SAADET ve CHP'den Yeşil Sol'un önergesine destek

SAADET ve CHP'den Yeşil Sol'un önergesine destek
Yeşil Sol'un tutukluların tahliyelerini engelleyen İdare ve Gözlem Kurulu’nun yol açtığı ihlallerinin araştırılmasına dair önergesine CHP ve SAADET destek verdi. AK Parti, MHP ise 'ret' oyu verdi.Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi...

Yeşil Sol'un tutukluların tahliyelerini engelleyen İdare ve Gözlem Kurulu’nun yol açtığı ihlallerinin araştırılmasına dair önergesine CHP ve SAADET destek verdi. AK Parti, MHP ise 'ret' oyu verdi.

Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti), Cezaevlerindeki İdare ve Gözlem Kurullarının yol açtığı ihlallerinin araştırılmasına dair verdiği önerge Meclis Genel Kurulu’nda görüşüldü. Konuya dair Yeşil Sol Parti grubu adına söz alan Wan Milletvekilli Zülküf Uçar, Türkiye’de cezaevlerinde her gün hak ihlallerinin yaşandığını kaydetti. Cezaevlerinde işkence, çıplak arama, ağız içi arama ve ayakta sayım dayatması yanı sıra keyfi kısıtlama ve Kürtçeye sansür, sağlık ve yaşam hakkı gibi pek çok hakkın gasp edildiğini ifade eden Uçar, bu tür hususları sadece hak ihlali olarak açıklamanın yetersiz kalacağını kaydetti.

“Ayrımcı infaz yasası”

Mezopotamya Haber Ajansı'nda yer alan habere göre Uçar, İdare ve Gözlem Kurulları’nın siyasi tutuklularının tahliyelerini engellediğini de anımsattı. Kurullun kuruluşuna zamanına da işaret eden Uçar, Kovid-19 salgının başladığı ilk dönemde kurulduğunu ve Türkiye’de salgının fırsata çevrildiğini belirtti. Uçar, “Ayrımcı bir infaz yasası çıkarıldı. Cezaevlerinde bulunan hükümlülerin bir kısmının yaşam hakkını kıymetli görüp diğer kısmının yaşam hakkını kıymetsiz gören bir düzenleme yapıldı. Tahmin ettiğimiz üzere kıymetsiz görülen hükümlüler her düzenlemede ayrımcılığa maruz kalan politik mahpuslardır. Yasanın yapıldığı dönemi hatırlatmakta fayda bulunmaktadır. Tüm mahpuslar salgın karşısında eşit risk altında olmasına rağmen getirilen kanun teklifiyle eşitlik ilkesine aykırı bir şekilde yaşatma yükümlülüğü ihlal edilerek tüm siyasi mahpuslar, üstelik aralarında onca ağır hasta hükümlü bulunmasına rağmen, kapsam dışı bırakılarak tahliye edilmemiştir” diyerek, tepkisini dile getirdi.

“Aykırı kurullar”

Siyasi tutuklular ile ilgili yapılan düzenlemelere dikkat çeken ve bu düzenlemeler ile birlikte “paralel” bir yargılama organın kurulduğunu kaydeden Uçar, “Adalet Bakanlığı yasa değişikliğinden sekiz ay sonra, 29 Aralıkta yeni bir yönetmelik yayınlayarak tahliyeler konusundaki başvuruları değerlendiren cezaevi idare ve gözlem kurullarının yorum alanı genişletti, bileşimini değiştirdi ve bu kurulları mahkemelerin yerine geçen suçta ve cezada kanunilik ilkesini ortadan kaldıran, her yönüyle infazda temel ilkeye aykırı kurullar hâline çevirdi. Adalet Bakanlığı tarafından yayınlanan yönetmelikte bu kurullara âdeta yargılama yetkisi bahşedildi. Bir kurula yargılama yetkisinin verilmesi sizlere de ironik gelmiyor mu değerli milletvekilleri?” diye sordu.

Saadet Partisi: Ayrımcılık yapılıyor

Yeşil Sol Parti’nin önergesine ilişkin söz alan Saadet Partisi İstanbul Milletvekili İsa Mesih Şahin ise, Anayasa’nın 10’üncü maddesine dikkat çekti. Şahin, bu maddeyi salt bir yazılı metin olarak görmediklerini ve bu madde bağlamında kanun önünde herkesin eşit olduğunu belirtti. Din, dil, ırk ve siyasi düşünce gözetmeksizin herkese eşit davranılması gerektiğini kaydeden Şahin, “Ülkeyi yönetenlerin eşitlik ilkesine aykırı uygulamalara son vermesini özellikle istiyor, bu tür keyfiliklere itirazımızı açık bir şekilde ortaya koyuyoruz. Biz de cezasının yeterli bir bölümünü tamamlamış mahpuslar arasında koşullu salıverme, denetimli serbestlik gibi imkânlardan yararlanılması hususunda kurulların keyfî kararlar verdiğini, ayrımcılık yaptığını üzülerek görüyoruz” diye konuştu.

