Figen Yüksekdağ: HDP-Yeşil Sol her kentte kendi adayını çıkarmalı
Kandıra Cezaevi'nde tutuklu bulunan eski HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, "HDP-Yeşil Sol, doğudan batıya her kentte kendi belediye başkan adayını çıkarmalıdır" dedi.
Gazete Duvar’da Ümit Buget imzalı habere göre, HDP ile Demirtaş arasındaki gerileme ilişkin olarak, “Gerilimden de tartışma ve uyuşmazlıklardan da kaçınmamak lazım. Esas olan hedefi şaşırmamak" ifadelerini kullandı. Yüksekdağ, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde kadın aday konusunda ısrarcı olduklarını ve aday olarak da Gültan Kışanak'ı önerdiklerini söyledi.
Yüksekdağ’ın “Birlikte eş genel başkanlık görevini yürüttüğünüz Selahattin Demirtaş’ın aktif siyaseti bırakma kararı oldu. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday olmak istediğini ancak parti yönetiminden herhangi bir gerekçe gösterilmeden ret kararı aldığını açıkladı. Sizce ilk turda aday çıkarmamak bir hata mıydı? Demirtaş ile HDP arasında yaşanan gerilime ilişkin değerlendirmeniz nedir?” sorusuna verdiği yanıtı şöyle:
“Siyasetin genel doğasında da bu özgün sürecin bağrında da gerilim zaten var. Selahattin Başkan ile parti arasında hiçbir zaman dinmeyen bir gerilim yaşanmadı. Kaldı ki gerilim olmadan gelişme de olmaz. Yay gerilmeden ok fırlayabilir mi? Gerilimden de tartışma ve uyuşmazlıklardan da çekinmemek lazım. Esas olan hedefi şaşırmamak. Ben halihazırda böyle bir sorun olduğunu da düşünmüyorum. Sağlıklı bir süreç yönetimiyle olması gerektiği gibi enerji boşalacak ve ortaya çıkan sonuçla sıçramaya odaklanacağız. Cumhurbaşkanı adayı çıkarmamamız baştan itibaren isabetsizdi. HDP 11 maddelik deklarasyonu ilan ettiği 2022'nin Eylül'ünden itibaren cumhurbaşkanı adayı çıkarma çalışmalarını somut mecralarda başlatmalıydı. Sonraki aşamalarda tabandan doğal bir talep ve basınç olduğu da görülüyordu. Ama esas mesele HDP'nin üçüncü siyasi merkez misyonunun fululaşmasından kaynaklanıyor.
Çoklu basınç ve sisli hava altında ana hakikat ve beklentiler yeterince görülmedi. Adaylık tartışmalarına hapishaneden sınırlı olanaklarla katılım sağlayan siyasetçilerden biriyim. Selahattin Başkan'ın açıkladığı, partiyle temas ve öneri trafiğine çok vakıf olduğum söylenemez. Ancak HDP'nin eski eş genel başkanlarından biri olarak net aday önerilerim oldu. İlk olarak eş genel başkanlarımızla cezaevinde yaptığım görüşmede HDP'nin kuruluşundan bugüne üçüncü kez Cumhurbaşkanlığı seçimi yapılacağını bu defa kadın aday çıkarılmasının çok önemli ve gerekli olduğunu belirttim.
Kadına dönük saldırıların, kitlesel kıyım ve hak gasplarının dramatik biçimde arttığı ve hiçbir kadın adayın olmadığı koşullarda HDP'nin tarihsel rolünün gereği kadın aday çıkarması gerektiğini konuştuk.
Yanı başımızdaki İran'da Jin, Jiyan, Azadi haykırışının isyana dönüştüğünü, Ortadoğu ve Kürt coğrafyasında kadının özgürlük hareketinin stratejik toplumsal dinamiğe evrildiğini de dikkate alarak bu kadın eksenini merkez siyasete taşımamız çok önemliydi. Tarafımızdan Gültan Kışanak'ın aday olarak önerilmesi böyle bir amaca dayanıyordu. Eş başkanlara ve ziyarete gelen kadın vekillerle bizzat ben görüştüm ve adaylık süreci gündeme gelerek değerlendirmeler başladı.
Kadınların eğilimi ve önerisinin Selahattin Başkan'a da iletildiğini biliyorum. Ancak asıl sorun adayın kim olacağından çok partinin aday çıkarma konusunda yeterli hazırlık ve motivasyona sahip olmamasıydı. Arkadaşlarla dışarıdan aktif seçim kampanyası yürütecek bir kadının da aday olabileceğini konuştuk. Ne var ki bütün bunlar da dar zamana sıkıştırıldı. Üstüne bir de 6 Şubat depremleri gelince adaylık gündemi tamamen ortadan kalktı. Bu süreç parti açısından önemli derslerle doldur. Gerilim ve karşıtlık yollarına girmeden kolektif toplumsal yarar gayesiyle doğru sonuçlar çıkartılabileceğine inanıyorum.”