de çalışıyordum. Ankara içinde birçok madalya kazandım. Her şey yolunda gidiyordu. Ama bir gün iyi ısınmadan atlayış yaptım ve sırtımdaki bir kas grubunu sakatladım. Zaten oyuncu olmak hedefimdi, bir de sporda her an sakatlanma riski olduğu için daha az müsabakaya girdim. Ama sporu hiç tam olarak bırakmadım. Spor, hayatımın her aşamasında az ya da çok oldu, oluyor.

“Babam benim süper kahramanım idi”


Babanız Prof. Dr. Nurhan Karadağ çok önemli bir hoca ve tiyatrocuydu. Allah rahmet eylesin. Kendisinden neler öğrendiniz ve oyunculuğunuza katkısı ne oldu?

Allah rahmet eylesin!! Babam benim süper kahramanım idi. Tabii ki annem ve tüm aileyi de bu sürecin içinde aktif olarak düşünelim. Babam, hem bir oğul olarak idolümdü. Hem spor hocamdı, hem meslek hocamdı hem de akıl hocamdı. Annem de babam da çok iyi hayat rehberi ve meslek rehberi oldular! Özellikle ülkemizi, bin yılların biriktirdiği, ama unutulmaya yüz tutmuş değerleri ile sadece bana değil, tüm Türkiye’ye tanıttı. Dünyayı iyi, güzel, doğru pencereden algılayabilmek için yol açtılar annem ve babam. Bugün yurt dışında da tanınan bir oyuncuysam, sebebi annem, babam, hocalarımdır.

“Spor sadece oyunculuk mesleği değil, tüm meslekler için çok önemli bence”

Sporcu olmanızın hangi alanlarda oyunculuğunuza katkısı ve faydası var?


Her bakımdan çok faydası var. Örnekleyeyim; nefes kontrolü, açık algı. Oyunculuk için vazgeçilmezler. Tabii bir de disiplin tarafı var… Sadece oyunculuk mesleği değil, tüm meslekler için çok önemli bence. Sporda asıl mesele kendini geçebilmek, daha iyi olmaktır. Aynı oyunculuk gibi.

“Oyuncu müthiş bir haz yaşıyor”

Oyunculuk sizin için ne ifade ediyor ve oynarken neler hissediyorsunuz?

Oyunculuk; bir tür vecd hali. Bir tür arınma. Seyirci ile beraber attığını duyduğunuzda yüreğinizin ve o yüksek enerjiyi hissedince, müthiş bir haz yaşıyor oyuncu.

“Geriye dönüp baktığımda yüksek hızlı tren misali”

Tiyatro sahnesinde geçen zamanlar ardından dizi ve sinema filmleri geldi. Geriye dönüp

baktığınızda nasıl geçmiş zaman?

Yüksek hızlı tren misali; Devlet Tiyatrosu’nda 30’un üstünde oyun, Ankara Deneme Sahnesi’nde 10’un üzerinde oyun, 10’a yakın sinema filmi, 20 kadar da dizide oynamışım. Hepsinin yeri ayrı tabii… İyisiyle kötüsüyle. Çalışmayı seviyorum. Oyunculuğu seviyorum. Çok şanslıyım sanırım. Tabii karşılığını fotoğraflarda ve aynada görüyor insan.

“Göğsüm kabarıyor inanın”


Oyunculuk kariyerinizde sizin için önemli olan projeler hangileri ve neden önemli?

Babam Nurhan Karadağ’ın yönettiği oyunlarda oynadım. Gerek Ankara Deneme Sahnesi’nde, gerek Devlet Tiyatrosu’nda, gerek Dil ve Tarih - Coğrafya Fakültesi’nde. Bu oyunlar biçem yani üslup içeriyordu. Seyirlik Oyun üslubu.  Bozkırdirliği, Kurban Taziye v.b Bunların hepsi köşe başı oyunlardı. Elbette Shakespeare, Moliere, Eugene O’Neil oynayacağız. Bununla birlikte kendi rengimizi tanıtmak ve yaymak uğraşısı idi. Dizilerden Tatar Ramazan, Halka, Sağır Oda gibi… Dönüm noktaları sayılabilir. Sinema filmlerinden; Gölgesizler ve elbette Bağlılık Hasan. Bağlılık Hasan 74. Cannes Film Festivalinde Türkiye’yi temsil etti ve başka festivallerden birçok ödülle dönerek, Türkiye’nin Oscar adayı oldu. Göğsüm kabarıyor inanın.

“Bence tarihi dizilerde oynamanın sorumluluğu var, olmalı”

Tarihi dizilerde de rol aldınız. En son projeniz Alparslan Büyük Selçuklu oldu. Tarihi dizilerde oynamanın avantajları neler ve tarihi bir dizide oynamanın sorumluluğu başka mı oluyor?

Birkaç dönem dizisinde oynadım. Tatar Ramazan, Ya İstiklal Ya Ölüm, Kara Yılan, Alparslan Büyük Selçuklu v.b… Dönem dizisinde oynamak, hem o dönem hakkında daha donanımlı bilgi sahibi olmayı getiriyor hem de oyuncuya zamanda yolculuk yaptırıp o dönemde yaşama fırsatı sunuyor. Daha eski dönem dizilerinde at binme, kılıç, gürz v.b çalışma alanları ediniyor insan. Bence tarihi dizilerde oynamanın sorumluluğu var, olmalı. Tabii siz ne kadar tarihi gerçekleri araştırırsanız araştırın, sonuçta senaristlerin ve yapımcının penceresinden bakılıyor tarihe.

