BİR TÜRLÜ SEVEMEDİĞİMİZ KANYE WEST

Bana göre çok katmanlı bir yaratıcı profil Kanye West; hep öyle oldu. Pek çoklarına göre West, Kim Kardashian isimli ünlü bir Amerikalı kadının kocası bir Rapçi. Ben Kardashian’ı bilmiyorum, izlemedim, ilgilenmedim, kendimce sebeplerim var. Diğer yandan West’e ise ilk günden bu yana pek çokları gibi acımasız bir kayıtsızlık içinde olmadım.

Sıradan insanların sansasyon tutkusu var. Tasarımdaki süslemecilik yaklaşımı ile aynı türden bir psikolojik, sosyolojik temeli olabilir bu tutkunun. Norm kabul edilenlerin dışında kalan her şeye ilgi büyük oluyor. Farklı olan, yeni olan pek sevilmediği için bu ilgi çoğunlukla ret, aşağılama şeklinde dışarı yansıryor, bazen de gıpta ile fanatikleşme arasında gidip geliyoruz. Doğamız gereği, aslında hep bizde olmayanı seviyoruz. Evren böyle tasarlanmış.

Atlanta doğumlu, 44 yaşındaki Kanye West, kariyeri süresince müzik, sanat, tasarım ve moda dünyasında, insanların olamadıkları yerlerde gezinme cesaretini göstererek tüm kıvılcımları üzerine çekmiş bir isim. Amerika’nın en nefret edilen insanı olarak nitelendirenler bile var, ancak sanıyorum Trump bu unvanı çoktan almıştır. Kaldı ki West ‘in Sneaker kültürü içerisindeki başarısına bakılırsa, sevenleri sevmeyenlerinden daha çok gibi.

Tüm yaptıkları arasında sıklıkla ünlü bir kadın ile olan evliliği ile anılıyor olması West için talihsizlik. 29 Ağustos’ta çıkan, ve bir estetik ameliyat sırasında yaşamını yitiren anneye, Donda West’e adanan onuncu stüdyo albümüne gelinceye kadar, West’in müzik kariyeri sayısız işbirliği, ödül ve yer yer skandallarla dolu oysa. Rap dünyasının yön veren bir oyuncusu olduğu kesin. Amerikan yaratıcı endüstrisinin önemli bir metası West.

 “Büyük ağabeyim” diye nitelendirdiği Jay Z ile iç içe örülü bu kariyer, rap müzik adına sunulmuş pek çok radikal girişim içeriyor. West’in müziği her zaman ana akım eğilimlerin dışında bir ses ve yenilik sunuyor. Bu durum, onu müzik bakımından karlı ve başarılı bir müzisyen tabii çoğunlukla. Yıllardır hala Black Skinhead’in dünyadaki en iyi müzik kliplerinden biri olduğunu düşünürüm mesela. Günlerdir dinlediğim en son albümü Donda da olduğu gibi, tüm kişiliğini, iniş çıkışlarını, iç dünyasını samimiyetle sunduğu işler bunlar: Yeezus, Ye, Kids See Ghosts veya The Life of Pablo. Albümlerin çıkış tarihlerinin sürekli değişiyor olması, Amerikalı eleştirmenlerin dalga geçtiği bir konu haline gelse de kimin umurunda? Yaratıcı insanlar, teslim tarihlerini sevmezler, bunu hepimiz biliriz.

Jay Z ile arasını, verilen borçlar veya Jay Z ‘nin eşi Beyonce’un, West çiftinin düğünlerine katılmaması gibi sorunlar bozmuş olsa da, ikili, bizim aşıklar misali, müzik aracılığı ile birbirleri ile atışmaya devam ediyorlar. Açıkçası sevgili bir Amerikan rapi dinleyicisi olarak, bu parçalar üzerinden ikili ilişkileri okumak keyifli oluyor. West bu anlamda en cömert insanlardan biri. Dinleyicisine her zaman içten ve samimi hikayeleri olduğu gibi anlatıyor. Tabii onun koyu bir Hristiyan olarak büyük dindarlığı ve manik depresif ruh halleri de bu işlere yansıyor.

DİNBAZ RAPÇİ

Sevgili Tayfun Atay’ın Dinbaz sıfatını çok severim. Sadece siyasetçiler dinbaz olmuyor. West’i de dinbaz görenler oldukça fazla.Rapçi bundan iki üç yıl öncesinden itibaren dini inançları etrafında şekillendirdiği bir müzik yaşamı sürüyor. Bu eğilim hemen hemen tüm albümlerinde hissediliyor. 2019 yılından beri Kaliforniya’da bir kilisede The Samples Gospel korosuyla birlikte Pazar ayinlerine katılan rapçi, bu konuda da oldukça tepki topladı.

Herkesin, West tarafından tasarlanmış ve keşişlerinkine benzeşen türde tek tip kıyafetlere bürünerek tanrısal biçimde şarkılar söylediği bu ortamlar kimine göre çirkin bir tiyatro. Bu tepki daha çok dış dünyadan gelse de, Gospel alanındaki öncü isimler, Kanye’nin yaptığı yeni düzenlemelerle, Gospel’e katkısının büyük olduğunu, dönüm noktası yaratarak dini inanışları gençlere yakınlaştırdığını belirtiyorlar.

