Bakan Fidan Arap Devletler Ligi toplantısında konuştu: Netanyahu'ya destek vermeye devam edenler hesap verecek
Bakan Fidan konuşmasında Gazze’deki mevcut durum hakkında değerlendirmelerde bulunarak, “Bugün bir sorumluluk anında bir araya geliyoruz. Uluslararası sistem Filistin’de soykırımı engelleme konusunda başarısız olmuştur. Zaman halkımızı ve onurumuzu savunmak için birlik ve dayanışma zamanıdır. Filistinlilerin, Arapların ve Müslümanların hayatlarının diğerlerinden daha az önemli olduğunu asla kabul edemeyiz. Gazze’deki halkın benzeri görülmemiş şekilde topluca cezalandırılması artık giderek Batı Şeria’ya yayılıyor. İsrail mevcut koşullardan yararlanıyor ve istismar ediyor. İster Arap ülkeleri ister Müslüman ülkeler, ister Filistinli gruplar veya Birleşmiş Milletler olsun saflarımızı sıklaştırmalıyız. Ancak o zaman bu barbar savaş makinesini durdurabiliriz. Türkiye, İsrail’e ticaret kısıtlamaları getirmiştir. İsrail ateşkesi kabul edip, Gazze’ye engelsiz bir şekilde insani yardıma erişimi sağlayana kadar ticareti yeniden başlatmayacağız. Aynı zamanda Güney Afrika tarafından başlatılan Uluslararası Adalet Divanı’na müdahil beyanımızı sunduk.
"Onlarca yıldır süren işgal, baskı ve şiddet sona ermelidir"
Bugün dökülen kan İsrail’in daha önceki saldırılarının cezasız kalmasının doğrudan bir sonucudur. Bu sefer farklı olmak zorunda. Sorumlular uluslararası mahkemelerde hesap vermeli. Bir hususun açıklığa kavuşturulması gerekiyor. Netanyahu'ya destek vermeye devam edenler, devam eden soykırımın da suç ortakları oluyor. Onlar da hesap verecek. Hepimiz İsrail, Filistin ihtilafına adil bir çözüm bulunmaksızın kalıcı barışın tesis edilemeyeceğinin farkındayız. İki devletli çözüm hayata geçirilmeden 1967 sınırlarına sadık kalınarak harekete geçirilmeden söz konusu olamaz. Uluslararası hukuk net ve yüksek sesle bir hüküm vermiştir. İsrail’in işgali yasa dışıdır. Onlarca yıldır süren işgal, baskı ve şiddet sona ermelidir” dedi.
'Türk-Arap ekonomi forumu 15'inci oturumu ekim ayında İstanbul'da gerçekleşecek'
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Arap dünyası ile bölgesel zorluklara karşı alınan bir dizi eylemin yanında işbirliklerine de dikkat çekerek, “ İsrail sahada yasa dışı fiili durumlar yaratarak cezasız kalamaz. Bu konudaki son zamanlarda bir diğer örnek ise Kudüs’in statükosunu değiştirmeye ve Harem-i Şerif’deki tarihi statükoyu ihlal etmeleri ve pervasız çabalarıyla yüzlerce radika İsraillinin polis korumasında Harem-i Şerif’e saldırması bir provokasyondur. Bakanların bu tür provokasyonlara dahil olması İsrail hükümetinin ahlaki çöküşünün derecesini bizlere göstermektedir. Herkes şunu bilmek durumundadır İslam dünyası, Harem-i Şerif'in İslami kimliğini korumak için ne gerekiyorsa yapacaktır. Uluslararası topluma İsrail’in eylemlerini durdurma konusunda baskı yapmayı sürdüreceğiz. İslam İşbirliği teşkilatı ve Arap Birliği Temas Grubu bu ortak çabanın önemli ortaklarındadır.
"Bölgesel güvenlik ve istikrar için birlikte çalışmalıyız"
Çatışmalarda sivilleri korumak ve kesintisiz yardım sağlanması yalnızca hukuki değil aynı zamanda insani ve ahlaki bir sorumluluktur. İsrail bu sorumluluklarını açıkça yerine getirmemektedir. İnsanlar hayatta kalmak için gerekli hizmetlere erişimden mahrum bırakılmaktadır. Gazze’ye 60 bin tondan fazla insani yardım ulaştırdık. Gazze topraklarının tamamına hala güvenli ve engelsiz insani yardım ulaştırılması mümkün değil. Geçtiğimiz ay bu konuda fark yaratmak üzere refah sınır kapısını ziyaret ettim ve Mısırlı dostlarımızın ne kadar sıkı ve organize olmuş şekilde çalıştığını gördüm. Yüzyıllardır Arap dünyasıyla olan yakın ilişkilerimizi dikkatinize sunmak istiyorum. Yan yana yaşıyoruz, aynı sorunları aynı perspektiften paylaşıyoruz. Düzenli görüşmelerde bulunarak ortak gündemleri paylaşıyoruz. Ticaret, enerji ve yatırım alanında işbirliğimizi artırıyoruz. Çok ciddi bir potansiyelimiz var. Turizm ve ekonomiden savunma sanayine ve terörle mücadeleye kadar işbirlik alanlarımızı genişletmeyi başardık. Türk- Arap Ekonomi Forumu 15’inci oturumunu Ekim ayında İstanbul’da gerçekleştirecek. Forum ekonomik bağlarımızı daha da geliştirmek ve yeni işbirliği alanlarımızı keşfetmek adına başlıca araçlarımızdan biri. Sadece aynı inancı paylaşmıyoruz aynı zamanda tarihimiz, coğrafyamız ve zamana meydan okuyan dostluk bağlarımızla birbirimize bağlıyız. Bölgesel güvenlik ve istikrar için birlikte çalışmalıyız” ifadelerini kullandı.