“İki kere Hollywood’dan teklif geldi”

Tarihi diziler özellikle yurt dışında çok ilgi görüyor ve sizlerin dünyada da tanınmasını

sağlıyor. Bu anlamda yurt dışı ve uluslararası projelerde yer almak gibi planlarınız

var mı?

Çok isterim uluslararası projelerde yer almak. 2 kere Hollywood’ dan teklif geldi. Biri pandemiden önce biri Bağlılık Hasan’dan sonra. Ama ikisi de olmadı. Gelecek tekliflere açığım.

“Bağlılık Hasan filmi dünyaya açılma fırsatı oldu”

Şüphesiz ‘Bağlılık Hasan’ filmi kariyerinizde çok önemli bir proje oldu. Sizin için projenin önemi nedir ve nasıl bir film oldu?

Dünyaya açılma fırsatı oldu film. Birçok yabancı ve yerli yönetmen, yapımcı ve oyuncu ile tanışma ve konuşma fırsatı oldu. Hâsılı ‘Bağlılık Hasan’ filmi dünya sinema tarihinde güzel bir yer aldı. Ben de o filmin Hasan’ıyım.

“Bence herkes oyuncu olamaz”


Şimdi herkes oyuncu ya da oyuncu olmak istiyor. Eğitimli bir oyuncu olarak ve babanızın yetiştirdiği oyunculara da baktığınızda herkes oyuncu olabilir mi? Kimler iyi oyuncu?

Bence herkes oyuncu olamaz. Nasıl ki herkes araba tamircisi, ayakkabıcı, terzi, fırıncı, boyacı olamazsa herkes oyuncu olamaz. Ya da örnekleri değiştirelim, herkes mimar, mühendis, doktor, avukat, öğretmen olamaz. Her kişinin ayrı yönelimleri ve başardığı şeyler var. Önce yetenekli olmalı… Oyunculuğun bence vazgeçilmezleri; oyuna, konsere, sergiye, filme gitmek, geçmişten haberli olmak: Tarih, sosyoloji, psikoloji, felsefe, estetik… Roman, şiir, öykü… Bunları, dünya klasikleri ile birlikte yerli yazarlardan da okuyarak… Beden sağlığını üst düzeyde tutarak, dans etmeyi bilerek, şarkı söyleyebilerek, enstrüman çalarak ve dahası tüm varlıklarla empati kurabilerek iyi oyuncu olunabilir.  Disiplin şart!!

“Genlerden gelen bir heybet söz konusu”

Oyunculukta görsellik ne kadar önemli? Sizin de farklı ve heybetli bir görüntünüz var bu anlamda boyunuzun posunuzun oyunculukta avantaj olduğu ya da dezavantaj olduğu roller oldu mu?

Güzellik algısından hareketle söylüyorsanız; bence hiç önemli değil. Hatta çoğu Avrupa dizilerinde güzel kadın yakışıklı erkek yok. Duyguları ifade ediyor mu? Üç boyutlu mu, çok renkli mi? Bunlar önemli, görüntü değil. Elbette genlerden gelen bir heybet söz konusu. Uzun zaman spor da yapınca heybet perçinlendi. Ama hiç dezavantaj olmadı. Aksine hep faydasını gördüm. Bazen görüntü yönetmenleri beni boydan düşürüyorlar ya da partnerimin ayaklarının altına 5’lik ya da 10’luk takoz atıyorlarJ

“Elbette ben de başta tanınmıyordum”

Sektörde çok görünür ve magazinel olmak bir rolün size gelmesini sağlayabiliyor. Bir

rol size nasıl geliyor, oyuncuyu o rol nasıl buluyor?

Ben hiç magazinel olmadım. Yaptığım işle görünmek isterim. Yediğim yemekle değil. Ama dediğiniz gibi magazin haberlerinde çıkınca kısa vadeli ilgi çekiyor. Elbette ben de başta tanınmıyordum. Çalışa çalışa, uğraş uğraşa, zor zamanlardan geçerek bugüne geldik. Artık tercih edilen oyuncu pozisyonuna gelince, rolün gelmesi daha kolay oluyor.

“Oyunculukta amatör olarak 35 profesyonel olarak 28. yılımdayım”

Meslekte kaçıncı yılınız, çok sevindiğiniz ve çok üzüldüğünüz, unutamadığınız ne kaldı

aklınızda?

Amatör olarak 35 profesyonel olarak 28. yılımdayım oyunculukta. Ankara Devlet Tiyatrosu’nda Cevdet Anday’ın yazdığı ‘Müfettişler’ adlı oyunun son provaları sırasında gitti babam. Sonra sahneye çıkmak bir hafta sonra bile olsa üzücü ve zor gelmişti. Diyarbakır Kısa Film Festivali’ndeyken, Cannes Film Festivali’ne ‘Bağlılık Hasan’ filminin resmi olarak duyurulduğu gün ise gerçekten mutluluktan uçmuştuk.

“İyi projelerde yer alıp dünyaya açılmak isteğim”

Yeni projeler, planlar ve hayaller neler?

Çok büyük ve pozitif etkenler var hayatımda. Beni güçlendiren, sevindiren, birlikte mutlu olduğumuz, eşim ve menajerim Çiğdem Sarıkaya ki fedakârlığı ve desteğiyle ayrıca aklı ve becerisiyle hep yanımda oldu, nefes oldu, pencere oldu. Aynı zamanda bizim kızlar; Nergiz Çiğdem ve Asya Feriha sevgileriyle bizi güçlendiriyorlar. Kısa orta ve uzun vadeli planlarımız var. İyi projelerde yer alıp dünyaya açılmak isteğim. Bakalım hayat neler getirecek.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mutlu Hesapçı Arşivi