TKP'li Kemal Okuyan: Hamas’ı değil, Filistin halkının direnişini destekliyoruz
Murathan Demircioğlu
İsrail, 7 Ekim'den bu yana bir yıldır Gazze Şeridi'nde işgal ve soykırım politikalarını sürdürüyor. Son bir yıldaki saldırılarda 41 binden fazla insan öldürüldü. Gazze Şeridi'nde hayatta kalma mücadelesi sürdüren yüz binlerce Filistinli ise açlık ve yoksullukla boğuşuyor.
Dünyada, saldırılara karşı milyonlarca insan tepki gösterirken ABD başta olmak üzere birçok Avrupa ülkesi de İsrail'e destek göstermeye devam ediyor.
Türkiye cephesinden İsrail, Filistin ve Orta Doğu
Öte yandan siyaset sahnesinde İsrail'in saldırıları değerlendiriliyor ve politika üretiliyor. Türkiye'yi de yakından ilgilendiren İsrail-Filistin ve Orta Doğu'daki gelişmeler, tartışmalı başlıklar arasında yer alıyor.
İsrail-Filistin meselasini ve geniş açıdan da Orta Doğu'daki gelişmeleri, gündemdeki tartışmalı başlıkları Türkiye Komünist Partisi (TKP) Genel Sekreteri Kemal Okuyan, Gazete Pencere'ye değerlendirdi.
'TKP başından beri sınıfsal boyutuna işaret ediyor'
- Türkiye sosyalist hareketi Filistin meselesinde muhafazakâr-sağ kesiminden farklı olarak nerede duruyor?
“Türkiye sosyalist hareketi” diyebileceğimiz bütünlüklü bir toplam yok. Bu nedenle sorunuza Türkiye Komünist Partisi açısından yanıt verebilirim. Muhafazakâr-sağ kesimde Filistin temelde dinsel bir mesele olarak görülüyor. İsrail saldırganlığının dinsel ve etnik yanı öne çıkarılıyor ve buna karşı direniş de dinsel bir tanımlamayla, “cihat” olarak kutsanıyor. Kuşkusuz muhafazakâr ve sağ eğilimli yurttaşlarımız arasında Filistin konusunda samimi olan çok sayıda yurttaşımız var. Ancak konuyu dinsel bir zeminde ele almanın tam da İsrail’in işine geldiğini görmüyorlar. İsrail saldırganlığı “Müslümanlara saldırı”ya indirgendiği sürece İsrail’in durdurulması imkansız. TKP başından beri İsrail ile Filistin arasındaki mücadelenin sınıfsal boyutuna işaret ediyor. İsrail’de ve ABD’de yaşayan Yahudilerin ortalama olarak dünya standartlarının çok üstünde zengin olduklarını, çok uluslu şirketlerin önemli bölümünde Yahudilerin ağırlığının bulunduğunu ve Filistinlilerin ama özellikle Gazzelilerin yoksul olduğunu vurguluyoruz. Dünyada çok uluslu tekellerin borusu öttüğü için İsrail durdurulamıyor. Bizi İslamcılardan ayıran bir diğer konu ise tutarlılık. Türkiye’de muhafazakâr sağ kesimin bir bölümü açıktan Amerikancı. Amerikancı olup Filistinliler için göz yaşı dökmek iki yüzlülüktür. Bunun yanı sıra muhafazakârlar yıllarca AKP iktidarının İsrail ile yakın ilişkisine ses çıkarmadılar. Sonra İsrail’in Lübnan’da Hizbullah’a karşı başlattığı operasyonları sağcıların çok büyük bölümü Hizbullah Şii nüfusa dayandığı için dert etmedi, hatta aralarında sevinenler oldu.
'Türkiye-İran arasında ciddi bir rekabet ve mücadele var'
- Bu açıdan sokakta ve siyasal alanda Filistin-Orta Doğu başlıklarında komünistlerin, sosyalistlerin birçok kesime göre daha tutarlı ve ilkeli olduğunu söylemek mümkün mü? Bir başka örnek de vermek gerekirse; Hamas lideri İsmail Haniye'nin ölümünde milli yas ilan edilirken Hizbullah lideri Hasan Nasrallah'ın ölümünde muhafazakârlar arasında sevinenler dahi oldu.
Nasrallah liderliğindeki Hizbullah Suriye’de ABD, İsrail ve Türkiye tarafından yürütülen operasyonu durduran faktörlerden biriydi. Suriye’de Esad iktidarını devirmek için kullanılan cihatçılara karşı Hizbullah militanları ciddi bir mukavemet örgütledi. AKP iktidarının Nasrallah’tan hoşlanmamasının temel nedeni bu. Ancak İran konusunda da ben iktidarda bir samimiyet görmüyorum. İran’da mollalar iktidarı da, bizde AKP iktidarı da “dostluk” gösterilerinde içten değiller. İki ülke arasında ciddi bir rekabet ve mücadele var.
