TASARIM SICAK İKLİMLERE GÖÇTÜ: DESIGN MIAMI AÇILIYOR

Dünyanın her köşesinden tasarım ve yaratıcılık fışkırıyor. İnsanlık ne çok üretmiş, ne çok düşünmüş, ne çok öz eleştiri yapmış, ne çok yapamamış, ne çok göstermek ve paylaşmak istiyor. Yaratıcı etkinlikler eski heyecanlı günlerine dönüyor; sizlerle Bu hafta başlayacak olan Design Miami notlarımı paylaşıyorum.

Okyanusun karşı kıyısındaki uzak kıtada tasarım heyecanı var bu hafta. Pek çok kereler keyifle sokaklarını arşınladığım bu sevgili kentte, salonlarında günlerimi geçirdiğim önemli bir etkinlik açılıyor 30 Kasım tarihinde: Design Miami.

Bu yıl 18. Kez kapılarını açacak olan Design Miami, tasarım yayıncılığının önemli ismi, İstanbul’da da misafirimiz olmuş olan Maria Cristina Didero’nun küratörlüğünde, “Altın Çağ: Geleceğe Bakış” teması ile açılıyor. İtalyalı Cristina’nın bu teması, pandemi sonrası kendimizi içinde bulduğumuz karamsar ve depresif ruh halinden çıkarmak istercesine pozitif bir duygu aşılıyor.

Dünyanın tasarım kenti Milano, pandemi ile düzenlenemeyen büyük fuarlarından dolayı epey sarsıcı günler geçirdi. İptal edilen bu kapsamlı etkinlikler İtalya’nın sadece ekonomisini zedelemedi, aynı zamanda, yaratıcı enerjinin binlerce tasarımcının içinde sıkışıp kalmasına sebep oldu. Bu konuda öncesi, sırası ve sonrasında pek çok yorum yazdım; bugün görebildiğim kadarı ile tam da tahmin ettiğim gibi yaşanan bu deneyim, tasarım ve tasarıma dayalı sektörel fuarlara bir tür format attı.

KENDİ KENDİNİN FUARINI YAPAN FİRMALAR

Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Büyük firmalar, tasarım fuarlarının sadece “gösterime ve ticarete dayalı” bir hafta için gerektirdiği masrafları göğüslemek istemiyor. Astronomik stant kiraları, bunlar için yapılan yapısal masraflar, fahiş fiyatlarla gerçekleşen personel konaklama ile seyahat giderleri ve bütün bu operasyonun şirketlerin nerede ise iki ayının verimsiz geçmesine odaklanan hali onları yeni kararlar almaya yöneltti. Mobilya, aydınlatma, tekstil gibi yaratıcı alanlarda ürün üreten firmalar artık kendi bütçeleri dahilinde, dünyanın çeşitli kentlerini bizzat geziyor, kendi etkinliklerini düzenliyor, ticaretlerini gerçekleştirdikleri kentlerde kendi festivallerini düzenleyip, kendi markalarına ve ürünlerine odaklı bir “vibe” yaratıyor. Eminim bunu sözgelimi bir Milano bütçesinin yarısına yapıyorlardır! Tasarımcı Tom Dixon da artık fuarlara katılmayacağını, dünyayı gezerek markasını ve yeniliklerini tanıtmaya devam edeceğini duyurmuştu geçtiğimiz yıllarda. Bu eğilim ne kadar sürer ve ne kadar sürdürülebilir bilinmez, ama şimdilik durum böyle.

Etkinlikler ilk kapandığında, Milano bu sıkışan yaratıcı enerjiyi dışarı çıkarmak ve buradayız demek için kendi kendini yükseltmişti ve tasarımcılar, galeri sahipleri bir kampanya başlatarak dijital dünyada birleşmişlerdi; bu pozitif birliktelik duygusu bize de geçmişti.

İşte Didero, genlerinde olan bu pozitif yaklaşımı şimdi Miami’ye taşıyor. Okyanus dalgaları ile dövülen, sıcak, nemli ve dev hamam böcekleri ile müstesna Miami, daha adım attığınız andan itibaren size başka bir pozitif ruh verir vermesine de şimdi bu güzel kent biraz daha tasarım ile dolacak, her yıl olduğu gibi.

