Haldun Solmaztürk

Haldun Solmaztürk

Özerkliğini yitirmiş bir ordu ‘partinin’ uzantısı haline gelir

Şaka gibi; Genelkurmay Başkanlığı makamı iki ay ‘idareten’ boş kaldı.

Kara Kuvvetleri Komutanı’na ‘asli görevi uhdesinde kalmak üzere’ vekalet ettirdiler.

Geçen Perşembe YAŞ vardı…

YAŞ, Yüksek Askeri Şura’nın kısa adı—akronim…

Ordudaki terfi, emeklilik ve atamaları görüştüler…

Bu arada nihayet bir Genelkurmay Başkanı da belirlendi ve atandı.

Yüksek Askeri Şura’ya hala ‘askeri’ dendiğine bakmayın; on iki üyeden sadece dördü asker.!

Cumhurbaşkanı, yardımcısı, adalet, dışişleri, içişleri, milli savunma, hazine-maliye, milli eğitim bakanları yanında genelkurmay başkanı ve üç kuvvetin komutanları var…

Yani orduyu şekillendirenler ‘durum muhakemesi’ deseniz boş boş bakacak bir avuç siyasetçi…

Kafalarına göre takılıyorlar da aslında o ‘kafa’ da kendi kafaları değil.

Şura’nın bakanlarını—askerleri de—Tayyip Erdoğan tek başına atıyor ya da görevden alabiliyor.

Yani ‘şura’ denilen şey -- her alanda olduğu gibi -- aslında tek kişi, şahsı…!

YAŞ’ın işlevsizliği zaten süresinden belli; yaklaşık (!) 3 saat—yani o kadar bile değil.!

Bu 3 saat içinde 162 general, amiral ve terfi edecek albayın durumları tartışıldı, kararlar alındı.

Adam başına 1 dakika düşüyor—görev süreleri uzatılan albayları da sayarsanız 20 saniye...

Anlayacağınız; ‘liyakat’ değerlendirmesi de YAŞ gibi; var-ama-yok.!

‘Kadrosuzluktan emeklinin’ Türkçesi, ‘Kusura kalma, sana uygun görev yeri bulamadık’ demek.

Kafayı karıştıran uygulaması…

Örneğin Org. Atilla Gülan 2017 yılında ‘orgeneral’, geçen yıl—orgeneralliğin beşinci yılında—Hava Kuvvetleri Komutanı olmuştu. Kadrosu (!) orada duruyor; ama bir yılda ‘kadrosuzluktan’ emekli edilip yerine daha geçen yıl orgeneralliğe terfi etmiş olan Org. Cemal Kadıoğlu atandı.

Demek ki ‘kadrosuzluk’ dışında bir sorun ya da tercih sebebi var…

Rütbede normal bekleme süresi olan ‘dört’ yıllarını tamamlayarak emekli edilen general ve amirallerin toplam sayısı 23…

Ama bir de bekleme süresi dolmadan (!) emekli edilen 18 asker var ki toplamı 41 eder.

Hepsi için de ‘kadrosuzluktan’ diyorlar ama bazı generaller emekli edilirken onların yerine başkalarının tercih edilmesinde ‘kadrosuzluk’ dışındaki kriterlerin devreye girdiği anlaşılıyor.

Asıl çarpıcı olan rütbe bekleme süreleri ‘dolmadan’ emekli edilenlerin durumu…

Örneğin Korg. Yılmaz Yıldırım daha geçen yıl korgeneralliğe terfi etmişti, bu yıl emekli edildi.

Kara Kuvvetlerinde, iki tümgeneral ve dokuz tuğgeneral daha ‘apar-topar’ emekli edildiler.

Deniz ve Hava Kuvvetlerinde de bu şekilde emekli edilen 3 amiral ve 3 general var—biri de Deniz Kuvvetleri Kurmay Başkanı.

Yani her nedense bunların ‘dört’ yıllık bekleme sürelerini tamamlamaları dahi beklenememiş.!

Savaşan bir ordunun deneyimli generallerini ‘erkenden’ emekli etmek için ‘askeri’ sebep olmalı.

Buna karşılık terfi edenler içinde bekleme süreleri dolmadan yani erkenden (!) terfi edenler var.

Öte yandan bekleme sürelerinin çok ötesinde ‘uzatma’ alan general ve amiraller ya da emekli olmaları gerekirken—bekleme süreleri 2 yıl uzatılıp—göreve devam ettirilen albaylar var.

Bakan Bey—ve yeni Kara Kuvvetleri Komutanı—Cumhurbaşkanı’nın yanında mütebessim poz veriyorlar ama bunların hiçbiri ‘Ne var canım bunda.!’ deyip geçiştirilebilecek şeyler değildir.

Hiçbiri normal değildir.!

Çünkü Türk Ordusu bir ‘merasim’ ordusu değildir…!

Ordunun kendisinden beklenen yüksek harekat hazırlık seviyeleri, gerektiğinde savaşma—ve kazanma—yeteneği, terfi, emeklilik ve atamaların sadece ‘liyakata’ dayalı yapılmasını gerektirir.

Bunun için de ordunun kurumsal özerkliğinin—kendi kendini ‘askerce’ yönetme hakkının—fiilen var olması gerekir. ‘Askeri’ şura ‘siyasi’ şuraya dönüştüğünden beri bu mümkün değildir.

Son on beş yılda sivil-asker ilişkilerinin nereden nereye geldiği, nasıl dejenere olduğu ortadadır.

Sadece siyasi-askeri seviyedeki komutanların değil, her bir general ve amiralin siyasi kriterlere dayalı—parti (!) kararlarıyla—seçildiği bir sistem orduyu da partinin uzantısı haline getirir.

Umalım ve dileyelim ki yeni Genelkurmay Başkanı seleflerinden farklıdır; tehlikenin ve sorumluluğunun farkındadır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Haldun Solmaztürk Arşivi