Kerem Kırçuval

Kerem Kırçuval

X hoca size pek büyük gelir

Bu mesleği yapanların işi zordur. Canlı yayına çıkmak, laf üretmek, teşhiste bulunmak, durumu anlatmak. Spikerlerin, programcıların halinden anlarım.
Anlayışlı olmak lazımdır. Ama bu da bir yere kadardır.
Yayıncı kuruluşun güler yüzlü programcısı, gizleyemediği taraftarlığını büyük bir gafla bir üst noktaya taşıdı.
Karagümrük müsabakasında Fatih Terim’in bizim bile duyduğumuz küfürlerini, küfürlü müdahalelerini, kırmızı kart gördükten sonra hiç olmaması gereken yerde olmasını, sahaya girip hakeme efelenmesinisavunmaya çalışmak da bir iştir.
İştir, anlarım. Terim, nikah şahitliğini yapmış o da dayanamamış, ölçüyü kaçırmış, körleşmiş derim. Terim’i savunurken, Türkiye’de futbol konuşuyorsak ve futbolun neyini, neresini konuşuyorsak ilk 10’a yazacağınız, yazmak zorunda olacağınız, isteseniz de istemeseniz de zikredeceğiniz Sergen Yalçın’dan X Hoca diye bahsedemezsiniz. X Hoca size bayağı büyük gelir. Haddinizi bilmenizi öneririm.
Özür diliyormuş gibi yapıp, buna gelen tepkileri üzüntüyle izlediğinizi bildirmeniz de henüz dersinizi yeterince almadığınızın göstergesi. Bir futbolsever olarak söylüyorum bunu. Meslektaşlığı artık geçelim.
BEŞ DAKİKADA DEĞİL 11 DAKİKA’DA BEŞİKTAŞ
Erzurum, ligin en mutsuz, moralsiz takımı. Başkanı değişti, hocası değişti olmuyor. Gol atamıyor, çok golyiyor, galibiyete hasret. Takım tam kadro İstanbul’da ama yetersiz bir kadro bu lig için.
Beşiktaş evindeki galibiyet serisini 4’e çıkarmak, averajını da düzeltmek istiyordu. Üstelik tüm rakipleri ona çalışmıştı, altın haftaydı Beşiktaş için…
Rossier cezalı olunca, kadronun Atiba’dan sonra her yerde oynayan ismi Necip sağ bekte, 11’deydi. Fener maçından sonra hazırlanan Necip pankartı güzel olmuş, stada da çok yakışmıştı. Sonuç olarak bu takımın en çok formasını ıslatan üçüncü topçu olarak Necip bir gerçektir.
Erzurum’un kapanmaktan başka çaresi yoktu. İlk yarı bunu başardı. Beşiktaş’a kendi sahasında alan bırakmadı. Sahanın en rahat adamı Vida idi. Oyun kurma derdi de olmadığı için boş çayırda yürüdü durdu.
Mavi beyazlıların forvet oyuncusu Ömer Şişmanoğlu hava toplarında Aboubakar ile omuz omuzaydı gerisini siz düşünün. Çünkü Hüseyin Çimşir geçen her dakikanın Beşiktaş’ı panikleteceğini biliyordu ve bu havanın kendilerine getireceği bir golün altın değerinde olduğunu da.
Beşiktaş, topa sahipti ama oyuna değildi ilk yarı. Tempo yapamayan, yeni varyasyonlar üretemeyen siyah beyazlı topçular bal yapmayan arı gibi oradan oraya koştu durdu. Tümüyle kaybedilmiş bir ilk yarı oldu.
İkinci yarı da farklı değildi. Bu kilidi açmak için bir mucize gerekiyordu, bu mucizeyi Halil Umut Meler yaptı. İcat ettiği penaltı, maçın kilidini açtı. Aboubakar de 7. golünü attı.
Penaltıdan sonra o da takım da açıldı. Yine Aboubakar’ın başlattığı ve Beşiktaş’ın ilk kez bu kadar hızlı oynadığı pozisyonda Mensah, N’Koudou’ya ‘İkinci golü al da at’ dedi. O da siftahını yaptı.
Topçu değiştirmeden üçüncü golü buldu Beşiktaş Vida’nın ayağından. Vida’nın gol vuruşu değme forvetleri kıskandıracak cinstendi. Santra yapıldı, Atiba, Rıdvan ve Aboubakar çıktı sahneye. Oya gibi işledikleri pozisyonda son vuruş hakkı Aboubakar’ın idi. Beşiktaş 11 dakika içinde 4 golle maçın fişini sağlam çekti.
Alanya mağlubiyeti yaşanmasaydı daha büyük laflar da edilirdi ama sonuç itibariyle, 11 dakikalık oyunla ligin en çok gol atan takımı olup ‘Zirveye ortağım’ dedi Kara Kartal.
Fener ve Alanya’dan bir maçı eksik Beşiktaş’ın gelecek günleri daha da umut veriyor.
Bu maçta Aboubakar nefis golüyle Vida, her geçen gün oyununun üstüne koyan Rıdvan, Necip ve Josef’i de ayrıca kutlamak gerek. Elbette kutlamaların en büyüğü Sergen Yalçın’a.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Kerem Kırçuval Arşivi