Eğer doğruysa, tarih kendisini tekrar ediyor deriz.
2019’un Ekim ayında, Amerika Birleşik Devletleri ordusuna mensup askeri sporcular/ atletler ve başka başka ülkelerin ordularının askeri sporcuları da dahil olmak üzere, dört yılda bir yapılan Dünya Askeri Olimpiyat Oyunları’na katılmak üzere gider.

O sene olimpiyat nerede yapılmaktadır? Çin’de.
Çin’in hangi kentinde? Wuhan’da.
Çin başta olmak üzere doğuda yaygın bir anlayış var. Onlara göre, Kovid-19 virüsünü Wuhan’a bulaştıran Amerikan ordusunun sporcularıdır. Tarih tutuyor. Bizim ordumuzdan da katılanlar olmuş. Hatta güreş dalında madalya bile almışız! Dönen olimpiyat kafilesinden kaç virüs vakası çıkmıştır acaba… Kendileri hafif geçirmiş olsalar bile kaç kişiye bulaştırmışlardır… Sonuçta, yüz yıl öncesinin grip pandemisinde olduğu üzere Amerikan politika yapıcılarının maksatlı olarak grip virüsüne İspanyol virüsü demesindeki gibi bir durum olabilir mi? Birinci Dünya Savaşı’na katılmakta ayak direten İspanya’yı karalamak için grip salgınına İspanyol gribi demişlerdi. Oysa sonradan ortaya çıktı ki, olay Amerika Birleşik Devletleri’nin ortasında geçiyor. Kadın, çocuk demeden bir süredir ölüyorlarmış zaten. Amerika’nın bağrından kopup gelen askerleri sayesinde Avrupa kıtasına taşınmış.
Durum buysa zihnimizi hırpalayan, doktorlara teşhis koyamadığı için bozulduğumuz bir garip grip olarak nitelendirdiğimiz Nisan 2019’dan Şubat 2020’ye kadar ki zaman aralığında Kovid-19 geçirmiş olma ihtimalimizi bir düşünelim. Benim bir yakınım Nisan 2019’da ciğerlerinin röntgen filmini yine bir doktor yakınıma göndermişti. “Ciğerlerde buzlu cam görüntüsü”, dediydi. Hasta yakınım evinde yatak döşek iki ay yattı, yazı kırık dökük geçirdi, sonbahara toparlanmış girdi. Etrafınızda bunun gibi çok öykü vardır.

Eğer doğruysa, o zaman virüs pandemisinin çıkış noktası ve tarih aralığı pek belli değil fikrimce. Ayrıca, Wuhan’daki olimpiyatlara yüz kırk ülkeden dokuz bin üç yüz sekiz sporcu katılmış. Yüz kırk ülkenin herhangi birinden Wuhan’a virüs gelmiş olma ihtimalini görmezden gelebiliyor musunuz? Amerika Birleşik Devletleri’nin olumsuz propagandalarını bir tarafa bırakırsak, Çin’in virüsten enfekte olmuş bölgeleri erkenden izole ettiği belgelenmiştir. Bana öyle geliyor ki, Asya’da yer alan bazı devletler maliyeti düşürme, kar odaklı düşünme vesaire yerine bilime dayalı kararlar vermiştir. Asya ülkelerinde maske takma alışkanlığı gibi bir sosyal sorumluluk duygusu Batı’dakinden daha yüksek. Batılılar, zorunlu maske kullanımı ve sosyal mesafeye uyma kuralını özgürlüklerine atılmış bir çelme gibi görüp bağırdıkça, Asyalılar bu önlemleri yayılmayı aza indirmenin bir yolu olarak zaten biliyor ve yapıyorlardı.

Maske ve mesafe önümüzdeki yılları da bizimle geçirecek. Hoş bir sürpriz olur da Kovid-19 virüsü kendisini yok ederse maskelerimizi çıkartabiliriz. Ay’a giderseniz maske konusu daha da ağırlaşacak, bilginiz olsun. Kafanın tamamını içine alan maske yirmi kilodan fazla çekiyor. Bez bağlama da cabası…