SEÇİMDEKİ İNCE HESAPLAR

İddiaların aksine, bu satırlarda iktidarın oyun planını en geç haziran ayına kadar seçim yapmak üzerine kurduğunu birkaç kez okudunuz. 11 ilde yaşanan felaket ve çığ gibi büyüyen tepkilere rağmen iktidarın bunu nasıl göze aldığını merak edenlere iki gerekçeyle yanıt verilebilir. 1- 6 aya kalmadan baskıladıkları ekonomik göstergelerin çığırından çıkması. 2- Bolca verilecek deprem vaatlerinin aslında söylendiği gibi yapılmadığının görülmesi. İşte iktidar, daha kötü olasılıklar nedeniyle ‘vaat ve hayal satarak’ kazanmayı deneyecek.

Bu noktaya nasıl gelindiğini, daha önce yapılan araştırmalara atıf yapılarak süreç yönetimi planlandığını aktarmıştık. Hatta1999 depreminden hemen sonra yapılan anketlerde iktidarın oylarında gerileme olmadığına ilişkin veriler, toplantı masalarında gündeme getirilmişti. Son dönemde alelacele yapılan bazı anketlerde de benzer sonuçların alındığına ilişkin iktidar kanadındaki hava, seçimlerin bir an önce yapılması tezine gerekçe olarak gösterildi.

AKP içinde bu konuda kafası karışıklar da var. Deprem bölgesinde çığ gibi büyüyen tepkilerin yönetilemeyeceğini düşünenler, yönetilse bile süreci dışardan izleyen ve kararsız olan AKP’li seçmenin, kötü yönetim ve liyakatsızlık nedeniyle partiden tamamen kopacağını iddia edenler de bulunuyor. Bazı AKP’liler, “Deprem bölgesinde rehabilitasyon süreciyle tabanı koruyabilsek bile, batı illerindeki seçmenimiz deprem sonrası kurtarma çalışmalarına yönelik eleştirilerden etkilendi” yorumu yapıyorlar.

Yapılan toplantılarda, “6 Şubat depreminden sonra çok şey değişti. Artık uzun süre depremi ve sonraki süreci konuşacağız. Seçim sürecinde gündem tamamen deprem üzerinden olacak. Buna göre yeni bir kampanya içeriği hazırlayacağız. Depremin etkilediği şehirleri nasıl yeniden ayağa kaldıracağız, memleketlerini terk edenleri nasıl geri getireceğiz… Bunları konuşacağız” dendiğini biliyoruz.

13 milyonu etkileyen böylesine bir felakette artık hiç kimsenin normal bir seçim kampanyası yürütmesi mümkün değil. Sadece Cumhur İttifakı değil, Millet İttifakı da argümanlarını yeniden yazmak zorunda kalacak. Mitinglerin sayısı azalacak. Konu başlıkları değişecek. Hatta ‘Emeklilikte yaşa takılanlar (EYT) için ayrılan bütçenin deprem bölgesinde kullanılması önerilerine de sıcak bakılmadığını, onlardan gelecek oyların da hesaba katıldığını aktaralım. İktidar ortakları, tamamen vaatler üzerinden hayal satacak.

Bu yeni plana göre, seçim kampanyası iki ayrı bölümde uygulanacak. Bayrama kadar olan bölümde düşük profilli bir çalışma yapılacak. Daha çok çadır ve konteyner kent ziyaretleri, iftar programları yapılması planlanıyor. Bayram sonrası biraz daha hareketlenecek. Deprem felaketinin yaşandığı 11 il için ayrı kampanya hazırlanacak.

Özetle, her il için ‘paketlenmiş vaatler’ hazırlanacak, gerçekte yaşananlar ve sorunların üzeri örtülecek. Bunların üstünü açmak ve kamuoyunu aydınlatmak da muhalefet partilerine ve gerçek gazetecilere düşecek.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Nuray Babacan Arşivi