İ. Bülent Çelik

İ. Bülent Çelik

Ya inerse

Kütahya’da, yap işlet devret usulü ile yolcu garantili olarak yapılan; garanti verilen tahmini yolcu sayısı ‘yüzde 99’ hata ile şaşan; böylece ilk dokuz ayında hazineden, işletmeciye 5,2 milyon Euro, bu şaşmanın bedeli olarak matiko edilen; elden canlı tokalanan, bir Zafer Havalimanımız zaten vardı…
Bu da onun adeta ruh ikizi!
· · ·
Pistine “sivil olarak” kuşlardan, çekirgelerden başka hiçbir mahlukatın inip kalkmadığı, hiçbir tarifeli seferin uğramadığı, kimilerinin “Hayalet Havalimanı” diye tanımladığı ‘Balıkesir Merkez Havalimanı’.
· · ·
İşte, bir iki askeri uçak, bir iki özel jet… Hepsi o kadar!
· · ·
Bankoları var, kulesi var, pisti var, bagaj kontuarlarıydı, yolcu salonlarıydı, iç hatlar dış hatlar, giden gelen yolcu girişleriydi, her şeyi var ama ilaç için bu tesislere bir yolcu getirip götüreni yok!
· · ·
Bu havalimanına 1 milyon 150 bin Kw’lık enerji alım ihalesi açılmıştı.
“Atıl havalimanına bir de enerji ihalesi mi?”
“Yandaşa iş vermek için yöntem yaratıyorlar!” şeklinde eleştiriler oldu.
İşletme açıklama yaptı!
“Yok öyle bişey, ne yandaşa işi? Biz zaten bu elektriği harcıyoruz. Amacımız toptan alıp ucuza getirmek!” diye kendini savundu.
· · ·
Velhasıl ihale tamamlandı.
Peki kim kazandı?
İhalenin toplam rakamı pek büyük ve şanına yakışır bir rakam sayılmasa da bildiniz!..
· · ·
Çalık Holding kazandı!
· · ·
Ben şahsen bu durumda şaşılacak birşey görmüyorum.
Bu tarza alıştık.
İşletme, ihaleyi CeHaPe’lilere verecek değil ya!
· · ·
Benim sorum şu:
“Arkadaş, madem bu vatandaşın parasını inşaatçılarınıza gömdünüz, havalimanı açtınız, neden iki yıldır yolcu geliş gidişini organize etmiyorsunuz?
Yok, yolcu gelip gitmeyecekti, neden havalimanı açtınız?
Neden o güzelim çayırları, meraları pist yaptınız da, o pistlere yolcu uçakları indirip kaldırmıyorsunuz?
· · ·
Uçak inmiyor ama “ya inerse!” diye havalimanı mı açılır?

Daha iyi ısınmak için öneriler

1- Kombinin derecesini düşürmeyi boşver!.. Enerji Bakanının dediğini, katmerleyerek, hatta afedersin şeyini çıkararak yap! Kombiyi direk kır!..
Sonra da ev ahalisine, “kombi servisi işini bana bırakın, o bende!” de!..
Ardından, “Aradım bulamadım!”; “Gelecekti gelmedi!”; “Bu servisler de hep aynı!” gibi bahanelerle ‘evlad-ü iyal’i en az iki ay battaniyelerle oyala!
Kışlık ortalama ödemen ‘tak!’ üçte bir oranında düşer!
· · ·
2- Ford Motor’un kurucusu Henry Ford’un bir meseli var!..
Baba diyor ki, ”iki kat ısınmak istiyorsan odununu kendin kır!”
Bu şiardan yola çıkarak gazını kendin üretmeye çalış!
Zordur!
Yılma, vazgeçme, pes etme! İnek bunu yapabiliyor, ben niye yapamayayım diye düşün!..
Kuru fasulye ye! Osuruk hurması tüket, şimdi mevsimi! Yap bişeyler!
· · ·
3- Kışın evde sinek besle! Sonra da onları çıplak elle yakalamaya çalış!
Bu işi en iyi kediler yapıyor. Düşündüm niye? Isınmak için!
Hayvanlar akıllı! Ben de denedim oluyor.
Kombiyi ful kapatsan bile, onbeş dakikada bırak ısınmayı kan ter içinde kalıyorsun.
· · ·
4- Aşıların tamamsa, belirli aralıklarla kovit kliniklerine takıl, sağda solda derin nefes al, kovit kap!..
Öldürmüyor ama sağlam ateş yapıyor! Üşüyor gibi hissetsen de bil ki iliklerin kemiklerin ısınıyor. En maliyetsizi bu!
Aşı karşıtı filansan veya sadece iki sinovac aşılıysan sakın bunu deneme!
Denersen de beni tanıma!
· · ·
5- Bu öneri emeklilere: Bir tür yatırım yap!
Üç ay doğalgaz ve elektrik faturan için ödeyeceğin parayı tüketici kredisi olarak çek. Afrika’nın güneyinde, herhangi bir ülkeye bilet al! Kuzey yarımkürenin bizim bulunduğumuz bölgesinde kış iken Güney yarımkürede çapraz meridyende yaz olur.
En az dört ayı orada geçir! Elinde mızrak, totonda yaprak, “gulelek gulelek!” dans edip mevsim sonunda geri gel.
Maaştan artan parayı hayır hasenata yatır!

