Manolya Sitesi davasında dikkat çeken açıklama

Manolya Sitesi davasında dikkat çeken açıklama
Kahramanmaraş'taki Manolya Sitesi'nin altıncı duruşmasında, avukat Abdullah Ayhan Şan, binanın yıkılmasının kaçınılmaz olduğunu vurguladı. Mahkeme, yeni bir bilirkişi raporu hazırlanmasına karar verdi.

Haber: Mehmet OFLAZ

(ANKARA) - Kahramanmaraş'ta, 6 Şubat depremlerinde yıkılan ve 35 cana malolan Manolya Sitesi'nin altıncı duruşması gerçekleştirildi. Tutuksuz sanıklardan, MADO Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Sait Kanbur'un avukatı Abdullah Ayhan Şan, "Üç raporun ortak kanısı, bu zeminin göz önünde bulundurulmadan hatalı projeyle ve yetersiz malzeme kullanılarak inşa edilen binanın bu depremde yıkılmasınınvazgeçilmez olduğudur. Sonradan yapılan eklemelerin, binanın yıkımına etkisi bulunmamaktadır" şeklinde konuştu. Müşteki ve bazı sanık avukatları, yeni bir bilirkişi raporu hazırlanması talebinde bulundu. Mahkeme, dosyada dördüncü kez bilirkişi raporu oluşturulmasına karar verdi.

Manolya Sitesi'nin A ve B blokları, Kahramanmaraş'ın Onikişubat ilçesi Şazibey Mahallesi'nde 6 Şubat depremlerinde yerle bir olarak 35 kişinin hayatını kaybetmesine ve 4 kişinin yaralanmasına neden oldu.

Kahramanmaraş Cumhuriyet Başsavcılığı, müteahhit ve statik proje müellifi Osman Polat Yalçın, MADO'nun sahibi Atilla Kanbur, MADO Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Sait Kanbur, Tarhanacı Kafe ortakları Ali Rıza Eren ve Mümtaz Eren ile "Haşiroğlu Tarhana" isimli iş yerinin sahibi Faruk Çiftaslan'a "bilinçli taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma" suçlamasıyla 22 yıl 6'şar ay hapis istemiyle dava açtı.

Ayrıca, binanın yapım sürecinde Kahramanmaraş Belediyesi proje ve yapı kontrol birimlerinde görevli imar işleri müdürü Fahri Yiğitoğlu ve yardımcısı Veli Çiftaslan'a da "taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma" suçundan dava açıldı. İki dosya daha sonra birleştirildi.

Davanın altıncı duruşması, geçtiğimiz günlerde Kahramanmaraş 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yapıldı. Tutuksuz sanık Osman Polat Yalçın, Pamukkale Üniversitesi'nden gelen bilirkişi raporunun bilimsel dayanağının zayıf olduğunu savundu. Yalçın, 1975 Deprem Yönetmeliği'nin yetersiz olduğunu öne sürerek beraetini ve dosyanın tekrar bilirkişiye gönderilmesini talep etti.

"Yeniden bilirkişi raporu alınsın"

Tutuksuz sanıklar Tarhanacı Kafe ortakları Ali Rıza Eren ve Mümtaz Eren'in avukatı, bilirkişi raporuna itiraz ederek, müvekkillerinin herhangi bir kusurunun bulunmadığını ifade etti. Kafedeki tadilatların, binanın yıkımına ya da taşıyıcı sisteme etki etmediğini savunarak beraatlerini istedi.

"Haşiroğlu Tarhana" isimli iş yerinin sahibi tutuksuz sanık Faruk Çiftaslan'ın avukatı, asma katta yapılan tamamlanma işleminin yıkıma etkisi olmadığını belirten uzman raporlarının dikkate alınarak yine bilirkişi raporu alınmasını ve eğer bir ceza verilecekse bunun hukuka uygun bir şekilde verilmesini talep etti.

MADO Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı ve Tarhanacı Kafe ortağı Mehmet Sait Kanbur'un avukatı Abdullah Ayhan Şan, ifadesinde "Üç raporun ortak noktası, bu zemini dikkate almadan hatalı proje ile eksik malzeme kullanılarak yapılan binanın bu depremde yıkılmasının mukadder olduğudur. Sonradan yapılan müdahalelerin bu yapının yıkılmasına etkisi yoktur. Esas hakkındaki savunmamı mütalaadan sonra bildireceğim" dedi.

Binada ikiz oğlunu kaybederek eşi ve kızının 5 gün sonra sağ çıktığını belirten bir müşteki, Tarhanacı Kafe'den traktörlerle harfiyat taşındığını vurgulayarak, sorumluların en ağır şekilde cezalandırılmasını istedi. "Raporlara sığınarak kendilerini aklamaya çalışıyorlar" şeklinde beyan etti.

Müşteki avukatı Mustafa Müdüroğlu, sanıkların öncelikle tutuklanmalarını, aksi takdirde adli kontrol hükümlerinin uygulanmasını ve dosyanın yeni bir bilirkişiye tevdi edilmesini talep etti.

"Kanbur'lar yarın bir gün kaçarlarsa ne yapacağız?"

Müşteki avukatı Ömer Gödeoğlu, Pamukkale Üniversitesi raporunun A ve B blok ile Tarhanacı Kafe'ye dair değerlendirmelerinin yetersiz olduğunu ve tadilatların göz ardı edildiğini belirterek çelişkili raporlar nedeniyle yeniden bilirkişi raporu talep etti. Gödeoğlu, "Mehmet Sait Kanbur ve Atilla Kanbur'un işleri gereği yurt dışına kolayca girip çıkan insanlardır, yarın bir gün kaçarlarsa ne yapacağız" sorusunu yönelterek adli kontrolün tekrardan uygulanmasını istedi.

Savcı: "Ek rapor alınmalı, Adli kontrol uygulanmalı"

Cumhuriyet savcısı, mütalaasında Pamukkale Üniversitesi raporunda tadilatlara dair bir değerlendirme yer almadığını belirterek, ek rapor alınması, adli kontrol tedbirinin devam edenler için sürdürülmesini ve kaldırılanlar için yeniden adli kontrol uygulanmasını talep etti.

"Tüm Sanıklar için aynı tedbirlerin uygulanması ve konumlarının eşitlenmesi gerekiyor"

Osman Polat Yalçın'ın avukatı, "Takdir mahkemenindir; tüm sanıklar için aynı tedbirlerin uygulanması ve konumlarının eşitlenmesi gerektiğini düşünüyoruz" ifadesinde bulundu.

Sanıklar Mehmet Sait Kanbur, Atilla Kanbur, Ali Rıza Eren ve Mümtaz Eren'in avukatları ise "Adli kontrol tedbirini uygulanmasını gerektirir maddi durum yoktur" şeklinde ifadeler kullandı.

Duruşma, Yeniden bilirkişi raporu alınacağı için 31 Mart'A ertelendi.

Mahkeme heyeti, dosyada mevcut bilirkişi raporlarındaki sanıkların kusur durumuna dair çelişkilerin giderilmediği sonucuna vardı. Yeniden bir bilirkişi heyetine devredilmesine karar verildi. Mahkeme, katılanların sanıkların tutuklanması ve adli kontrol tedbirlerinin yeniden uygulanmasına dair taleplerini, dava süreci ve mevcut deliller ışığında ayrı ayrı reddetti. Heyet, Osman Polat Yalçın ve Faruk Çiftaslan için yürürlükte olan adli kontrol tedbirinin devamına karar vererek duruşmayı 31 Mart 2026 tarihine erteledi.

Kaynak:ANKA

Öne Çıkanlar