Çözüm süreci tartışılıyor ama operasyonlar devam ediyor: DEM Partili Temelli gözaltılara tepki gösterdi, hükümeti uyardı

Çözüm süreci tartışılıyor ama operasyonlar devam ediyor: DEM Partili Temelli gözaltılara tepki gösterdi, hükümeti uyardı
İktidar cephesinin bir yandan çözüm sürecini aralayan açıklamalarda bulunup bir yandan Diyarbakır mitinginde 284 kişinin gözaltına alınmasını DEM Parti Grup Başkanvekili Sezai Temelli Gazete Pencere'ye değerlendirdi.

Mustafa TEKİN

TBMM'nin yeni yasama yılının açılış gününde Devlet Bahçeli'nin DEM Partili vekillerle tokalaşmasının ardından iktidar cephesinden gelen art arda açıklamalar 'yeni bir çözüm süreci mi başlıyor' sorusunu akıllara getirmişti.

13 Ekim'de Diyarbakır'da yapılmak istenen 'özgürlük' mitingi valilik tarafından yasaklanmıştı. DEM Parti yetkililerinin polisle müzakeresi sonucu basın açıklamasına izin verilmişti. Açıklama sonrası kentte gözaltılar yapılmış, 269 kişi gözaltına alınmıştı. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya bugün yapmış olduğu açıklamayla 15 kişinin daha gözaltına aldığını duyurmuştu.

DEM Parti Grup Başkanvekili Sezai Temelli, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve MHP Genel Başkanı Bahçeli'nin mesajlarının ardından yapılan operasyon ve gözaltıları değerlendirdi.

"Valilik kendince bir yasaklama kararı verdi"

Diyarbakır'daki eylemin her şeyden önce yasal bir eylem olduğunu vurgulayan Temelli, "Bu eyleme karşı valilik kendince bir yasaklama kararı verdi. Bu tamamen anayasaya aykırı bir tutumdur. Ardından oradaki kolluk güçleri adeta o eylemi provoke ettiler. Ellerinden gelen her türlü saldırganlığı gösterdiler, eş başkanlarımızın konuşmalarını engellediler. Sonrasında da gözaltılar oldu" dedi.

"Yasa dışı bir müdahaleyi haklıymış gibi göstermeleri kabul edilebilir değil"

Temelli devamında, "Bu eyleme dair de açıklamalar geldi. Örneğin hem İçişleri Bakanlığının sosyal medyadaki paylaşımı hem de diğer siyasilerin bu konudaki açıklamaları neredeyse bu yasadışı eylem karşıtı müdahalelere destek verir nitelikteydi. Bu tamamıyla yanlıştır. Bunun bir kere her şeyden önce bu toplumda oluşan 'ılımlı' havaya karşı açıklamalardır. Bu doğru bir şey değildir. Yasal olanın yanında durması gerekenlerin böyle yasa dışı bir müdahaleyi haklıymış gibi göstermeleri kabul edilebilir değil" ifadelerini kullandı.

"Hukuktan mı yanasınız, hukukun karşısında mısınız?"

"Toplumda tokalaşma sonrası başlayan o ılımlı hava güçlendirilmelidir" diyen Temelli, "O eylemde dile getirilen sözler, halkın oradaki talepleri zaten bu sürece katkı veren bu süreci olumlayan bir eylemdir. Nedir eylemde ortaya çıkan şey; İmralı'nın kapılarını açın. İmralı'nın kapılarının açılması talebi de yasaldır, hukukidir. İmralı'nın kapılarının 44 aydır kapalı olması yasa dışıdır. Dolayısıyla hukuktan mı yanasınız, hukukun karşısında mısınız?

Tamamen bu 13 Ekim eylemi bunu ortaya koymuştur. Hukuktan yana olanlar, İmralı'nın kapılarını açma talebini ortaya koyanlar yasal bir talebi dile getirmişlerdir. Diğer taraftan bu taleple beraber bugün toplumun Kürt meselesinin demokratik çözümü konusundaki olumlu yaklaşımını desteklemişlerdir. Bu konuya doğru yerden yaklaşmışlardır ama onun karşısında siyasetin kısır çekişmeler içerisinde kalmasını isteyenler, hala geçmişteki o süregelen gerilimi beselemek isteyenler buradan da bir gerilim çıkarmak istiyorlar. Bunu kabul etmiyoruz. Dolayısıyla her şeyi birbirine karıştırarak değil her şeyi kendi özelinde anlayarak sürece yaklaşmanın önemli olduğunu düşünüyoruz" dedi.

"Hala eskiyi çağrıştıran, geçmişteki hataları tekrarlayan açıklamalar var"

Ortada bir çözüm sürecinin olmadığını ama bir çözüm sürecinin olabilmesine yönelik beklentilerin ve açıklamaların olduğunu belirten Temelli, "Şimdi bu konuda mı ısrar edilip yol alınacak yoksa herkes sadece temennilerle mi yetinecek? Dolayısıyla biz tabi ki bir çözüm sürecinin hayata geçmesi açısından, Türkiye'nin Kürt meselesinin demokratik çözüme kavuşması açısından dün olduğu gibi bugün de mücadelemizi vermeye devam ediyoruz. Açıklamalar peş peşe geliyor, tabii ki olumlu değerlendirebileceğimiz açıklamalar var ama hala eskiyi çağrıştıran, geçmişteki hataları tekrarlayan açıklamalar da var. Dolayısıyla çelişkili açıklamaların gelmesi belki de sürecin özelliğine yorumlanabilir. Biz durduğumuz yerde çok güçlü ve kararlı bir şekilde durmaya, mücadele etmeye devam ediyoruz. Türkiye'nin ihtiyacı olan Kürt meselesinin demokratik çözümü adına yönelik atılacak adımlardır. Bu adımlar atıldıkça zaten bir çözüm süreci gelebilir ama bu adımlar atılmadığı sürece de bu sürecin başlaması çokta mümkün gözükmüyor" ifadelerini kullandı.

Kaynak:Mustafa Tekin

Öne Çıkanlar