Deniz Zeyrek: "Yazık oldu Çavuşoğlu'na” demeden edemiyorum

Deniz Zeyrek: "Yazık oldu Çavuşoğlu'na” demeden edemiyorum
Süzcü yazarı deniz Zeyrek, bugün yayımlanan  yazısında, Eski Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu dönemindeki dış politikayı ve şimdilerde yaşanan gelişmeleri karşılaştırdı. Zeyrek, daha önce yaşananları hatırlatarak,...

Süzcü yazarı deniz Zeyrek, bugün yayımlanan  yazısında, Eski Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu dönemindeki dış politikayı ve şimdilerde yaşanan gelişmeleri karşılaştırdı. Zeyrek, daha önce yaşananları hatırlatarak, “'Yazık oldu Çavuşoğlu'na” demeden edemiyorum.” yorumunu yaptı.

Zeyrek’in yazısı şöyle:

"Çavuşoğlu 11 yıldan fazla Dışişleri Bakanı olarak kalmakla övünse de onun döneminde dış politikamız adeta “değerli yalnızlık” dönemine girdi.

Bütün Batı'yı “Dış güçler” diye etiketleyip, Avrupa Birliği üyelik sürecini askıya aldık.

ABD ile ilişkiler en kötü dönemine girdi.

Birleşik Arap Emirlikleri 15 Temmuz'un finansörü ilan edildi.

Suudi Arabistan İstanbul'un göbeğinde Suudi Gazeteci Kaşıkçı'yı adeta buharlaştırarak yok etti ve bu ülkeyle ilişkiler tamamen koptu.

Mısır'da zaten İhvan lideri Mursi'yi idam eden darbeciler iktidardaydı ve ilişkiler tamamen kesikti.

Suriye ile adı konulmamış bir savaştaydık.

İsrail'le “one minute-bir dakika” krizinde donan ilişkiler, ABD'nin Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak kabul etmesinden sonra hepten kopmuştu.

Türkiye'nin ilişkilerinin kötüleştiği ülkeleri daha fazla sayıp uzatmak istemem.

Ancak işin sonunda elimizde kardeş Azerbaycan'ın dışında sadece Katar ile Rusya'nın kaldığını yazarsam tabloyu daha net anlatabilmiş olurum.

Bütün bu “ilişkisizlik” hali, ülkenin Dışişleri Bakanı'nın dilini de etkiliyordu.

Türkiye'nin en uzun süre Dışişleri Bakanlığı yapmış ismi olan Çavuşoğlu da haliyle “dıjj güjler” diye espri konusu yapılan o söylemin en önemli temsilcisi olmak zorunda kalmıştı.

Üstelik görevinin son yıllarında, bu ülkelerle iyi ilişkiler kurma görevi de yine kendisine verilmişti.

Son G20 toplantısında ortaya çıkan manzaraya bakacak olursak, Çavuşoğlu'nun şanssızlığını da görürüz:

Erdoğan artık Sisi ile sıkça görüşüyor, işbirliği açıklamaları yapılıyor.

Süleyman Soylu'nun deyişiyle “FETÖ'nün finansörleri” olan Birleşik Arap Emirlikleri artık “Türkiye'nin finansörü”.

Kaşıkçı ile ilgili sert açıklamaları hatırlıyorsunuz değil mi? “Kaşıkçı'nın ölümü benim sorumluluğumda” diyen Suudi Kralı, saçtığı dolarlarla artık en kıymetli konuk muamelesi görüyor.

Suudi Arabistan ve BAE ile ilişkilerini düzelten Esad pas verse, bizimkiler Esad'la da yakında görüşürler.

İsrail ile ilişkiler ise geçmişte hiçbir şey yaşanmamış gibi sürüyor. Sanki ABD elçiliği hala Kudüs'te değil. Sanki İsrail daha yeni Batı Şeria'ya operasyon yapmadı.

Amerika zaten yeniden “dost” oldu.

Avrupa'yla ilişkilerin düzeltilmesi için de bir çaba var.

Çiçeği burnunda Dışişleri Bakanı Hakan Fidan da Şimşek gibi “doğru adımları atabilme” rahatlığı içinde.

Ben Türkiye'nin dış politikasında normalleşme gerektiğini düşünen biri olarak olup bitenden rahatsız değilim. Bilakis ilişkilerin çeşitlenmesini destekliyorum.

Ancak yine de “Yazık oldu Çavuşoğlu'na” demeden edemiyorum."

Yazının tamamını okumak için tıklayın.