“Çözümün başlangıcı adalet sorunu”

Türkiye’nin en büyük sorunun adalet olduğunu da vurgulayan Şahin, “Şu anda Türkiye'de yaşadığımız önemli sorunların temelindeki temel kaynak da maalesef adalet sorunu. Başta ekonomik kriz olmak üzere, yaşadığımız önemli sorunların en önemli sebebi Türkiye'deki. hukuk güvenliği sorunu, Türkiye'de hukuka güven olmaması sorunu, adalet sorunu. Türkiye'nin kaybettiği iklim bu. İşte Türkiye'yi yeniden bu iklime kavuşturmak zorundayız. Değerli milletvekilleri, Türkiye'de birçok sorunun çözümü için, toplumsal barışın tesisi için, güçlü bir ekonomi için, devlet kurumunun hayatta kalması için gerçek manada adaleti tesis etmek zorundayız” ifadelerini kullandı.

“Adalet yoksa adı totaliterdir”

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) adına söz alan Ankara Milletvekili Tekin Bingöl, şöyle konuştu: “Bir ülkede yurttaşlar haklarını arayamıyorsa, özgürlükler rafa kaldırılmışsa, o ülkede demokrasiden bahsedilemez. Bir ülkede adalet eğer tesis edilmemişse; aksine, siyasi etkilerle keyfî kararlar almışsa, o ülkede demokrasinin olmadığı gibi, adalet de yoktur. Peki, bir ülkede hukuk ne anlama gelir? Hukuk, insanların hakkını arayabileceği ve teslim edileceği bir anlayıştır. Türkiye’de hukuk var mı? Hukukun Üstünlüğü Endeksi’nde 140 ülke arasında biz 116’ncıyız. Bizim bu sıralamada önümüzde olan ülkeler: Meksika. Peki, gerimizde hangi ülkeler var? Çok şükür Tanzanya var, Afganistan var. Bir ülkede demokrasi yoksa, adalet yoksa, hukuk tamamen ayaklar altına alınmışsa, özgürlükler aranmıyorsa o ülkedeki rejimin adı nedir? Bu rejimin adı totaliter rejimdir.”

“Halay çekmek ne zamandan beri suç?”

Cezaevinde yaşananları “zulüm” olarak nitelendiren Bingöl, “Sanki zulüm sadece cezaevlerinde mi var? Bu ülkede zam var, zulüm var, hayatın her alanında zulüm var. Cezaevlerinde çıplak arama var diyoruz, ‘Hayır, yok’ diyorlar. Cezaevi gerçekliğinde o kadar büyük insan hakları ihlalleri var ki! Oysa insan hakları temel evrensel bir hak. Hiçbir insan için bu hak kesinlikle yok sayılamaz. Cezaevlerinde bulunan tutuklu ve hükümlüler hangi siyasi görüşe mensup olurlarsa olsunlar, hangi nedenlerle orada olurlarsa olsunlar can güvenlikleri, sağlıkları, yaşam koşulları devletin güvencesi altındadır. Devlet korumak zorundadır. 2021 yılında bir yapı oluşturuldu; İdare ve Gözlem Kurulu. Ama gelin görün ki burada bile çok büyük bir ayrımcılık var. Siyasi tutuklular ayrı tutuldu, siyasi tutuklular bu haktan mahrum edildi ve öyle ilginç gerekçeler sunuyor ki bu bahsettiğim gözlem kurulu ‘Kürtçe konuştun, halay çektin’ Allah Allah! Ya, bu ülkede halay çekmek ne zamandan beri suç, bir ana dilini kullanmak ne zamandan beri suç? Suçlar arasında bunlar var ve bu nedenle o gözlem kurulu birçok siyasi tutuklunun infazını yaktı” diye belirtti.

“Bir nebze insanlık kalsın”

Araştırma önergesini önemsediklerini belirten Bingöl, “Gelin, bu anlayışı ortadan kaldırmak adına, hiç olmazsa 28’inci Dönemde muhalefet partilerinin verdiği bu önergelerin bazılarına ‘el vicdan’ diyerek olumlu oy verin. Hiç olmazsa Türkiye'de bir nebze insanlık daha kalsın” dedi.

Diğer parti temsilcilerinin konuşmaları ardından Yeşil Sol Parti’nin araştırma önergesi oylamaya sunuldu. Önerge, AKP ve MHP’nin oyları ile reddedildi.