Bitmeyecek mi?

Yakıt fiyatlarının ayarlamasından bir gece önce, memleketin her yanındaki akaryakıt istasyonlarının önünde kuyruk!
Ne kuyruğu?
Depoyu on lira daha ucuza doldurma kuyruğu.
· · ·
Otomobili olan hemen herkes kızgın ama neredeyse herkes de fırsatçı.
· · ·
Arkadaş! On lira kar etmek için ‘dur kalk’ yirmi liralık yakıt harcadığın o kutsal enerjini kuyrukta harcayacağına, pahalılığı, yakıt zammını protesto etmeye harcasan belki de sonuç alacaksın!

Kombi kıs kıs gülüyor!

Çok şükür şimdilik “pastırma yazı” günlerini idrak ediyoruz.
Birçok yöremizde başlayan sağlam kış koşulları yakında yurdun her köşesini saracak!
Vatandaş, gulyabaniyi bekler gibi kış aylarında gelecek doğalgaz faturalarını, elektrik faturalarını bekliyor.
· · ·
Geçen kıştan biliyorum.
Yavrum; elektrik saatini okuyup makbuzu bırakan görevliler, binaya akşam vakitleri sessizce giriyor. Çıt çıkarmadan makbuzu kapının koluna halkalayıp hızla fıyıyor!
Sanki faturayı kendileri zamlamış gibi tedirginler garibanlar…
· · ·
Lakin üzülmeyin hepten de başıboş, sahipsiz bırakılmış değiliz!
“Sayın enerji bakanımız var! Merdan var, Ben varım!”
· · ·
Faturalarda, daha insaflı rakamlarla karşılaşabilmemiz için Enerji Bakanımız Fatih Dönmez, dahiyane bir öneride bulundu, “Kombiyi bir derece kısın, yüzde on tasarruf edin!”
· · ·
Sayın Bakanımız tevazu gösterip ben öyle demedim, cımbızla seçmişler, ben iklim şeysini, genel enerji tasarrufunu filan kast ettim diyor ama yiğidin hakkını yiğide vermek gerek!
Doksana takılan bu gelişine vuruşu her babayiğit yapamaz!
· · ·
Gerçi kendisine; “Bakanlığınızın üst üste açıkladığı doğalgaz zamlarının bir miktarını geri alsanız, daha pratik olmaz mı?” diye sorabiliriz ama sayın bakanımıza ayıp etmiş olmamak için bu tür soruları ne yapıyoruz?
Sormuyoruz!
· · ·
Beterin beteri var!
Almanya Enerji Bakanı, Alman vatandaşlarına ne demiş!
“Öffnen Sie Ihre kombikessel nicht, gehen Sie in den Vollsparmodus!“
Yani: “Kombilerinizi hiç açmayın, full tasarruf moduna geçin!”
Buradan kombiyi ‘bir iki derececik’ kısma fikrine celallenen haymatloslara duyuralım!
Yani!..

Çocuklar aşılanmadan salgın bitmez

Halk Sağlığı Profesörü Kayıhan Pala diyor ki “Her gün bir uçak dolusu insanımızı kaybediyoruz!”
· · ·
İnsanoğlu nasıl da alışıyor!..
Evlerden ırak, her gün, her birinde bu kadar insanı kaybettiğimiz bir seri uçak faciasını, böyle iki yıl değil, sadece bir ay boyunca yaşasaydık; bütün hava kurumları iflas etmiş; bütün havalimanları kapanmış; değil uçağa binmek, sağda solda, uçağın lafını bile edenlerin narin boyunları bedenlerinden ayrı düşürülmüş olurdu…
· · ·
Pandeminin ilk yılının ortalarında Lomboz köşesinde yazmıştık.
“Her gün yolcuyla dolu bir uçak düşüyor ama dağa bayıra çakılmıyor!
Pazar yerine düşüyor!
Bize söylenen kayıplar ise, sadece uçakta bulunanlarla sınırlı.
Pazar yerinde kaç kişi can veriyor onu bizden hep saklıyorlar!” diye…
· · ·
Aynı süreçte yine burada yazdık!
“Önce öğretmenleri ve öğrencileri aşılayın! Hem eğitim ve öğretim aksamadan devam etsin Hem de çocuklar taşıyıcı olmaktan çıksın. Çocuklar taşıyıcı olduğu sürece okulda, birbirlerinden virüs alıp evlere servis edecekler.
Aklın yolu bir. Milyonlarca çocuk, virüs kuryesi gibi taşıyıcı olduğu sürece bu salgın bitmez, yeni mutasyonlarla, hatta çocuklara da ciddi zararlar verebilecek hale dönüşmüş yeni mutantlarla yoluna devam eder!”
· · ·
Sakalımız yok ki sözümüz dinlensin!

Önceki ve Sonraki Yazılar
İ. Bülent Çelik Arşivi