Kılıçdaroğlu'nun erişim engeli getirilen konuşması TBMM tutanaklarına geçti

Kılıçdaroğlu'nun erişim engeli getirilen konuşması TBMM tutanaklarına geçti
CHP’nin internet ortamındaki yayınlara getirilen erişim engeli ve içerikten çıkarma kararlarıyla ilgili araştırma önergesinin öne çekilerek bugün TBMM Genel Kurulu’nda görüşülmesine ilişkin grup önerisi, AKP ve MHP milletvekillerinin...

CHP’nin internet ortamındaki yayınlara getirilen erişim engeli ve içerikten çıkarma kararlarıyla ilgili araştırma önergesinin öne çekilerek bugün TBMM Genel Kurulu’nda görüşülmesine ilişkin grup önerisi, AKP ve MHP milletvekillerinin oylarıyla reddedildi. CHP İstanbul Milletvekili Turan Aşkın Özel, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun İstanbul Anadolu Adliyesi’ndeki “rüşvet” iddialarına ilişkin erişim engeli getirilen grup konuşmasını Genel Kurul’da okuyarak tutanaklara geçirdi. Özel, “Buradan Genel Başkanımızın konuşmalarına engel koymak isteyen zihniyete de seslenmek isterim, şimdi gücü yetiyorsa gelsin Genel Başkanımızın cümlelerini TBMM tutanaklarından da sildirsin, biz de görelim” dedi. 

TBMM Genel Kurulu’nda, CHP’nin internet ortamındaki yayınlara getirilen erişim engeli ve içerikten çıkarma kararlarının araştırılması önergesinin gündemin önüne çekilerek TBMM Genel Kurulu’nda bugün görüşülmesine ilişkin grup önerisi, AKP ve MHP milletvekilleri tarafından reddedildi. Öneriye ilişkin konuşan CHP İstanbul Milletvekili Turan Taşkın Özel, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun yargıda yaşanan yozlaşmalara dikkat çektiğini belirterek, 17 Ekim 2023 tarihindeki grup konuşmasına erişim engeli getirildiğini anımsattı. Özel, şunları söyledi: 

“Genel Başkanımızın konuşmasında adı geçen İstanbul Adalet Komisyonu Başkanı Bekir Altun, İstanbul 1-4 ve 5’inci sulh ceza hakimliklerine başvurmuş, Genel Başkanımızın konuşma içerikleri çıkarılmış ve ayrıca erişimin engellenmesi kararı verilmiştir. Ana muhalefet partisi lideri olarak yapmış olduğu açıklamalar ve eleştiri hakkı mahkeme kararları ile kaldırılmaya çalışılan Genel Başkanımız konuşmasında aynen aktarımla şu açıklamaları yapmıştır: Değerli arkadaşlarım 13 Ekim 2023’te Timur Soykan, Birgün gazetesinde bir habere imza attı. Türkiye’nin en önemli haberlerinden birisine imza attı ve Birgün gazetesine atılan imza son derece değerliydi. Yargıda rüşveti anlatıyordu. Apar topar hemen yayın yasağı getirdiler. Ama ilk kez bir savcı devlette görev alan bir savcı, bir çete ve bir rüşvet olayını bir dilekçe ile bildiriyordu. İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcısı İsmail Uçar, 6 Ekim 2023 tarihinde bir dilekçe veriyor. Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Sekreterliği’ne veriyor. Yargıda ve yargı sistemindeki çürümüşlüğü, yozlaşmışlığı, kokuşmuşluğu belgeleri ile ortaya koyuyor. Bu yazının ekinde 15 ayrı savcının imzaladığı belgeler ve tutanaklar da bunun içinde. Bu başsavcı ne diyor? Yargı içinde çeteler oluştu. Bu kadar açık ve bu kadar net. Yargı içinde çeteler oluştu. Bu çeteleri yok etmek için kemoterapi uygulayıp, kanserli hücreyi toptan yok etmemiz gerekir diyor. Bunlar kanserli hücredir, yayılabilirler, büyüyebilirler, vücudu sarabilir, bunları yok etmemiz lazım diyor çetelere. Devam ediyor. Bu çeteler FETÖ’cü hakim ve savcılara rahmet okutur hale geldi diyor, yine devamla uyuşturucu gibi bir melaneti hoş gören örgüt liderlerini, yeni suç işleyeceklerini bile bile salıveren, kimyasal zehirlerin toplumu çürütmesine katkı sunan, arkadaşlarımız üzerine korku imparatorluğu oluşturup, istenilen kararı vermeye zorlaya bu çeteye dur demeliyiz, çökertmeliyiz. Kim söylüyor, devletin savcısı söylüyor.

