İmamoğlu: Bu şehrin rantını, bu şehrin insanına dağıttık; böylesi bir dönemi İBB unutmuştu
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) kuruluşu İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi (İSKİ), Zeytinburnu 10. Yıl Deresi Havzası'nda yaşanan ve kronik hale gelen su baskınlarını, 663 milyon liralık yatırımla sona erdirdi. Havza içerisinde yapımı tamamlanan parka, 2016'da Vezneciler’deki bombalı terör saldırısında şehit olan Esra-Hakan Tekin çiftinin adı verildi. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, “İstanbul’da, bu dönem, tek bir kişisel parsele özel bir imar çıkarttırmadık, bu şehrin rantını bu şehrin insanına dağıttı. Böylesi bir dönemi, İstanbul Büyükşehir Belediyesi unutmuştu. Tek bir yeşil alanı ya da toplumsal kullanıma uygun bir alanı, kalkıp imarlı hale getirmedik. Ama bu şehrin rantını, bu şehrin insanına dağıttık. Bizleri sevenler için gurur duydukları, sevmeseler, oy vermeseler bile, ‘Helal olsun’ diyecekleri çok güzel işleri bu şehre kazandırmanın, onurunu ve gururunu yaşıyorum” dedi.
İSKİ, Zeytinburnu 10. Yıl Deresi Havzası'nda yaşanan ve kronik hale gelen su baskınlarını sona erdiren çalışmayı tamamladı. 663 milyon TL’lik yatırımla tamamlanan çalışma kapsamında, 650 metre uzunlukta ve 28 bin 100 metrekarelik alanda; yeşil alanlar, yürüyüş yolları, bisiklet parkurları, çocuk oyun alanı ve egzersiz alanını bünyesinde barındıran bir proje daha hayata geçti. İstanbul ve Zeytinburnu’na kazandırılan yeşil alana, Vezneciler’de 7 Haziran 2016 tarihinde gerçekleştirilen bombalı terör saldırısında şehit olan Esra-Hakan Tekin çiftinin adı verildi. “Zeytinburnu 10. Yıl Deresi Havzası Projesi ve Şehit Esra-Hakan Tekin Parkı” için düzenlenen açılış töreni; İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Küçükçekmece Belediye Başkanı Kemal Çebi ve İYİ Parti İBB Grup Başkanvekili İbrahim Yılmaz şehit Tekin çiftinin aile üyelerinin katılımıyla gerçekleştirildi. Abay Caddesi Kazlıçeşme Meydanı Marmaray İstasyonu önünde gerçekleştirilen törende, İmamoğlu ve İSKİ Genel Müdürü Dr. Şafak Başa birer konuşma yaptı.
"Şehitlerimiz için iyi, dürüst, ahlaklı ve erdemli yöneticiler olmalıyız"
Açılışını yaptıkları parka, hain terör saldırısında şehit olan Tekin çiftinin adını verdiklerini aktaran İmamoğlu şunları söyledi:
"Hain bir terör saldırısıyla hayatını kaybeden iki şehidimizin, Esra ve Hakan'ın çok kıymetli anne-babaları, kardeşleri ve aileleri de bizlerle beraber. Onların anısıyla, onları kaybetmenin bize sunduğu vazifelerle bu topraklara, milletimize hizmet etme bilinciyle hareket ediyoruz. Onun kıvancını yaşıyoruz; elbette bir yanıyla da hüznünü yaşıyoruz. Ama şehitlerimizin bu yaşanan olaylarla birlikte hepimize bıraktığı sorumluluklar olduğunu, onlara layık olmak, onların bizden beklentilerini yerine getirmek… Nedir onlar? İyi yöneticiler olmak, dürüst yöneticiler olmak, ahlaklı, erdemli yöneticiler olmak, milletimizin her birinin hakkını, hukukunu korumak, onlara daha iyi yaşam koşulları sunmak, barış ve huzur içerisinde bir ülkeyi var etmek ve insanımızın hayatını zorlaştırıcı koşullarla yaşamış olmasını engelleyen ya da ortadan kaldıran hizmetler sunmak… Bu bakımdan, İstanbul Belediye Başkanı olarak, bütün ekibimizle beraber, en başta milletimize layık olmak, şehitlerimize layık olmak, geçmişimize layık olmak ve geleceğe güzel bir şehri var etme konusunda sorumluyuz. Burada çok güzide ailemizi ağırlamaktan ve onlarla beraber bu güzel parkı açmaktan da mutluyuz. Mesai arkadaşlarımdan hizmete girecek parkın bir köşesine, şehitlerin adını yaşatacak bir tasarım üretmelerini istiyorum. Teröre karşı duruşumuzu ve barışı simgeleyen güzel bir köşenin varlığı çok değerli olacaktır.
