Hidroelektrik Santraller Cenneti ve Cehennemi Türkiye

Elektrik enerjisi üretmek amacıyla kurulan “nehir tipi tesisler”e kısaca HES deniliyor. Akarsu üzerinde “su toplama yapısı” yani “regülatör”e ulaşan su, cebri borulara aktarılır ve burada elektrik üreten alternatörlere bağlı bir türbinin çarklarını döndürmekte kullanılır. Elektrik üretiminin gerçekleştiği bu birime “santral” denir.
“HES’in Faydaları Nelerdir” sorusuna şu cevapları vermek mümkündür:

  1. Akarsulardaki suların boşa akması önlenmekte ve bu akış enerjiye dönüştürülerek insanlığa fayda sağlamaktadır.
  2. Kuruldukları alanlara yeni istihdam olanakları yaratan HES’ler aynı zamanda o bölgenin kalkınmasını da sağlamaktadır.
  3. Uzun ömürlüdürler aynı zamanda HES’lere yapılan yatırımların karşılığı kısa vadede geri alınmaktadır.
  4. Yerli bir kaynak olması, düşük maliyetli olması ve çevreye uygun olması HES’leri önemli bir kaynak haline getirmektedir.
  5. Beraberinde ekonomik bağımsızlığı da getireceği için dışa bağımlılığın azalmasına yardımcı olmaktadır.
    HES konusundaki itirazlar da şu şekildedir:
  6. EPDK (Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu)’na Lisans Başvurusu yapılan akarsularda, yerel kurum ve kuruluşlar ile halkın görüşleri alınmadan lisanslar verilmektedir.
  7. HES projeleri için suyun ne kadarının kullanılacağı, sucul yaşamın ve diğer ekosistemlerin devamını sağlayacak ekolojik su ihtiyacının (cansuyu) miktarı ve bunun serbest bırakılması net değildir.
  8. Fauna ve Flora zarar görecektir.
  9. Özellikle orman ve mera alanlarında oluşacak tahribat aynı zamanda yağış sularının sellere dönüşmesine ve toprakların erozyona uğrayıp taşınmasına sebep olacaktır.
  10. Yapılmakta olan tüm HES projelerinin arazi yüzeyindeki tahribi büyük olacaktır.
  11. Açılacak yarmalar toprak sızıntı suyunun, taban suyunun ve yeraltı suyunun yarmadan buharlaşmasına, bu suları kullanan orman ağaçlarının kurumasına, suların akış yönünün değişmesine ve bu sularla beslenen kaynakların da kurumasına sebep olacaktır.
  12. Enerji iletim hatları projelerden ayrı olarak, projeler bittikten sonra gündeme gelecektir. İletim hatlarının nereden geçeceği, geçtiği alanda yaratacağı orman tahribatı projelerde yer almamıştır.
  13. Yapılacak kanal, yol, tünel gibi inşaatlar ormanın bütünlüğünü bozacağı için yaban hayvanlarının doğal yetişme ve yaşama alanları, çiftleşme, beslenme ve göç yolları zarar görecek veya tahrip edilecektir.
  14. Gerek yapım ve gerekse işletme sırasında doğacak sorunların denetim esasları ve denetim yapacak teşkilat net olarak belirlenmediği için yapılan faaliyetlerin denetimi mümkün olmamaktadır.
  15. Alabalık Üretim çiftlikleri kısmen ya da tamamen zarar görecektir.
  16. Bölgede arazi ve orman kadastrosu çalışmaları henüz bitmemiş olduğundan ve mülkiyet değerlendirilmesi sağlıklı bir şekilde yapılamadığından gerek vatandaşlar ve gerekse hazine mağdur olacaktır.
  17. Planlanmış olan proje kullanım alanlarında kültürel ve sosyal zararlar oluşacaktır.
  18. Bazı durumlarda imar planında ve ÇED sürecinde sorun yaşandığında arazi yüzeyi gereksiz yere tahrip edilmektedir.
  19. Proje alanları jeolojik, topoğrafik, iklimsel özellikleriyle sel ve heyelan gibi afetlere karşı son derece hassastır.
  20. Projelerde binlerce ağaç yok edilecektir. Projelerde kesilecek ağaç miktarları ve ekosistemin tahribatının maliyeti hiç dikkate alınmamaktadır.
    Medeni ülkeler HES denetimlerini çok sıkı tutarken, çalışma şekillerini değiştirirken ve sayılarını sınırlı tutarken, ülkemizde, başta Doğu Karadeniz olmak üzere birçok bölgede bulunan hidroelektrik enerji santralarının (HES) sayısı artıyor. Geçen yıl faaliyette bulunan HES sayısının toplamının 697 olduğu yazılmıştı. Bu santrallerin her birinin bir an önce denetim altına alınması ve yeni lisanslar verilirken yukarıda belirtilen sorunların giderilmesi çok önemlidir. İşletenler için cennet olan bu durum halk için cehenneme dönüşmüş durumdadır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Kubilay Kaptan Arşivi