Yargıda dilekçe savaşları: Savcı Uçar'ın iddialarına Hakim Demiroğlu dilekçe ile yanıt verdi; tüm akrabalarımın hesaplarını inceleyin

Yargıda dilekçe savaşları: Savcı Uçar'ın iddialarına Hakim Demiroğlu dilekçe ile yanıt verdi; tüm akrabalarımın hesaplarını inceleyin
Başsavcı Uçar’ın rüşvet aldığın iddia ettiği hakim HSK’ya dilekçe yazdı: Sadece benim değil tüm akrabalarımın hesaplarının incelenmesini istiyorumEski İstanbul Anadolu 4. Sulh Ceza Hâkimi Sidar Demiroğlu; İstanbul Anadolu...

Başsavcı Uçar’ın rüşvet aldığın iddia ettiği hakim HSK’ya dilekçe yazdı: Sadece benim değil tüm akrabalarımın hesaplarının incelenmesini istiyorum

Eski İstanbul Anadolu 4. Sulh Ceza Hâkimi Sidar Demiroğlu; İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcısı İsmail Uçar’ın Hakimler ve Savcılar Kurulu’na ilettiği, adliyedeki “rüşvet, iş takibi, aracılık ve usulsüzlük” iddialarını içeren dilekçesindeki yer alan kendisi ile ilgili suçlamalara cevap verdi.

Tİp Milletvekili Ahmet Şık, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç'a Sidar Hekimoğlu'na İsmail Uçar’ın referans olup olmadığını sormuştu.

ANKA Haber Ajansı’ndan Sinan Tartanoğlu'nun ulaştığı, 16 Ekim 2023 tarihinde HSK Genel Sekreterliği’ne yazdığı dilekçede, Demiroğlu;

 “Sulh Ceza Hâkimi olarak görev yaptığım 1 yıllık süre boyunca hakkımda suistimal yaptığıma yönelik hiçbir ihbar ya da şikâyet söz konusu olmadığı gibi itirazen kaldırılan tek bir kararım dahi yoktur… Sadece şahsım değil; 1., 2. ve 3. derece tüm akrabalarımın, banka hesaplarının, ekonomik durumlarının ve sosyal yaşantılarının incelenmesini talep ediyorum. HTS kayıtlarının en ince ayrıntısına kadar incelenmesini talep ediyorum” ifadelerini kullandı.

Hâkim Demiroğlu, dilekçesinde görev yaptığı yerleri sayarak Başsavcı İsmail Uçar’ın enden 1 yıl boyunca işlem başlatmadığını sordu.

Demiroğlu’nun, İstanbul Anadolu 21. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı olarak imzaladığı dilekçeye ANKA Haber Ajansı ulaştı. Demiroğlu’nun dilekçesindeki ifadeleri şöyle:

Hakkımda şikayet yok

Öncelikle şunu ifade etmeliyim ki; Sulh Ceza Hâkimi olarak görev yaptığım 1 yıllık süre boyunca hakkımda suistimal yaptığıma yönelik hiçbir ihbar ya da şikâyet söz konusu olmadığı gibi itirazen kaldırılan tek bir kararım dahi yoktur. Takdir edileceği üzere Sulh Ceza Hâkimi olarak 1 yıllık süre boyunca vermiş olduğum yüzlerce tutuklama kararı, onlarca adli kontrol ya da salıverilme kararları, yüzlerce erişimin engellenmesi kararları, arama, el koyma, yakalama, iletişimin tespiti ve soruşturma aşamasını ilgilendiren birçok karar mevcuttur. Yukarıda da ifade ettiğim gibi vermiş olduğum tüm bu kararların neredeyse yüzde 99'luk kısmına hiçbir itiraz yapılmamıştır. İtiraz edilen kararlarda ise üst mahkemeler tarafından itirazın reddine dair karar verilmiştir.

1 yıldır neden işlem yapılmadı?

İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcısı'nın yakınma bildirimine ek olarak sunmuş olduğu tutanaklardan da anlaşılacağı üzere tarafımca verilmiş kararlara karşı kahir ekseriyetle Başsavcı bünyesinde çalışan Cumhuriyet Savcıları tarafından herhangi bir itirazda bulunulmamış, itiraz edilen 1 ya da 2 dosyada da üst mahkeme tarafından itirazlar reddedilmiştir. Bu nedenle aşağıda örnekleriyle açıklayacağım hususlar çerçevesinde Cumhuriyet Başsavcısı'nın 1 yıl boyunca neden hiçbir işlem yapmadığını, neden hiçbir girişimde bulunmadığını ve neden ‘dedikodular ve soyut iddialar’ üzerinden hareket ederek şahsımın Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı olmasından sonra harekete geçtiğini sayın kurulunuzun feraset ve takdirine bırakmaktayım.