"İstanbul'da çok güzel bir enerji yakaladık"
İBB yönetimi olarak İstanbul’da çok güzel bir enerji yakaladık. Bu, ihmal edilmiş birçok altyapı sorununu çözen, insanlarımızın ihtiyaçlarını karşılayan ve bundan keyif alan, hedeflerine her gün bir adım daha yaklaşan bir şehir var etmenin enerjisi. 4,5 yıl önce bu düsturla yola çıktık ve bu düsturla çalışmaya başladık. Bundan sonra da böyle çalışacağımızdan kimsenin kuşkusu olmasın. Nerede sorun var ise, göreceksiniz bizler çözüm olacağız. Çünkü yerelden düşünüyoruz. Burada Küçükçekmece Belediye Başkanımız var. Belediye başkanlarımızın tamamıyla konuşuyoruz, tamamıyla bir araya geliyoruz. CHP'li, AK Partili veya MHP'li demeksizin, her ilçeye eşit hizmet konusundaki gayretimizi her yerde dile getiriyorum. Sebebi şu: Bu daha önce yoktu. Bunu bilin. Bunu söylemekten hicap duyuyorum, ama yoktu. Düşünebiliyor musunuz; bir şehrin geneline hizmet etme sorumluluğu olan bir Büyükşehir Belediye Başkanı o şehri koruyacak, o şehrin ihtiyaçlarını karşılayıcı hizmetler sunacak ve bu hizmetleri sunarken, ‘Ya bu ilçe benim partimden, ona hizmet edeyim. Şuradaki ilçe benim partimden değil, ona hizmet etmeyeyim’ diyecek. Bu olmaz. Bu kamu hizmetinde asla kabul edilebilir bir şey değildir. Kimsenin mülküne hizmet etmiyoruz. Bu şehrin 16 milyon insanına hizmet ediyoruz.
"Bizden önceki 15-20 yıla dönüp baktığınızda açık ara öndeyiz"
Bu şehrin geçmişine ve geleceğine layık olma gayreti içerisinde olan bireyleriz. İddiayla söylüyorum ki; evet, ‘İstanbul'un gelmiş geçmiş en başarılı belediye Başkan olmak istiyorum’ demiştim görevimin başında. ‘En demokrat belediye başkanı olmak istiyorum’ demiştim. Şunu da ilave edeyim: ‘En eşitlikçi belediye başkanı da olma konusunda çok iddialıyım.’ Kaldı ki, bizden önceki 15-20 yıla dönüp baktığınızda, zaten açık ara öndeyiz. Ama eşitlikçi hizmetin bu toplumun hayatına yerleşmesi lazım. Ve hiçbir şekilde oy hesabı yapmadan hizmetin var olması şarttır, diye düşünüyorum. Sadece belediye başkanlarıyla değil, başka siyasi partilerin ilçe başkanları ve muhtarlarla da birlikte süreç yönetiyoruz. İBB bünyesinde Muhtarlık İşleri Daire Başkanlığı’nı kurduktan sonra, her mahallenin muhtarı, Büyükşehir Belediyemizin kıymetli bir paydaşı oldu. Onlarla çalışmaktan büyük onur duydum. Çünkü muhtarlarımız, bizim mahallemizdeki ilk demokrasi nişanımız. Onlarla demokrasi başlıyor ve yukarıya doğru çıkıyor. Yani bu ülkede, Sayın Cumhurbaşkanı görev yapıyorsa, muhtar sayesinde yapıyor. Biz de görevimizi yapıyorsak, onların sayesinde. Böyle bir silsile bu. Onun için onların da mahallelerdeki sesini duyarak, hizmetlerimizi sunuyoruz. Demokrasi böyle bir şey, eşitlikçi bir şey. Bu yönüyle hareket ettik.
