Memetcan Demiray

Memetcan Demiray

Seçim-kondria!..

Son yılların modası, Google'da hastalık araştırmak ve kendi kendine teşhis (!) koymak... Kimi "demir eksikliği"ne karşı kırmızı et kürüne başlıyor, kimi şifayı Instagram'ın "alternatif tıp" hesaplarında arıyor! Bu tabloya Türkiye'nin yüksek gerilimli siyasi havası eklenince insanın akıl sağlığını koruması hiç de kolay görünmüyor.

Bu sıralar herkes "hasta"... Ama öyle bildiğimiz nezle, grip değil. Yan komşu Burak mesela... Sürekli kas spazmından yakınıyor. Uzak kuzen Hande'nin derdi migreniyle... Geldi mi gitmek bilmiyor! Lise arkadaşı Kerem'in reflüsü azmış, eşi Burcu ani çarpıntılardan şikayet ediyor. İyi de gittiniz mi bir doktora? Hayır, artık gerekli tüm teşhisleri Google koyuyor!

İnternette hastalık "aratmak" son yılların trendi durumunda... Hissettiği belirtileri Google'a yazanlar hastane sitelerini ve "tıp sayfaları"nı geziyor, böylece evden çıkmadan derdine derman bulmayı umuyor. "Karnımda bir yanma var". Basit bir gaz sıkışması olabilir mi? Eyvah eyvah: "Medikal online" kalp krizi ihtimalinden söz ediyor! Peki cildimdeki şu kızarıklık?.. Wikipedia "cilt kanseri olabilir" diyor!

Neyin "gerçek", neyin "sanal" olduğu belirsiz bir klinik: Ekran başında sizleri bekliyor!

MAKUL ŞÜPHE: SİBERKONDRİA

Eurostat'in geçen yıl yaptığı araştırma da Avrupa'da 16-74 yaş arası kişilerin yarıdan fazlasının tedavi için ilk önce internete danıştığını ortaya koyuyor. Basit yaralanma, sızı ya da sağlıklı beslenme için ipuçları... İnsanlar derhal "Doktor Google"a başvuruyor!

"Son 3 ayda online tıbbi bilgi aradınız mı?".. Bu soruya evet diyenlerin oranında Finlandiya yüzde 80'le başı çekiyor. Hemen ardında Hollanda ve Danimarka var. "Hayır" diyenlerin oranı ise Romanya ve Bulgaristan'da zirve yapıyor. Ah bu yoksulluk... Yoksa gelişmiş ülkeler dertsiz başına dert mi arıyor?!

Yeni bir hastalık türü: Siberkondria... Dijital çağın insanını her tür "makul şüphe"ye sürükleyebiliyor.



HEPİMİZ DOKTORUZ!

"Hastalık hastalığı" anlamına gelen "hipokondria"nın en güncel sürümü (!) olan siberkondria, insanların internette bulduğu "bilgi"lerle kendine tanı koyması, üstelik okuduklarına inanıp kendini hasta hissetmesi anlamına geliyor.

Kavramı Sydney Morning Herald'da ele alan Thomas Mitchell da Google'ın kullanıcıları "en kötü senaryo"ya yönlendirdiğini vurguluyor. Basit bir öksürüğü akciğer tümörüne, mide ekşimesini kronik ülsere bağlayabilen bir yapay Hipokrat... Parmaklarımızın ucunda duruyor.

Dahası, Google'dan edindiği "malumat"la hastaneye koşanlar, gerçek doktorların teşhis ve tedavi yöntemlerini beğenmiyor, onlara "tıp" öğretmeye kalkıyor! Siberkondrianın çok yaygın olduğu Hindistan'da Dr. Sharath Reddy, her gün gördüğü 20 hastadan iki ya da üçünün "internet kurbanı" olduğunu belirtiyor. Ve özellikle yeni çocuk sahibi çiftlerin "pimpirikli" olduğundan, bebeğe konan teşhisle yetinmeyip mutlaka Google'da arama yaptıklarından söz ediyor.



ÇARE: BARIŞ MUSLU VE CİVAN PERÇEMİ!..

Dr. K. Shivaraj ise insanların en çok hiperventilasyon ve mide ile ilgili semptomları internette arattığını, bunların da genellikle anksiyete ve aşırı stresten kaynaklandığını söylüyor. Yani?.. Depresif bir ruh hali en nihayetinde bedeni etkiliyor.

Tıpkı bizdeki gibi!.. "Bu aralar kolumu kıpırdatacak halim yok". Depresyon olabilir mi? Hayır, hayır! Pinterest'te demir eksikliğinden bahsediliyor! Çare?.. Muhtemelen kırmızı et küründen geçiyor! Gluten tam bir öcü!.. Baksana, Facebook'ta kaynımgil de laktozun zararlarını paylaşıyor! Parası çok olana envaiçeşit "alternatif tıp merkezi" mevcut! Sağlıklı bir karaciğer için civan perçemi çayı, düzenli sindirim için saf kekik özü gerekiyor! Elbette ücreti mukabili ve "ilaç değildir" etiketli...

Instagram'ın "influencer" hekimleri... Daha sağlıklı nefes için bize "ozon tedavileri" öneriyor!

Peki şu geçmeyen bacak ağrısı?.. "Aile dizimi"nize baktırdınız mı? Belki de büyük büyük dedenizin geçirdiği bir kazadan size hediye geliyor! Sonuç: "Her şey beyinde başlar!".. Etrafımız Barış Muslu kitapları, "D vitamini" hapları, "Daha fazla sen!" vadeden "bitkisel takviye" reklamlarından geçilmiyor!



PSİKOLOJİK 'İÇ SAVAŞ'

İyi de vatandaş ne yapsın? Birlik ve beraberliğe her daim çok ihtiyaç duyan ülkemiz!.. Şimdi de "tarihinin en önemli seçimi"ne ilerliyor. Bir yanda geçim ve barınma sorunu, bir yanda gelecek endişesi... Siyasetçiler de "darbe"li "işgal"li tehditlerle bu ruh haline oynuyor. Adeta bir tür "savaş" haletiruhiyesi... Kimse bırakın sonbaharı, 15 Mayıs sabahına nasıl uyanacağını bile bilmiyor.

Enflasyonla birlikte ilk düşen gıda kalitemiz oldu. Kalitesiz beslenme elbette ruhu da etkiliyor. Aşk, seks ve eğlenceden yoksun bir toplum... Gece yarıları bile öfke dolu, sosyal medyada siyaset paylaşıyor: "Adamlar sessiz sakin gidecek mi?".. Prozac niyetine "tweet"ler atılıyor, Xanax niyetine Youtube izleniyor.

Böyle bir ortamda nasıl "sağlıklı" kalınabilir ki? "Seçim-kondria"... İki hafta daha yakamızı bırakmayacağa benziyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Memetcan Demiray Arşivi