İYİ Partili Öztürk: Bir ittifaka, karşılıklı kazan kazan ilişkisinde açık olmak lazım

İYİ Partili Öztürk: Bir ittifaka, karşılıklı kazan kazan ilişkisinde açık olmak lazım
İYİ Parti Denizli Milletvekili Yasin Öztürk, “Bir ittifaka, karşılıklı kazan kazan ilişkisinde açık olmak lazım. ‘Benim belediye başkanım var burada, o belediye bende’ dediğimizde, o dediğimiz yerde seçim alınamayacaksa;...

İYİ Parti Denizli Milletvekili Yasin Öztürk, “Bir ittifaka, karşılıklı kazan kazan ilişkisinde açık olmak lazım. ‘Benim belediye başkanım var burada, o belediye bende’ dediğimizde, o dediğimiz yerde seçim alınamayacaksa; çünkü beş yıl boyunca ittifakın olduğu yerlerde bile kazanamayacak belediye başkanları söz konusu; bu arkadaşlarla ısrarla devam edecekse, bizim orada olmamızın bir anlamı yok. O zaman biz kendi adayımızla çıkalım” dedi.

İYİ Parti Denizli İl Başkanlığı, dün, Kurban Bayramı’nın ikinci gününde, partililerle bayramlaşma etkinliği düzenledi. Etkinliğe, İYİ Parti Denizli Milletvekili Yasin Öztürk de katıldı. Öztürk burada, şunları söyledi:

“Yerel anlamda 2019’da yapılan ittifak, Millet İttifakı’nın sahadaki ilk yerel ittifakıydı. Ve bu yerel ittifakı, 2019’daki 31 Mart seçimlerinde çoğu insanımız ve her iki taraftaki partilerimiz tam olarak kavrayamadı. Bu ittifakın önemi ne zaman kavrandı aslında, ikinci İstanbul seçimleriyle beraber, ittifakın faydalı olduğuyla ilgili kanaat o zaman söz konusu oldu. Çünkü yerelde yapılan ittifaklarda, sadece belediye başkan adayları değil; aynı zamanda belediye meclis üyeleri vesaire, Denizi gibi bir bölgede bile her parti 350–400 tane aday göstermek zorunda. Bir genel seçime benzemez. Genel seçimde sadece Denizli için söylüyorum ben 7 tane milletvekili adayı söz konusudur. Sahada sadece onlarla mücadele edilir ve ekiplerle partililer bir şekilde mücadeleye katılır. Ama adaylık noktasına baktığınızda 350–400 tane adayın içerisinde mutlaka kendi ilçesinde, diğer ittifak ortağı olan partiye verildiğinde ilçede durum, bazen her iki partinin içerisinde de bunu çok istemeyen veya kendisi olmadığı için orada o birleşmeyi, kaynaşmayı tam oluşturmayan yapılar oluşabiliyor. Ama bu, ikinci İstanbul seçimleriyle beraber aslında burada doğru şeylerin yapıldığını, bu yereldeki ittifakın önemini ortaya çıkmıştı.

Şimdi bu boyutta baktığımızda önümüzde artık 2024’te bir yerel seçim daha söz konusu. Bu yerel seçimde adayların şahsiyetleri de çok önemli. Her bölgede doğru isimle ve vatandaşın da gönlüne girebilecek isimlerle çıkabilmek önemli. Yoksa; senin oyun daha fazla, benim oyum daha az; sen burada ol, ben burada olayım şeklinde bir mantıkla ittifakın ve yerel seçimin olmasını kimsenin beklememesi lazım. Bu anlamda sadece bir taraf kazanacak, bir taraf batacak şeklindeki ittifakta elbette partilileri üzüyor. Her iki tarafın da kazanması için, kazan–kazan ilişkisinin kurulması gerekiyor. Kazan kazan ilişkisinin kurulabileceği yer vardır, kurulamayacağı yer vardır. Lokal bunlar değerlendirilir. Dolayısıyla oradaki partinin hangisinin adayının daha iyi, hangisinin adayının sonuç alabileceği ortama bakılır. Ve bu işte yereldeki teşkilat yöneticileri de dahil olmak üzere, onların da kabullenebileceği bir yapı oluşturulursa bu ittifaklar lokal boyutta olabilir açıkça söyleyeyim.

"Azdan az gider, çoktan çok gider"

Yani sadece böyle bakmamak lazım. Mevcut kazanan belediye başkanlarının da bir beş yılı geçmiş oluyor. O beş yıllık çerçevedeki karnelerine, dolayısıyla o beş yıllık çerçevede bazen ittifaklar yapılsa bile aynı belediye başkanıyla gidildiğinde seçimin kazanılamayacağı ortamlar da söz konusu olabilir; bölge bölge, ilçe ilçe. Böyle bir ortamda kazanamayacak adayın ısrarla önümüze sunulması dayatılması, bizim de böyle bir duruma müsaade etmemiz; artık seçim daha sandığa girmeden belirlemek anlamına gelir. Dolayısıyla burada öncelikle vatandaştan oy alabilecek nitelikte insanları tespit etmek ve o anlamda her iki ortaklık yapısının da kazanabileceği bir ortama kavuşturmak lazım. Bu zemin oluştuktan sonra bölge bölge ittifaklar yapılabilir. Ama bu zemin oluşmadan, sadece birisi kazanacak diğeri bakacaksa; o zaman böyle bir ittifak kurmanın da gereği yok. Çünkü azdan az gider, çoktan çok gider.

Denizli için söylüyorum, biliyorsunuz Millet İttifakı’nın 5 tane belediyesi vardı. Ama İYİ Parti’nin herhangi bir belediyesi yoktu. Şimdi ben ve partililerim; sadece 5 tane belediye başkanı burada kazansın mantığıyla bir ittifakın içerisinde olmayız. Burada önemli olan büyükşehir belediyesini kazanabilecek yapıyı oluşturabiliyorsak… Dolayısıyla o büyükşehirin kazanılmasıyla ilgili bizim de yeri geldiğinde fedakarlık yapmamız gerekiyorsa elbette fedakarlık da yapar partililerimiz. Ama önümüzde doğru adayla gelinmediğinde ve 19 daha ilçemiz var. Bir önceki şartlarda nasıl oluşmuşsa bu ittifak, yine aynı şekilde bir ittifaka karşılıklı kazan kazan ilişkisinde açık olmak lazım. Ama bir yandan da benim belediye başkanım var burada, o belediye bende dediğimizde, o dediğimiz yerde seçim alınamayacaksa, çünkü beş yıl boyunca çok açık söyleyeyim ittifakın olduğu yerlerde bile kazanamayacak belediye başkanları söz konusu. Bu arkadaşlarla ısrarla devam edecekse, bizim orada olmamızın bir anlamı yok. O zaman biz kendi adayımızla çıkalım. Hiç olmazsa kaybedeceksek başımız dik bir şekilde vatandaşın önünde kendi oyumuzu alalım.”

Öne Çıkanlar