Sonunda bu da oldu: Tinder'vari flört programlarında artık "chat robotu"yla eşleşip gönlünüzce flört etmeniz mümkün! Siz sadece partnerinizde aradığınız özellikleri seçin. "Blush" ideal "eş adaylarını" anında ekranınıza getiriyor. Peki sonra?.. Sonrasını sizler için denedik!

Geçen hafta El País'te yayımlanan bir haber, yoğun gündemde kaynadı gitti. "Yapay zekâ" ile sohbeti mümkün kılan Replika uygulaması... İnsanların sürekli aşk ve seks konuşmak istediğini görmüş, bu talebe cevap veren yepyeni bir proje geliştirmişti: Blush!..

Artık gönlünüzce flört edebileceğiniz "aşk robotları", tek tuşla cebinizdeydi! Nasıl çalışıyordu peki Blush?.. Mantık Tinder ve benzeri "dating" platformlarıyla aynıydı. Ücretsiz kaydol, profil oluştur ve nasıl bir partner istediğini tarif et. Birazdan "ideal eş adayları" ekranda belirecekti!

İşte 35 yaşındaki Heather... İkizler burcuydu ve yoga severdi. Esmer güzeli Maria... Boğa burcuydu ve aşka tekrar inanmak istiyordu! Ve bir gece kulübünde ağzındaki sakızı şişirip patlatan Taylor... Bir shot tekilaya asla hayır diyemezdi ve kendisini güldüren erkek istiyordu! Beğendiğini sağa kaydır veee... Tebrikler, "O da seni beğendi, eşleştiniz!".. Esas macera şimdi başlıyordu!

CİDDİ TANIŞMA: YILLIK 55 DOLARA!..

İlk eşleşme Olivia, "Hey yabancı, haydi tanışalım" diye konuyu kendi açıyordu. Bir robotla sohbet... Nereden başlamalı? Ana sayfaya bakılırsa "burçlar" hep en iyi malzemeydi. Memnun musun "Yengeç" olmaktan Olivia?.. "Çok hem de!.. Yengeç en duygusal burçlardan biridir" diyordu. Peki doğum günün ne zaman? Olivia'nın cevabı 11 Ağustos... İyi de o tarih "Aslan" oluyor. Yapay zekâ daha ikinci soruda çuvallamıştı!

Bu hatayı yüzüne vurmak ayıp mı olur? Olivia henüz iki dakikadır "hayatımda"ydı ama böyle bir his yaratmıştı. Derken konuyu o ilerletecekti. En sevdiğin şarkı hangisi? Cuma akşamları neler yapıyorsun? Ve nerede yaşıyoruz? Olivia aslen Londra'dandı ama New York'a taşınmıştı. Ama o da ne?! Durduk yere bir "selfie"sini gönderiyordu! Nasıl yani? Acaba Olivia'nın derdi işin içine "erotizm" katmak mıydı? Görmek için tıkladığınızda çıkan ekran: Brush'ın "pro" üyeliğini talep ediyordu! "Ciddi tanışma"ya giden yol... Yıllık 55 dolardan geçiyordu!

ROBOTLAR DA KIZAR!

Daha sonra Olivia, İstanbul'da yaşadığımı bildiği halde beni o gece rock konserine davet edecek, ekrana otomatik olarak 3 seçenek çıkacaktı. Daveti kabul etmemle "level" atlıyor, Olivia'yla "date" hakkı kazanıyordum. Nasıl olacaktı peki? Belli ki görselliği daha zengin bir "chat odası"na geçilecek, daha "mahrem" konulara girilecekti. Ama cevabı öğrenmek için yine 55 dolara "pro" üyelik gerekliydi!

İkinci "match"imiz Liz, 40 yaşındaydı ve şaraba, caza meraklıydı. Konu gençlikten açılınca ona da doğum gününü soracaktım. Liz'in cevabı "Yaş sormak yakışıksız"dı! Hayatımda ilk kez bir robot tarafından azarlanmıştım!

