Saadet Partisi'nden idam cezasını yasalaştırma teklifi
Saadet Partili Mahmut Arıkan, parti genel merkezinde basın toplantısı düzenledi. Arıkan, Milli Savunma Üniversitesi (MSÜ) Kara Harp Okulu Mezuniyet Töreni'nde teğmenlerin gerçekleştirdiği kılıçlı yemin ile ilgili, "Türkiye darbelerden çok çekti. Darbe çağrışımı yapacak veya bu potaya dahil edilecek her şeye karşı çok dikkatli olunması gerekir. Milli travmalarımızı tekrar canlandırmanın kimseye bir faydası olmayacaktır. Bunca şeyden sonra, harp okullarında hala bu hassasiyetin kazandırılamamış olması en hafif tabirle zafiyettir, iş bilmezliktir. Harp okullarındaki eğitim ve doktrin yeniden gözden geçirilmelidir. Disiplin abidesi bir kurum, disiplinsizliklerin odağı olmamalıdır.
"Teğmenlerin organize edildiği iddiaları daha da vahimdir"
MSÜ Rektörü, harp okullarının dekanları kendilerini gözden geçirmelidirler. Teğmenlerin organize edildiği iddiaları daha da vahimdir. Organize edilebilen askerler, milletin askeri mesabesinde olamaz. O nedenle iddialar titizlikle araştırılmalı, göz bebeği kurumlarımız daha fazla töhmet altında bırakılmamalıdır. Bu arada şunu da söylemek isterim, 'Mustafa Kemal'in askerleriyiz' sözünü söylemek kolay ancak tatbik etmek zordur. O nedenle daha çok sözde kalmaya maalesef başlamıştır. İçi boşaltılarak rant aracı haline getirildiğini, bir slogana dönüştürüldüğünü, kolay ve pratik bir muhalefet aparatı olarak işlevselleştiğini hatta paravanlaştığını söyleyebiliriz" ifadelerini kullandı.
"Cinayetle sınırlı olması bizim için en önemli kriterdir"
Arıkan, Diyarbakır'ın Bağlar ilçesinde kaybolduktan 19 gün sonra derede cansız bedeni bulunan Narin Güran cinayetini işleyenlerin hak ettikleri cezaları alıp almayacakları konusunda kamuoyunda endişe olduğunu belirterek, "Narin'in katledildiği bu acı olayı bir milat kabul ederek; benzer vahşeti, aklının ucundan dahi geçirenlerin bacaklarını titretecek değişiklikleri hayata geçirelim. Buradan Meclis çoğunluğunu elinde bulunduran iktidara ve tüm muhalefet partilerine sesleniyorum; gelin hep birlikte, ceza kanununda ve infaz yasasında değişiklik yaparak cezaların caydırıcılığını artıralım. Cinayet ve özellikle çocuk cinayetleri için çerçevesi çok net şekilde belirlenmiş bir kapsamda idam cezasını yasalaştıralım. Daha sonra siyasi bir intikam aracına dönüşmemesi için çerçevesi net bir şekilde belirlenmiş ve cinayetle sınırlı olması bizim için en önemli kriterdir. Bunun altını dikkatle çiziyoruz.
"Türkiye bu cehennemi yaşamak zorunda değil"
Toplum olarak adalet duygumuzu derinden sarsan çocuk cinayetleri karşısında hep birlikte, 'İdam gelsin' seslerini duyuyoruz. Altını çizerek söylüyorum; sadece vahşice eylemler karşısında bunun gerekliliğini Saadet Partisi olarak savunuyoruz. Ancak ne yazık ki, adaletin mafyanın oyuncağı olduğu, yargının parayla satın alındığı bu Türkiye'de çocuk cinayetleri için bile idamı söylerken bir kez daha düşünüyoruz. Ciğerimiz yanıyor; ama 'İdam' derken bile AK Parti'nin siyasi hesaplaşmalarına takılmaktan korkuyoruz. Türkiye bu cehennemi yaşamak zorunda değil" diye konuştu.