'Hamas’ı değil, Filistin halkının direnişini destekliyoruz'
- Gündemde de tartışılıyor; Bölgede, İsrail'in işgal ve soykırım politikalarına karşı dinci yapıları desteklemek, sizce de sosyalistlerin ilkelerinden taviz verdiği anlamına gelir mi?
Biz Hamas’ı değil, Filistin halkının direnişini destekliyoruz. Hamas bu direnişe şu anda önderlik ediyorsa, bu Filistin halkının çözeceği bir şeydir. Filistin’de bir işgal ve katliam var, barbarlık var. Buna karşı mücadele eden herkes haklıdır. Biz haklının tarafındayız. Bugün yapacağımız en son şey Hamas’a dönük değerlendirmelerimiz yüzünden Filistin halkına sırt dönmektir. Kuşkusuz bizim Filistin’de asıl muhatabımız şu anda işgalcilere karşı silah elde mücadeleye katılan Filistinli devrimci örgütlerdir. Bize Hamas konusunda ders vermeye kalkanlar, gelsinler tarikatlara karşı mücadelemizin ucundan tutsunlar.
'İlkesi, çerçevesi, formatı belirsiz eylemler yarardan çok zarar veriyor'
- Türkiye’de dönem dönem bu başlıkta farklı yapılar bir araya gelip ortak çalışmalar düzenliyor. 5 Ekim’de de Filistin Eylem Komitesi, eylem düzenledi. Komitede TKP’nin yer almadığı biliniyor. Bunun özel bir nedeni var mı?
Filistin için yapılan her dayanışma eylem ve etkinliği iyidir, yararlıdır. Ancak biz sonuç verici olmayan, ilkesi, çerçevesi, formatı belirsiz ortak eylemlerin yarardan çok zarar verdiğini düşünüyoruz. Nitekim bu nedenle sözünü ettiğimiz eylemlerde bize göre hoş olmayan bazı şeyler yaşandı. Ancak sonuçta önemli değil, herkes elinden gelen neyse onu yapsın. TKP de kendi ilke, değerlendirme ve hedefleri doğrultusunda hareket ediyor, etmeye devam edecek.
'NATO ve ABD emperyalizmine karşı mücadele varlık nedenlerimizden'
- NATO-ABD karşıtlığında da Türkiye'de yine milliyetçilerden çok önde ve farklı pozisyonda komünistleri görüyoruz. Sizce neden?
Türkiye’de milliyetçiler ve genel olarak sağ NATO ve emperyalizm konusunda hiçbir zaman ciddi bir karşı duruş sergilemediler. Tersi geçerli. Emperyalizme karşı mücadele eden devrimcileri “düşman” ilan ettiler. Ancak sağ tabanda bu konuda yeni bir uyanış olduğunu söyleyebiliriz. Artık bu tutarsızlığı ve çarpıtmaları görüyorlar. Bize gelince… NATO ve ABD emperyalizmine karşı mücadele bizim için sosyalizm mücadelesinin ayrılmaz bir parçadır. Zaman zaman dillendirip unutacağımız bir şey değil. Varlık nedenlerimizden biri.
'Türkiye’deki ABD-NATO üsleri İsrail için büyük nimet'
- Kürecik Üssü’den İsrail’e istihbarat sağlandığı iddiası var. Türkiye’deki hükümet İsrail’e karşı bir pozisyon alsa da ülkemizdeki yabancı üslerin yine İsrail’e hizmet ettiği biliniyor. Siz de yakın zamanda NATO’nun İncirlik Üssü’ne, kapatılması çağrısıyla İstanbul’dan başlayan bir yürüyüş düzenlemiştiniz. Mevcut iktidarın iç ve dış politikasındaki çelişkilerini nasıl değerlendirirsiniz?
İktidarın bir görünen politikaları var bir de derinlerde yatan, dipte işleyen politikaları. Türkiye’deki bütün ABD-NATO üsleri İsrail için büyük nimet. Evet, Kürecik’ten istihbarat, İncirlik’ten malzeme gidiyor. Bakü-Tiflis-Ceyhan hattından petrol. Türkiye ile İsrail’i birbirine derin ekonomik ilişkiler ve sınıfsal çıkarlar bağlıyor. Bu tek başına AKP’nin sorunu değil. Hatta CHP AKP’den daha ABD’ci, NATO’cu pozisyonlar alabiliyor. Utanç verici bir durum. Filistin halkının trajedisini sonlandırmak istiyorsak gerçekten, bu üsler derhal kapatılmalı, petrol akışı kesilmelidir.
TKP üç büyük ilde sokağa çıkıyor
TKP, bu akşam İstanbul, Ankara ve İzmir'de "İşgalcilere ve ikiyüzlü destekçilerine karşı yürüyoruz İsrail mutlaka durdurulacak" sözüyle eylem düzenleyecek.
Eylemler için belirten toplanma noktaları; İstanbul 20.30 Kadıköy Ayvalıtaş Meydanı, Ankara 20.00 Kızılay Konur 2 Sokak NHKM Önü, İzmir 20.15 Alsancak Kıbrıs Şehitleri Caddesi Penguen Kitabevi Önü şeklinde.
Kaynak:Murathan Demircioğlu