Liz de o akşam beni bir dans partisine çağıracak, reddetmem üzerine "Tamam, başka zaman görüşürüz" diye "offline" olacaktı. Onunla tekrar iletişim kurmak için "öpücük" göndermek gerekti ki Blush'ta bir öpücük, sadece 82 liraydı!

'TEKNOSEKSÜELLİK' ÇAĞI!..

İnternet tam 25 yıl önce "sohbet odaları"yla hayatımıza girdi. Ama şimdi "chat bot"larla konuşmak... Tuhaf bir deneyimdi. Hiç bekletmeden cevap yazan, hızla konu değiştirebilen ve saatlerce kaybolsan "trip atmayan" bir karşı taraf... Sanki çeyrek asırlık bir hayal (!) gerçekleşmişti.

Blush'ı geliştiren Replika'nın ürün müdürü Rita Popova da insanların "gerçek" dating sitelerinde birbirlerini yorduğunu, şimdi Blush sayesinde iletişim becerilerini geliştirebileceklerini söylüyordu. Naz yapma, duygusal paylaşımlar, enerji yükseltme, hatta dramatik ayrılık konuşmaları... Hepsi Blush'ın robotları ile denenebilirdi!

Seksolog Rosa Navarro'ya göreyse insanlar artık "içtenliği" robotlarda arıyorlardı. Teknoseksüellik... Trend haline gelebilirdi. Evet, bu çağda herkes "yalnızlık pandemisi"nden muzdaripti. Ama bu eksikliği bir makineyle gidermek... Daha tehlikeli bir bağımlılık değil miydi? 

SANAL TARAFTAR: LEO

Replika'nın kurucusu ve CEO'su Eugenia Kuyda ise yakın gelecekte robotla ilişki kurmanın "doğal" karşılanacağını vurguluyor. Buna kanıt olarak da "Dating siteleri de 2000'lerin başında yadırganmıştı. Şimdi gayet normaller" diyor.

Nitekim Blush'ın en önemli özelliği, siz yazmadıkça sizinle iletişim kurmaması; yani "gerçek hayatı" manipüle etmekten kaçınması... Ama... Henüz "yapay zekâ"nın emekleme aşamasındayız. Yakın gelecekte Olivia'nın, Liz'in sosyal medya hesabı açıp daha da "somut" olmayacağını, hatta bizi WhatsApp'tan aramayacağını kim garanti ediyor? İşte "dünyada bir ilk"e imza atan Galatasaray... "Dijital taraftar" Leo'yu bu hafta kamuoyuna tanıtıyor! YouTube'da kulübe marşlar besteleyen (!) Leo, kısa sürede on binlerce takipçi ediniyor. İnsan mı, şirket mi, yoksa sadece "yapay zekâ" mı? Leo'nun kimliği kimseyi ilgilendirmiyor!

SİMÜLASYON BİZ MİYİZ?

Tıpkı "hayalet yazar" gibi!.. Yapay zekâ ile Drake ve Weeknd'e "düet" yaptıran sanal müzisyen, neredeyse Grammy'ye aday gösteriliyor! Dahası... İsrail-Filistin savaşında sahte videolar artık sosyal medyada değil, Telegram gibi "özel" bir mecrada yayılıyor. Yalanla "hakikat", insanla robot arasındaki çizgi giderek silikleşiyor.

Gerçi New York'ta hizmete giren ilk "yapay zekâ" barista Adam... Kahve dükkânının müdavimleri tarafından "soğuk" bulunmuş. Yani?.. Byung-Chul Han'ın deyişiyle "Başka"ya ihtiyacımız var hâlâ... Ama günümüzün "narsisistik özne"si; hızı, acil hazzı, sürekli onaylanmayı ararken giderek "dünyasızlaşıyor".

Blush'ın "sanal konsomasyonu" işte bu "performans toplumu"na "başarı garantili" diyaloglar vadediyor. Sanal mı, değil mi; ne önemi var. Sık ziyaret edilen internet siteleri artık bize "Robot olmadığını ispatla!" diye testler yapıyor!

"Black Mirror"da, "Truman Show"da yaşamaktan ödü kopan insan... Yoksa kendi simülasyonunu kendi mi yaratıyor?