İyimser Büyüme ve Enflasyon Verisi

Yine veri akışının yoğun olduğu bir haftadayız. Pazartesi günü TÜİK 2025 yılı üçüncü çeyrek büyüme verisini açıklarken İstanbul Sanayi Odası Kasım İmalat PMI verisi ve İstanbul Ticaret Odası da kasım enflasyon verisini açıkladı. Dün de TÜİK kasım ayı enflasyon verisini duyurdu.

2025 üçüncü çeyrek verisi geriye dönük bir veri olsa da potansiyel büyüme açısından elbette ki önemli. Üçüncü çeyreğe ait büyüme oranı, çeyreklik bazda beklentileri aşarak (beklenti 0,6) 1,1 düzeyinde gerçekleşirken yıllık büyüme ise beklenti altı kaldı. Yıllık büyümede beklenti 4,2 iken gerçekleşen büyümenin 3,7 olduğu duyuruldu.

Aslında üçüncü çeyrek büyüme verisinin alt bileşenlerine bakıldığında yine kompozisyonu bozuk ve kalitesiz bir büyüme ile karşı kaşıya kalındı ve önceki dönemlerde olduğu gibi inşaat ve tüketim temelli bir büyümenin gerçekleştiği görüldü. Zira sanayi sektörü yüzde 1 büyüme gösterirken en hızlı büyüyen sektörün yüzde 13,9 ile inşaat olduğu görüldü. Bu artışın nedeninin deprem sonrası yoğunlaşan sosyal konut projeleri olarak vurgulansa da bu durum tarım sektörünün yüzde 12,7 oranında azaldığı gerçeğini ortadan kaldırmıyor. Tarım sektöründeki bu azalma, hiç şüphesiz ki gıda enflasyonu açısından sorunun büyüklüğünü gösteriyor.

Diğer yandan talebi kısmaya yönelik dezenflasyon politikalarına rağmen (ki ücretlerin baskılanması bunlardan en önemlisi) tüketim tarafından büyümeye gelen katkının yüzde 4,8 ile beklenenden güçlü olması dezenflasyon politikasını yavaşlatıcı bir etki yaratmanın dışında enflasyon beklentisinin kırılamadığı ve büyümenin kaynağının iç talep olmaya devam ettiği gerçeğini bir kez daha gösterdi.

Öte yandan asgari ücret tartışmalarının yoğunlaştığı ve birçok senaryonun konuşulduğu şu günlerde büyüme verisi içerisinde emeğin payının çeyreklik dönemde gerilemiş olması ücret tespitine daha fazla anlam yüklenmesine de yol açtı. Çünkü iş gücü ödemelerinde önceki çeyreğe göre 3,4 puanlık bir azalış olduğu görüldü. Hal böyle iken yani halk fakirleşirken kişi başına gelirin artmış görünmesi gelir dağılımı adaletsizliğini de ortaya koyuyor.

Hiç şüphesiz ki gelir dağılımı adaletsizliğini destekleyen bir diğer makro sorun da enflasyon. Dün açıklanan kasım ayı TÜFE verisi, aylık bağlamda yüzde 0,87 yıllık da ise yüzde 31,07 ile beklenti altı geldi. Beklenti aylıkta 1,25 iken yıllıkta ise 31,60 idi. Kasım ayında beklenen ve gerçekleşen enflasyon arasında nadiren görülen bir fark oluştu.

TÜFE rakamına ilişkin farklılığı daha çok ENAG, İTO ve TÜİK arasında görmeye alışkınız ki bu durum bu ay da değişmedi. Ancak beklenen ve gerçekleşen arasındaki farkın bu denli büyük olması haliyle şaşırtıcı bir etki yarattı. Aslında her yılın son aylarında enflasyon rakamının düşük açıklanması yaşadığımız bir ritüel ve elbette ki tesadüfi değil. Zira bu rakamlar yeni yılın çalışan ücretlerinin belirlenmesinde etkili oluyor. Dört aydır açıklanan rakamlar bağlamında işçi emeklisinin maaş zammı yüzde 11,20 memur ve memur emeklisinin maaşı ise yaklaşık yüzde 17,55 bir artış söz konusu olacak iken açıklanan enflasyon verisiyle birlikte kira ve işyerlerine uygulanacak tavan zam oranının yüzde 35,91 olarak hesaplanması ücretlilerin yaşadığı mağduriyeti ortaya koyuyor.

Kasım ayı enflasyonun bir diğer önemi de bu ay yapılacak PPK toplantısında TCMB’nin vereceği faiz kararı üzerinde etkili olması. Her ne kadar çekirdek enflasyon yüzde 31,65 ile beklenti üzeri gelse de TCMB’nin faiz indirim adımlarının büyüklüğünün enflasyon görünümüne odaklı olduğu yönündeki açıklaması dikkate alındığında tek aylık bir iyileşme ile karar verilmesi doğru olmasa dahi TCMB’den bu ay güçlü bir faiz indirimi gelme ihtimali yüksek.

Ancak TCMB faiz indirimine devam etse de açıklanan büyüme ve enflasyon rakamına ilişkin ekonomi yönetiminden yapılan olumlu yorumlar ücretlerin baskılanarak talebin kontrol edilmeye çalışıldığı politikanın süreceğini ortaya koyuyor. Yani enflasyonun 2024’ten beri 44 puan düşmesini bir politika başarısı olduğu gerekçe gösterilerek enflasyonu önleme yükünü üstlenen hane halkı ve ücretlilerin bu yükü devam edecek gibi görünüyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Serap Durusoy Arşivi