Yine Genel Başkanımız aynen aktarımla şunları ifade etmiştir: ‘Bazı isimler vereyim. Mustafa Doğan İnal. Erdoğan’ın avukatı. Defalarca söyledim. Bu kadar kirli bir adam yoktur. Defalarca söyledim, yahu bu adamın mal varlığını açıklayın kardeşim. Bastır parayı FETÖ’cü müsün? Hemen ertesi gün tahliye oluyorsun. Bastır parayı istediğin kararı aldırabilirsin. Kim bu adam? İrfan Fidan, İrfan Fidan kim? O da başsavcıydı. Bir tek Yargıtay kararının altında imzası olmadan, Yargıtay üyesi olarak AYM’ye seçildi. 100 yılı aşkın tarihi olan Yargıtay tarihinin kara bir sayfasıdır bu. Hasan Yılmaz, Adalet Bakan Yardımcısı. Bakın nerelere atanıyor bunlar? Nerelere atanıyorlar? Yani ana aktörler bunlar. Alttaki garibanla niye uğraşıyorsun. Aktörle uğraşacaksın. Sezgin Baran Korkmaz’ın mal varlığındaki tedbir kaldırılıp, onu yurt dışına gitmesine kapıyı açan kişidir. Ne yaptılar, ödüllendirdiler. Bekir Altun, çürüme organizasyonunu yapan kişi. Az önce saydığım bu ağları kontrol eden kişi. Gücünü Hakimler ve Savcılar Kurulu’ndan alan kişi. Bir de terfi ettirildi. Son kararname ile İstanbul Adalet Komisyonu Başkanı yapıldı bu. Ne güzel değil mi? Mehmet Akif Ekinci, Hakimler ve Savcılar Kurulu Başkanvekili. Cumhurbaşkanının avukatı ile az önce söylediğim Mustafa Doğan İnal’ın taleplerini yerine getiren kişidir bu kişi aynı zamanda.’

Genel Başkanımız bu açıklamaları grup toplantısında dile getirdi. Elbette ki Türkiye Cumhuriyeti devletimizin kuruluşunun 100’üncü yılında bizler yargıda ortaya çıkan bu yozlaşmayı, bu çürümeyi bu kürsülerden konuşmak istemezdik. İcap duyarız ancak ana muhalefet partisi liderinin açıklama yapma ve eleştiri yapma hakkını dahi ortadan kaldırmak isteyen, konuyla ilgili içerik kaldırma kararları aldıran bu zihniyet karşısında Genel Başkanımızın cümlelerini TBMM kürsüsünden okumak ve tutanaklara geçirilmesini sağlamak asli görevimiz haline gelmiştir ki, tek amacımız yargıda yaşanan ve yargıda meydana gelen bu yozlaşmayı ortadan kaldırmaktır. Buradan Genel Başkanımızın konuşmalarına engel koymak isteyen zihniyete de seslenmek isterim, şimdi gücü yetiyorsa gelsin Genel Başkanımızın cümlelerini TBMM tutanaklarından da sildirsin, biz de görelim.”

Saadet Partisi Antalya Milletvekil Sibel Yazıcı Özbudun, demokratik anayasa düzeninde halkın haber kaynaklarına serbestçe erişmesini gerektirdiğini kaydederek, “Bu erişim yasakları demokratik devlet ilkesini ihlal etmektedir. İfade hürriyeti ve basın hürriyetini düzenleyen Anayasa hükümleri ile bütün anayasal hakların garantisi niteliğindeki 13’üncü maddeyi ihlal etmektedir. 13’üncü madde şunu söylüyor, temel hak ve hürriyetler ancak ölçülülük ilkesine uygun olarak hakkın özü yasağını ihlal etmeden, demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun bir biçimde sınırlanabilir. Halbuki bu erişim yasakları bahsettiğimiz üç kavramı birden ihlal etmektedir” dedi. 

İYİ Parti Antalya Milletvekili Uğur Poyraz, Anadolu Cumhuriyet Savcısı Uçar’ın iddialarına ilişkin “Yenilir, yutulur gibi değil. Erişim engelinden, yurt dışı yasağı kaldırmaya, her şeyin tasfiye bağlandığı, bir başka tabir ile parayı verenin düdüğü çaldığı bir düzenden bahşediyor başsavcı. Başsavcı diyor ki adete yargıda kampanya var.  Devletin temeli olan adalet öyle hale gelmiş ki, üflesen tüm bina yıkılacak” diye konuştu.

HEDEP Diyarbakır Milletvekil Serhat Eren, “Mafya çeteleri ile ilişkileri ortaya çıkan, villada ev aldığı ortaya çıkan Yüksel Kocaman’ı unutmadık, siz de unutmayın. Kobani kumpas davasında mahkeme başkanlığı yapmış olan Bahtiyar Çolak’ın Ata dedeler çetesi ile ilişkisini unutmadık, size de unutturmayacağız. Herkes sizin düzeninizde adliyenin kapısına düşmemek için dua ediyor. Vatandaş sizin hakimlerinizin önüne gelmemek için adalete erişim hakkından imtina ediyor, gitmekten vazgeçiyor. Siz halkın adalete olan inancını çaldınız” diye konuştu. (ANKA)