Sosyalistler Partisi’ne Yargıtay’dan ihtarname: Tüzük programı devletin bölünmez bütünlüğüne aykırı
Sosyalistler Partisi’ne Yargıtay’dan İhtarname: Tüzük programı devletin bölünmez bütünlüğüne aykır
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, SOLDEP’e gönderdiği ihtarnamede, tüzük programındaki “Anadilde eğitim ve Kürt halkının ayrılma hakkı da dahil olmak üzere ulusların kendi kaderini tayin hakkını savunur” ifadesinin, Türkiye Cumhuriyeti’nin bölünmez bütünlüğüne aykırı olduğunu belirtti
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Sosyalistler Partisi’ne (SOLDEP) gönderilen ihtarnamede, tüzük programı içerisinde yer alan, “Anadilde eğitim ve Kürt halkının ayrılma hakkı da dahil olmak üzere ulusların kendi kaderini tayin hakkını savunur” ibarelerini “Türkiye Cumhuriyeti’nin bölünmez bütünlüğüne aykırı” olarak nitelendirdi.
Yargıtay 3. Ceza Dairesi Başkanı olduğu dönemde AYM’nin Can Atalay kararını uygulamayan Muhsin Şentürk’ün imzasıyla SOLDEP’e gönderilen yazıda, “"Sosyalistler Partisi, her türlü ırkçı ve şoven tutumun, sömürgeciliğin karşısındadır. Türkiye'de ulusal sorun konusunda tutumun netleştirilmesinin, devrimci bir siyaset örgütlemek açısından kaçınılmaz olduğunu savunur. Bu bakımdan Sosyalistler Partisi ilk olarak, ulusal sorunun değerlendirilmesinde resmi ideolojinin ve şovenist yaklaşımların çizdiği çerçeveleri reddeder. Hakim ulus milliyetçi bakış açısını mahkum eder. Başta Kürt halkı olmak üzere ezilen ulusların varlığının ve varlığını temin eden her türlü unsurun savunulmasını esas alır. Sömürgeci ve şovenist tutumların, ezen ulus milliyetine mensup işçileri de kendi burjuvazisine yedeklemek için bir imkan olarak kullanılabildiği tespitini yapar. Ulusal sorunda Marksizmin ortaya koyduğu başat ilke ve program fikirlerini savunur. Bu bağlamda Sosyalistler Partisi, ayrılma hakkı da dahil olmak üzere Ulusların Kendi Kaderini Tayin Hakkını savunur; ulusal özgürlük mücadelesi ile ulusal - uluslararası devrimci sınıf mücadelesinin birbiriyle ilişkilenmesi/bağlanmasının önemli olduğu tespitini yapar."
"Sosyalistler Partisi, kendi kaderini tayin edecek ulusun kurtuluşunun devrimde ve sosyalizmde olduğu propagandasını yapmayı esas alır; ulusal sorunda verilecek mücadelelerde bu çizginin hakim olması adına mücadele etmeyi de dayanışma çerçevesinde bir görev olarak önüne koyar. Kısa ve orta vadede, başta Kürt halkı olmak üzere ezilen bütün ulusların Anayasal ve yasal olarak temel haklarının açıkça güvence altına alınmasını savunur; bu bağlamda her türlü birleşik mücadeleye katılır.. Ulusal sorun karşısında verilen mücadelelerde ezilen ulusların uğradığı pratik ve politik baskıların karşısındadır. Ezilen ulusların siyaset yapma hakkını savunur." Şeklinde düzenlenmiştir.
Ve Parti Programının yukarıda belirtilen bentlerindeki ifadeler ile Türkiye Cumhuriyeti Devletinin asli unsurlarından olan Kürt kökenli vatandaşlar azınlık olarak nitelenerek, anadilde eğitim için mücadele edileceği, ayrılma hakkı da dahil olmak üzere ulusların kendi kaderini tayin hakkının savunulacağı ve Türk Ulusundan başka uluslar da olduğu belirtilerek; "Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür; Anayasa'da yer alan hak ve hürriyetlerin hiçbiri, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmayı ve ortadan kaldırmayı amaçlayan faaliyetler biçiminde kullanılamaz, siyasi partilerin tüzük programları ile eylemleri, Devletin bağımsızlığına, ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne aykırı olamaz; siyasi partiler, Türkiye Cumhuriyetinin dayandığı Devletin tekliği ilkesini değiştirmek amacını güdemezler ve bu amaca yönelik faaliyette bulunamazlar; siyasi partiler Türk Devletinin ve Cumhuriyetin varlığını tehlikeye düşürmek, dil, ırk ayrımı yaratmak amacını güdemezler veya bu amaca yönelik faaliyette bulunamazlar, başkalarını bu yolda tahrik ve teşvik edemezler; siyasi partiler Türkiye Cumhuriyeti ülkesi üzerinde azınlıklar bulunduğunu ileri süremezler; Türk dilinden veya kültüründen başka dil ve kültürleri korumak, geliştirmek veya yaymak yoluyla Türkiye Cumhuriyeti ülkesi üzerinde azınlıklar yaratarak millet bütünlüğünün bozulması amacını güdemezler ve bu yolda faaliyette bulunamazlar; Türkçeden başka hiçbir dil, eğitim ve öğretim kurumlarında Türk vatandaşlarına ana dilleri olarak okutulamaz ve öğretilemez." şeklindeki Anayasa ve Siyasi Partiler Yasası hükümlerine aykırı düzenlemelere yer verilmiştir” denildi.
Aydın: Anayasaya uymayanlar bizim anayasaya uymadığımızı savunuyorlar
Konuya ilişkin konuşan Sosyalistler Partisi Kurucu Genel Başkanı ve avukat Deniz Can Aydın, Yargıtay tarafından gönderilen yazının anayasaya aykırı olduğunu belirterek, ‘düzeltme’ olarak gönderilen tebliğin aslında tüzük içerisinden ‘çıkarın’ anlamını taşıdığını söyledi.
Aydın, “Kullanılan bazı ifadeler sebebiyle “Devletin bölünmez bütünlüğüne aykırı” ifadeler geçtiğini savunuyorlar. Bu bize göre hukuksuz. Orada Türk ulusu dışında başka bir ulusun varlığından söz edilemeyeceği gibi ilginç ifadeler geçiyor. Günün sonunda siyaset yapma hürriyetinin önünde bir engel. Biz şimdi bu dilekçeye karşı, bu ifadelerin neden anayasaya aykırı olmadığını anlatan bir yazıyı Yargıtay’a yollayacağız. O konuda da ısrarcı olurlarsa, biz de talep ettikleri düzeltmeyi yapmazsak Anayasa Mahkemesine ihtar davası açma hakkına sahipler. AYM kararıyla bunun düzeltilmesi aksi taktirde parti adına kapatma davası açılabiliyor. Bunu çeşitli teknik düzenlemelerle aşmak mümkün ama önemli olan mevcut haliyle kabul edilmesini sağlamak” dedi.
İhtarnamenin siyaset yapma hürriyeti önünde bir engel olduğunu belirten Aydın, “İhtarnameyi yollayan kişi de Muhsin Şentürk. Kendisi zaten Yargıtay 3. Ceza Dairesi Başkanı olduğu dönemde Can Atalay kararını uygulamayan dairenin başkanı olarak biliniyor. Kendileri anayasaya uymanlar belirli ifadeler sebebiyle bizim anayasaya uymadığımızı savunuyorlar” şeklinde konuştu.
Kaynak:Haber Merkezi