"Bereketli bir bütçeyi bu şehrin yönetiminin temel felsefesi haline getirdik"
Açılış töreninin gerçekleştirdiğimiz Kazlıçeşme bölgesinde geçmişte su baskınlarıyla anılırdı. Burayı çok kötü görüntülere sokan bütün altyapı sorunlarını gidermenin keyfini yaşıyorum. Başından beri, ‘Bu şehrin acil sorunları neler’ diyerek, bu tür altyapı konularına tereddütsüz koştuk. Artık neredeyse 10 milyarlarca liralık diyeceğimiz altyapı çalışmalarıyla, o sel ve su baskınları gibi hususları bu şehrin hafızasından silmeye kararlı bir şekilde yol yürüdük. İBB ve İSKİ olarak, zaman zaman iktidar kanadından gelen engellemelerle karşılaşıyoruz. Ama şükürler olsun ki iddiayla yine ifade edeyim, az önce ifade ettiğim konuların yanına, eşitlikçi çalışma prensibini eklemekten gurur duyacağım. Bereketli bir bütçeyi bu şehrin yönetiminin temel felsefesi haline getirdik. Bir bütçenin bereketini arttırmak istiyorsanız, her kuruşunu harcarken dikkat edeceksiniz. Millete ait, milletin parasını bu şehre harcarken, itinalı bir şekilde harcayacaksınız. Bir önceki 5 yıla baktığınızda ve bu döneme, bu 5 yıla baktığınızda, tarihin gerçekten en sıkıntılı anlara; pandemi, ekonomik kriz, depremin getirdiği yük vesaireye rağmen, bu kadar yatırımcı bir belediyenin var olmasının tek sebebi, elbette ki yol arkadaşlarım. Meclis üyesi arkadaşlarımdan -ki İYİ Parti Grup Başkanvekilimiz burada- çalışma arkadaşlarıma, bürokrasiden, genel sekreterden, genel müdürlerden diğer bütün arkadaşlarıma varıncaya kadar özenli çalıştık. Ama biz, bir kuruşuna dahi bu şehrin sahip çıktık. Temeli budur.
"Böylesi bir dönemi İBB unutmuştu"
İstanbul’da, bu dönem tek bir kişisel parsele özel bir imar çıkarttırmadık. Böylesi bir dönemi, İstanbul Büyükşehir Belediyesi unutmuştu. Bakın, bu önemli bir şey. Tek bir parsele özel parsele imar çıkarttırtmadık. Tek bir yeşil alanı ya da toplumsal kullanıma uygun bir alanı, kalkıp imarlı hale getirmedik. Ama bu şehrin rantını, bu şehrin insanına dağıttık. Bizleri sevenler için gurur duydukları, sevmeseler, oy vermeseler bile, ‘Helal olsun’ diyecekleri çok güzel işleri bu şehre kazandırmanın, onurunu ve gururunu yaşıyorum. Eskiden deri fabrikalarını bünyesinde barındıran Kazlıçeşme’de, 30 yıldır çözülemeyen imar sorununu, konunun paydaşlarıyla ve kamucu bir anlayışla çözdük.
"Milletin malını kendi malı gibi görmüşler"
Birileri gelmiş, o insanları yormuş. Pazarlık etmişler, şunu yapmışlar, bunu yapmışlar. Milletin malını, kendi malı gibi görmüşler. Biz oturduk, kamu adına konuştuk. 30 yılı aşkın süre sonrasında, buradaki imar ve uygulama sorunlarını bitirdik. O insanların tapularını verdik. Onlar mutlu, mülklerine kavuştular. Artık onların kendi malları ve nimetini elde edecekler. Ama bir şey daha yaptık. İstanbul halkına, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne de buradan milyarlarca liralık mülk kazandırdık. Bakın bunlar, daha önceki dönemlerde kapalı kapılar ardında yapılıyordu. Şimdi biz bunları şeffaf bir biçimde yapıyor ve insanların haklarını, hukuklarını koruyoruz. Ama daha önemli bir şey yapıyoruz; halkımızın hakkını ve hukukunu koruyoruz. İşte bu gördüğünüz sahada da onu yaptık. Düzeyli ve düzenli bir imar sürecini oturttuk. Kamu alanlarını belirledik. Kamunun kaynaklarını arttırıcı edinimler elde ettik ve şehrin yine yıllarca çözemediği sorunu çözdük. Bunu niye anlattım? Bu görünmeyen bir hizmet. Bu işlerimize devam edeceğiz.”(ANKA)