Hristiyanlığı kullanmasının onu iki yüzlü yaptığını, Tanrı ve İsa’ya ithaf ettiği albümleri ve Pazar ayinleri ile bunu kendi markası için kullandığını düşünenler var. Oysa West bu konuda yükselen seslere karşı pek çok röportaj verdi ve neyi nasıl bir duygu ve ilham ile yaptığını açıkladı. Bu açıklamalar kısa, sıradan ve net; yaptığı işler ise oldukça sansasyonel, ve dediğim gibi insanlar görünene bakıp anlamak ve kabullenmek yerine sansasyonel olanı tercih ediyor çoğu zaman.

SNEAKER KÜLTÜRÜNÜN LOKOMOTİFİ

Müzik kariyerinin dışında dışında sanat, tasarım ve moda alanında da farklı bir duruş sergiliyor West. Amerikan kültürünün tüketim çılgınlığının son perdesi olarak gördüğüm Sneaker kültürünün de günümüzdeki en önemli lokomotiflerinden biri konumunda kendi yarattığı Ye markası ile. Sneaker kültürü nedir derseniz, 1980’lerde ünlü basketbolcu Micheal Jordan ile başlayan bir tüketim çılgınlığı diye özetlerim. Basketbol, spor ayakkabı ve hip hop müziği birleştiren bu ürünler Nike ve Adidas gibi ayakkabı markalarından GAP gibi hazır giyim markalarına kadar uzanan bir alan içeriyor. Wast’in yanısıra, daha önceden bahsettiğim Abloh, Beyonce gibi parlayan isimlere tasarlatılan özgün giysiler ve ayakkabılar genç tüketicilerden büyük ilgi görüyor. Sıradan spor markaları bu yaratıcı insanların tasarıma kattığı özgün dokunuşu keşfedince, hem spor giyimi daha renkli bir hal aldı ve günlük giyim olarak da tercih edilir oldu, hem de bu star isimlerin hayranları, onların imzasını taşıyan ürünlere yöneldiği için satışlar patlayıverdi. Böylece müzikten, sokaktan beslenen bir Sneaker kültürü doğdu. Bir spor ayakkabıya, koşarken, dans ederken, yürüyüş yaparken ihtiyaç duyarsınız, ancak bir Sneaker’ı  hava atmak için alırsınız. Sneaker bir ayakkabı değildir; bir sosyal statü simgesidir. Ne kadar tarz, ne kadar cool, yada fiziki yaşınıza oranla ruhunuzun ne kadar genç olduğunu bir Sneaker ile gösterebilirsiniz. Kanye West, Nike ile başladığı Sneaker tasarımlarına Adidas ile devam etti. Sahibi olduğu Yeezy markası ile işbirliği bugünlerde GAP ile devam ediyor. Müzik- sokak giyimi- basketbol üçgeni, Kanye’yi  dünyanın 1750. Sıradaki milyoneri yapmaya yetiyor.

West’e olan nefret, onnu her an her şeyi yapabilme kudretini kendisinde görmesinden kaynaklanıyor kuşkusuz. İnsanlar rapçiyi rapçi olarak görmek istiyorlar, aman bilmediği işlere bulaşmasın duygusu vardır ya hani, o misal! Gel gör ki insanların tümü yaratıcıdır ve bu yaratıcı gücünü sürdürdüğü sıradan hayatlar içinde unutmuştur; sistemler unutturmuştur. İnsanın yaratıcılığı katmanlıdır ve çok yönlüdür. İnsan resim çizebilir, dans edebilir, müzik mırıldanabilir, el aleti yapabilir, ateş yakabilir. Kanye bu çok yönlü yaratıcı cesaretini sürdüren, bununla dünyaya meydan okuyan bir profil. Kanye’nin bir başına ve kendi serveti ile sürdürdüğü yaratıcı girişimler, tüm insanlığın kontrolsüz yaratıcılığı ile dünyayı getirdiği duum yanında ne kadar berbat olabilir ki?

Muhtemelen sansasyon yaratmanın gerektiğini de fazlası ile idrak etmiş olabilir; tüm yaptıklarını samimiyetle, naif bir inançla yapıyor da olabilir. Trump sempatizanlığı, dindarlığı, geçtiğimiz yıl başkanlığa aday olması, veya mimarları ve tasarımcıları çılgına çeviren Yeezy home girişimi veya müziği.. Bunların hepsi ayrı bir sansasyon. Ben tüm bunları, içindeki yaratıcı enerji ile ortaya koyduğunu düşünüyorum. Yaratıcı beynin çocuksu heyecanı ile. Bu dünyaya zarardan çok yarar sağlayan bir insan olduğunu da.

Şöhreti ve serveti sürekli kılmak için, sansasyonun, her güne yeni gündem yaratma stratejisinin, hemen her alanda tutyada tutarsız yeni fikirleri ortaya atmanın gerekli olduğunu aslında rapçilerden değil, siyasetçilerden de iyi biliyoruz. Ben sözlerinde ilgi çekici detaylarla dolu olan Donda albümünü dinlemeye ve West’i izlemeye ve onu sevmeye devam ediyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Özlem Yalım Arşivi