CHP’li Yücel’den, Bakan Tunç’a: Yaşanan hukuksuzlukları size değil kime soralım

CHP’li Yücel’den, Bakan Tunç’a: Yaşanan hukuksuzlukları size değil kime soralım
CHP Parti Sözcüsü Deniz Yücel, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’a Can Atalay sorusu sordu. Yücel, “Anayasa mahkemesi Can Atalay ile ilgili bir kez daha ihlal kararı verdi.  ‘Hep beni sıkıştırıyorsunuz’ diyen Adalet Bakanına...

CHP Parti Sözcüsü Deniz Yücel, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’a Can Atalay sorusu sordu. Yücel, “Anayasa mahkemesi Can Atalay ile ilgili bir kez daha ihlal kararı verdi.  ‘Hep beni sıkıştırıyorsunuz’ diyen Adalet Bakanına soruyorum Bu ülkede ilk derece mahkemeleri ve Yargıtay, Anayasa Mahkemesi’ni tanımıyorsa, size değil kime soralım?”

CHP Parti Sözcüsü Deniz Yücel’ TBMM Genel Kurulu’nda yaptığı bütçe konuşmasında Adalet Bakanı Yılmaz Tunc’a seslendi. Yücel, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’a dönerek “Şurada oturması gereken Can Atalay Nerede” diye sordu, “Bugün Anayasa mahkemesi Can Atalay ile ilgili bir kez daha ihlal kararı verdi. Yasaları, Anayasayı yargı kararlarını tanımayanlar günü geldiğinde yargı önünde hesap verecekler” diye konuştu.

Takım tutar gibi yüksek mahkeme tuttunuz!

CHP Parti Sözcüsü, Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Yücel’in konuşmasından öne çıkan başlıklar şu şekilde;

 “ ‘Hep beni sıkıştırıyorsunuz’ diyen Adalet Bakanına soruyorum. Şurada oturması gereken Can Atalay neden cezaevinde? Bakın bugün Anayasa mahkemesi Can Atalay ile ilgili bir kez daha ihlal kararı verdi. Yasaları, Anayasayı yargı kararlarını tanımayanlar günü geldiğinde yargı önünde hesap verecekler. Aynı FETÖ’cü yargı mensuplarının 15 Temmuz’dan sonra verdikleri gibi! Bu ülkede ilk derece mahkemeleri ve Yargıtay, Anayasa Mahkemesi’ni tanımıyorsa, size değil kime soralım? Bu ülkede gazeteciler tehdit ediliyorsa, Organize suç örgütleri ülkede cirit atıyorsa kime soralım? Ali İsmail Korkmaz öldürülürken, Eziyet görmediğine hükmediliyorsa, katillerine sadece 7 ay 15 gün hapis cezasına veriliyorsa, bunun hesabını biz kimden soralım? Siz Adalet Bakanısınız, hukukçusunuz! Soru sorulmasından neden rahatsız oluyorsunuz? 19 yaşındaki bir çocuğun sokak ortasında öldürüldüğü bir ülkede siz şikâyet edemezsiniz!

Takım tutar gibi yüksek mahkeme tutan Cumhur İttifakı ortakları olarak siz, 50+1 tartışmaları ile gündemi meşgul etmekte hiçbir sakınca görmediniz. Bir tarafta Anayasa Mahkemesi kararlarına saygı duymayan Erdoğan, diğer tarafta, bir zamanlar ‘İyi ki anayasa mahkemesi var’ diyen, bugünse “Anayasa Mahkemesi kapatılsın” diyen Bahçeli… Sınırsız yetki hırsı, sonsuza dek iktidarda kalma hevesi, sizi bu çıkar ortaklığı noktasında birleştirdi. Türkiye’yi, bugün içinde bulunduğu açmaza sürükleyen sürecin mimarları olarak siz, anayasal kurumları işlevsiz kıldınız.  Yarattığınız her krizin ardından; bu milletin gözünün için baka baka, daha büyük krizlerin kapısını araladınız. Fethullahçı terör örgütü mensuplarını, Ergenekon ve Balyoz davalarının hâkimi ve savcısı yaptınız. Sonra hiç utanmadan ‘Ergenekon Davasının savcısıyım’ dediniz. 2010 referandumu ile HSK’nın yapısını değiştirerek, yargıyı FETÖ’ye teslim ettiniz. Referandumu kazanmanız için “Ölüleri bile mezarından kaldırıp evet oyu verdirin” diyenleri, devletin her bir hücresine SİZ yerleştirdiniz SİZ. Sonra da bu milletin Meclis’ine bombalar yağdırılırken ‘Kandırıldık’ diye ağladınız

Sadece 28’inci dönemde, CHP olarak tam 250’nin üzerinde meclis araştırma önergesi verdik. Emeklilerin, üniversite öğrencilerinin, esnaf ve sanatkarların sorunları araştırılsın dedik, Reddettiniz. Fahiş kiralar karşısında, ev sahibi ve kiracılar arasında yaşanan sorunlar araştırılsın dedik, Reddettiniz. Kadına yönelik şiddetin engellenmesi, deprem sonrasında yaşanan sorunların tespit edilmesi, tarım sektöründe yaşanan sıkıntıların araştırılması için komisyon kurulsun dedik reddettiniz.

Amasra'da yerin yüzlerce metre altında göz göre göre hayatını kaybeden 43 madenciyi yer yüzüne sağ salim çıkaramayan, Kastamonu'da, Bartın'da yitip giden onlarca vatandaşımızı sel felaketinden koruyamayan, İskelenin altında kalan Mustafa Amca’yı, 71 yaşında inşaatta çalışmak zorunda bırakan, 6 Şubat'ta, 11 şehir yerle bir olurken 16 milyon insanımıza çare olamayan, Milyonlarca depremzedeyi kış günü ısıtamayan, Konteynırlarda, çadırlarda, soğuk ve yoksullukla boğuşmak zorunda bırakan bu bütçeyi reddediyoruz. ‘Güçlü Türkiye’, ‘Türkiye Yüzyılı’ bilmem ne! Ya bırakın bu boş lafları”