Demiroğlu, dilekçesinde, Başsavcıvekili ile nasıl bir araya geldiğini ve yaşananları şöyle aktardı:

“Ancak İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcısı tarafından hakkımda ileri sürülen iddialar henüz kamuoyuna yansımadan önce, 10 Ekim 2023 tarihinde (…) kendisine (…) yaptığım işlemin hukuka aykırı olmadığını belirttim. Kendisine karşı verilemeyecek hesabımın olmadığını ve alnımın açık olduğunu beyan ettim. Daha sonra oradan ayrıldım. Birkaç gün sonra da hakkımdaki suçlamaları basından öğrendim.”

Haksızlık yapılıyor

Hâkim Demiroğlu, Başsavcı Uçar’ın dilekçesinde belirtilen iddialara yanıt verdikten sonra, şu ifadeleri kullandı:

“İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcısı İsmail Uçar, şahsımın erişimin engellenmesi kararlarını sözüm ona ‘belli paralar karşılığında’ verdiğime ilişkin bir isnatta bulunmuştur. Şunu ifade etmeliyim ki; Sulh Ceza Hâkimi olarak görev yaptığı bir yıl boyunca özellikle yurt dışında yaşayan ve genellikle FETÖ firarisi olan kişi ya da kişilerin ülkemizde yaşayan iş adamı, siyasetçi ve akademisyen olan birçok kişiye yönelik; kişilik haklarına saldırı kapsamındaki beyan ya da yayınlara yönelik birçok erişimin geneli kararı hakimliğimiz tarafından verilmiştir.

Bu kararların rüşvet karşılığı verildiğini iddia etmek, en hafif deyimle büyük bir haksızlıktır. Nitekim bu kararlarım nedeniyle Almanya’da yaşayan FETÖ firarisi Cevheri Güven tarafından bizzat ismimi içeren tutanak paylaşılarak tehdit edildim. Bu husus adı geçen kişinin Twitter hesabında halen durmaktadır.

Kamu adına yargılama sürecini takip eden ve kül halinde çalışan Cumhuriyet Başsavcılığı kanun tarafından gösterilen yolları kullanmak yerine kendi ifadesiyle de kabul edildiği gibi kapalı kapılar ardından yapılan dedikoduları esas alarak hem şahsımı, hem eski komisyon başkanını hem diğer hakimleri, hem de bir bütün olarak Türk yargı teşkilatını haksız ve mesnetsiz bir biçimde zan altında bırakma ve karalama yoluna gitmiştir.”

Demiroğlu, HSK’den şunları talep etti:

“Görev yaptığım süre boyunca vermiş olduğum kararlar nedeniyle verilmeyecek bir hesabım yoktur. Sadece şahsım değil; 1., 2. ve 3. derece tüm akrabalarımın, banka hesaplarının, ekonomik durumlarının ve sosyal yaşantılarının incelenmesini talep ediyorum. HTS kayıtlarının en ince ayrıntısına kadar incelenmesini talep ediyorum.

Çünkü bu incelemeler yapıldığında görüleceği üzere her ay ek hesabımı kullandığım, bir diğer ifade ile hesabımın sürekli ekside olduğu, herhangi bir gayrimenkulümün bulunmadığı, 100 metrekarelik bir lojmanda oturduğum, öğretmen olan eşilin ve benim maaşımız dışında bir gelirimiz olmadığı, sadece eşime ait 2017 model bir araç olduğu, bahsimin otomobilinin dahi bulunmadığı, çocuklarımın devlet okullarında okuduğu ve oldukça mütevazi bir yaşam sürdüğüm anlaşılacaktır. Bu suçlama başlı başına haksız, mesnetsiz ve kötü niyetli bir suçlamadır.

Tüm bu açıklamalarım ışığında Sayın Kurulunuzdan iki talebim mevcuttur: Hakkımdaki iddialarla ilgili olarak gerekli araştırmanın titiz bir biçimde ve en ince ayrıntısına kadar soruşturma açılması suretiyle icra edilmesini,

Şahsıma yönelik iftira, hakaret, adli yargılamayı etkilemeye teşebbüs ve görevi kötü kullanma suçlarını işleyen tüm ilgililer hakkında da gerekli yasal işlemlerin başlatılmasını saygılarımla arz ve talep etmekteyim.”

Dilekçenin detayları

halktv.com.tr'den Seyhan Avşar'ın haberine göre ise, Demiroğlu Dilekçesinde kendisine bir kumpas kurulduğunu öne sürdü. Demiroğlu, 14 Nisan 2023 tarihindeki sorgu nöbetinde olduğunu ve tutuklama talebiyle Orkun Doğuş Dülgeroğlu isimli şüphelinin mahkemelerine sevk edildiğini anlattı.