BASEL, PARİS, MIAMI

İlk edisyonu Haziran ayında Basel’de düzenlenen bu etkinlik bu yıl iki yenilik de sundu. İlki üçüncü bir lokasyon olan Paris’in eklenmesi oldu. Ayrıca artık bu sergilerin içinde bir de küratörün seçkisi ile satışa sunulan nesnelerin yer alacağı Podium bölümü yer alıyor.

Grela Orihuela’nın başkanlığında yürütülen bu etkinliğin ticari fuarlardan çok daha zengin olan içeriği, şimdilik ilgiyi yüksek tutmayı başarıyor gibi; diğer yandan bana kalırsa bu ilgi yönetimsel kararlardan değil, katılımcıların otantikliğinden kaynaklanıyor. Design Miami, Newyork, Paris, Cape Town, Londra, Amsterdam gibi kentlerden koleksiyona dayalı tasarım galerilerinin katıldığı, önemli tasarımcıların nadir üretimlerinin sergilendiği oldukça önemli bir buluşma. Etkinliğin niş olması, tasarımın bu en uçtaki örneklerini içinde barındırması ve her zaman ilgi çekici konuklarla yürütülen ilham verici Talks programı, tasarım dünyası için önemli bir vaha oluşturuyor.

Bu yıl konuşma programındaki en ilgi çekici isim Geatano Pesce. Efsanevi mimar konuşmasında, hepimizin farklı olduğuna ama kalitemizin de bu farklılıklarımız olduğuna değinecek. Müzisyen Erkyah Badu ve Robert Lugo’nun konuşması Kintsugi hakkında. İkili farklı olan yaratım alanlarındaki üretim süreçleri hakkında sohbet edecek. Robert Lugo, seramik objeleri markası The Village Potter ile bir de pop-up dükkan açacak.

TASARIMDA ŞARKA ÖZLEM

Bu yıl Design Miami, bizlerin dünyasına çok yakın iki sunum barındırıyor. Bunlardan ilki hamam. Banyo ekipmanları alanında öncü bir marka olan Kohler, Lübnanlı tasarımcı Nada Debs ile işbirliğinde bir hamam kuruyor Design Miami‘de. Bu işbirliği hakkında bir konuşma da etkinlik programında markanın sürdürülebilirlik başkanı Laura Kohler ve tasarımcının katılımı ile sunulacak.

Diğer aşina olabileceğimiz sergi i-ise Orient Express treni. 1883'ten beri seyahat alanında bir efsane olan Orient Express, lüks trenleri, eşsiz deneyimleri ve nadide obje koleksiyonlarıyla seyahat adına nadir bir deneyim sunuyor. 2024 yılında ilk yolcuları ile yeniden yollara düşecek bu efsanenin yeni tasarımı Fransız Maxime d'Angeac imzası taşıyor. Orient Ekspres La Dolce Vita, lüks trenlerinde yeniden yolcularını karşılayacak ve efsanevi yolculuk, belki de tarihte olduğu gibi İstanbul’da sonlanacak şekilde gerçekleşecek.. İşte bunun için Sirkeci Garı’nı yeniden yaşama döndürmek ve eğer hala yapılmıyorsa (umarım yetkililer görüşüyorlardır?) bu ruhu yeniden canlandırmak gerekli. İstanbul pandemiden sonra neredeyse bir turist akınına uğradı ve cruise gemilerinin etkisiyle turistler neredeyse kenti yönetmeye ve değiştirmeye başladı. Bu turizm deneyimini biraz daha üst düzeyde, nitelikli bir kalabalığa dönüştürmeyi hangi kentli istemez?

Bu yıl içerisinde Paris Art Week’te görücüye çıkarılan yeni tren konsepti, bu kez Miami’yi ziyaret eden tasarım meraklıları ile buluşacak. 140 yıl önce Georges Nackelmakers’ın hayali ile gerçekleşen bu trenin eski vagonları bulundu, tamir edildi ve yeniden tasarlandı. Accor grup bünyesinde bulunan efsanevi marka 2024’te Roma ve Venedik’te iki yeni otel açıyor ve 2025’ te yolcularını gemide karşılamaya hazırlanıyor. Yeniden yaşama döndürülen efsane trenin başkanlık süiti, Miami’de ilk kez izleyici ile buluşacak.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Özlem Yalım Arşivi