Demiroğlu, "Bu şahıs İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcısı İsmail Uçar ve başsavcı vekili Mesut Erdinç Bayhan hakkında Beyza Tufan ve başka bir kadın şahsın yapmış olduğu ve hem bu kişilerin, hem de başsavcı vekilinin çeşitli ilişkilerini anlatan telefon görüşmelerinin yurt dışında yaşayan kişi ya da kişilere sızdırılması sebebiyle bu şahıs tutuklama talebiyle mahkememize sevk edildi. Şüpheli şahıs beyanında hali hazırda İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcı vekili olan Mesut Erdinç Bayhan ile ilgili olarak beyanda bulundu. Bayhan’ın, Beyza Tufan isimli kişiyle ilişkili olduğunu beyan etmiş ve beyanların tamamı savunma hakkı kapsamında sorgu tutanağına geçirilmiştir. Bu işlemden yaklaşık bir hafta sonra tarafıma o tarihte özel suçlardan sorumlu başsavcı vekili olarak görev yapan Mesut Erdinç Bayhan'ın isminin zapta geçmiş olması nedeniyle rahatsız olduğu ve bu durumdan hoşlanmadığı ifade edilmiştir" dedi. Demiroğlu bu gelişmeden sonra hakkında bir inceleme yapıldığını bizzat Başsavcı Vekili Bayhan tarafından kendine söylendiğini aktardı.

"Tahliyeye itiraz edildi"

Dilekçesinin devamında, hakkındaki iddialara da değinen hakim Demiroğlu, "Tarafıma 'bahis baronlarının' tahliyesine ilişkin bazı suçlamalar yönetilmiş olup bu hususa ilişkin tutanak içeriği ve tutanağa esas soruşturma dosyası incelendiğinde; İstanbul Anadolu 1.Sulh Ceza Hakimliği tarafından hukuki durumu aynı olan şüphelilerden birinin salıverilmesine karar verildiği ve Hakimliğimiz tarafından da yapılan talep üzerine 3 ayı aşkın bir tutukluluk süresinden sonra 2 şüphelinin adli kontrol uygulanarak salıverildiği, iş bu karara karşı yapılan itirazın İstanbul Anadolu 45.Asliye Ceza Mahkemesi tarafından reddedildiği anlaşılmıştır" ifadelerini kullandı.

6 öğrencinin tahliyesine de soruşturma

"Gösteri Yürüyüşleri Kanununa Muhalafet" suçundan tutuklu olan 6 üniversite öğrencisinin salıverilmesine de değinen Demirkol, "40 günü aşkın bir süre tutuklu kalan üniversite öğrencilerinin Hakimliğimiz tarafından tutukluluğun gözden geçirilmesi işlemi sonrasında adli kontrol uygulanarak salıverilmiş olmalarının 'suçun vasıf ve mahiyeti gereği yeterli denecek ölçüde tutuklu kalmaları sebebiyle' itiraz konusu yapılmadığı bizzat savcı tarafından belirtilmiştir. Hal böyleyken sorulması gereken soru şudur; şahsım 6 üniversite öğrencisinden rüşvet alarak mı bu kararı vermiştir?" dedi.

Eşi depremde vefat etmiş

İki uyuşturucu şüphelisinin serbest bırakmasına da değinen Demiroğlu, "Dosya hakimliğimizce incelenmiş ve şüphelinin meydana gelen deprem nedeniyle Diyarbakır ilinde bulunan Galeria isimli AVM'deki işyerinin yıkıldığına ilişkin tapu kaydı ve belge ibraz ettiği, babasının yatalak hasta olduğuna dair rapor ibraz ettiği, eşinin vefat ettiğine ve öğrenci olan iki kız çocuğuna ilişkin belgeler ibraz ettiği, keza uyuşturucuların nerede, kimler tarafından ve ne şekilde kendisine verildiğine dair anlatımları içeren dilekçe ibraz ettiği anlaşılmıştır. Şüphelinin yargılama aşamasında etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanma ihtimali nazara alınarak (İstanbul'u terk etmeme, 5 gün imza ve yurt dışına çıkış yasağı) olmak üzere en ağır adli kontrol tedbirleri uygulanarak salıverilmesine karar verilmiştir. İş bu karara karşı Cumhuriyet Savcısı Ahmet Çolak tarafından itiraz edilmiş, itiraz İstanbul Anadolu 45. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından reddedilmiştir" ifadelerini kullandı.

Ne olmuştu?

İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcısı İsmail Uçar, 6 Ekim 2023’te Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Sekreterliği’ne yazdığı yazı ile İstanbul Anadolu Adliyesi’nde bazı ve hâkim ve savcılarla ilgili “rüşvet, iş takibi, aracılık ve usulsüzlük” iddialarını dile getirmişti.

Uçar’ın HSK’ya başvurusu, Birgün Gazetesi muhabiri Timur Soykan tarafından haberleştirilmişti. Soykan’ın haberi ve ilgili haberlere erişimin engellenmesi talep edilmişti. Erişim engelini, Başsavcı Uçar’ın HSK’ya gönderdiği yazıda adı geçen İstanbul Adalet Komisyonu Başkanı Bekir Altun talep etmişti. İddiaları konu edinen 77 habere ilişkin, yine İstanbul Anadolu Adliyesi’ndeki Sulh Ceza Hakimlikleri tarafından erişim engeli ve içerikten çıkarma kararı verilmişti.Daha sonra bu engelleme kararına iliişkin yapılan haberlere de engelleme kararı getirildi.

Öne Çıkanlar