Kerem Kırçuval

Kerem Kırçuval

AH BE SERGEN, TEŞEKKÜRLER ÖNDER HOCA

Yahu biliyoruz bir swap anlaşması değil. Uzatmalı bir süper kupa maçı. Dünya Kupası yapacak bu ülkenin stadyumuna büyükelçiliğimiz bedava bilet dağıtmasına rağmen 5 bin kişi gelmemiş, sen ne diyon?

Yayıncı kuruluşun sunucusu emekçi arkadaşımız ‘Zemin’ diyor, ‘Bal dök yala’ diyor ama o bile kimsenin gelmediğini söylemeden edemiyor. Bunun pandemi ile alakası yok biliyorsun.

Memleketimizin geçen sene en başarılı iki takımı. Beşiktaş hem şampiyon olmuş hem Türkiye Kupası’nı almış. Kural koymuşlar, diyelim ki bir takım ikisini de almış, ‘Bari Süper Kupa’da, Türkiye Kupası’ndaki rakibiyle oynasın’ demişler. Dünyayı saran bu hastalık yetmemiş, Katarlılar ile bahar yaşayanların planı beklenmiş, maça çıkılmış. Nerden baksan sıkıcı, saçma. Bana inanmayanlar elçiliğimizdekilere sorsunlar.

İki takımın da yarısı hastalıktan kırılıyor, Türkiye’den çıkamamış. Çıkabilenlerin bir kısmı otelden geri gönderilmiş. Bilim insanları doktorlar bas bas bağırıyor, ‘Doğum günü kutlamasına bile gitmeyin’ diyorlar. Bizimkiler Katar’da. Gerisini sen düşün arkadaş.

E maç okumayacak mıyız? Az durun.

Erman Hoca maçın yorumcusu. Formunda. Öyledir. Taze evli, hafta sonu gördüm, merasimin ardından çekilen fotoğrafı vallahi. Pek yakışmışlar. Ama erken izin almış. Pozisyonlara hakemden yakın. Genç evlilere mutluluk dilemezsek ayıp olur. Mutlulukları daim olsun.

Hem topçu hem hocalar benim hayatımda çok özel yere sahiptirler. Nuri Şahin de onlardan biri. Bundesliga hayatını ilgiyle izlemiş, Antalya’da futbol adına geri dönüş beklemiştim. O olmadı ama hocalığa dönüşü pek güzel oldu. Oyuncu-hoca oldu. Ersun Yanal’ın futbolun tüm değerlerini katleden futbol anlayışını pek kolay yıktı.

Dedim ya iki takımın da yarısı virüsten kırılıyor. Sahadakilerin de aklı hem kendi nefeslerinde hem memlekete dönenlerde. Dolayısıyla dizilişti, taktikti yalan.

Maçın ilk elle tutulur pozisyonunu, Beşiktaş Kenan Karaman ile yakaladı. Sonucun haber değeri yok. Yazıyı işgal eden bu pozisyonda dakika 22 idi.

Çok kızdığımız Kenan’ın ısrarı, topu Rosier ile buluşturduğunda kimse atağı başlatan Atiba’nın penaltı noktasının biraz önünde kale ile baş başa kalacağını hayal etmedi. Ama bu gerçekleşti. Sağ bek, sol bek, stoper, ön libero, santrafor arkası oynayan Atiba ilk yarının skorunu belirledi. Aslında uzatmalara gidecek maçın da skorunu.

İlk yarının uzatmalarında pırıl pırıl kafası ile az daha kaleye yakın olsa skoru ikiye taşıyacaktı ama olmadı. O vuruş uzaktan yumuşadı. Neyse oranın mevki adamları belki ders almıştır.

41 bin kişilik stada 3 bin 500 kişi gelmiş, sunucu kardeşim pandemiyi hatırladı. Sınırlı sayda futbolsever alınıyormuş maça da efendim aşıydı, maskeydi, önlemdi diye. Yav he he.

Larin 52’de öyle bir gol kaçırdı ki akıllara zarar. Kale çizgisinden topu auta atmak daha zordu. Vallahi başardı.
Antalya, gol atmadan bu işin iyi sulh olamayacağının farkına vardığında dakikalar 60’ı gösteriyordu. Daha kalabalık ve organize çıkmaya başladılar.

Kontra zamanı Beşiktaş’a geldi. Ama ne lig arası yaşanmış ne enerji depolanmış. Beşiktaş yürümekte zorlanıyor adeta. Batshuayi adeta Larin’e “Al da at’ dedi,’At artık” ama atamadı, mecali kalmamış gibiydi.

Ve bir klasik yaşandı yine. Meşin yuvarlağın da çivili kramponların da yeşil tüm zeminlere en çok yakışan isimlerinden kuşkusuz biri olan Pjanic yine sakatlandı ve oyunu terk etti.

Pjanic’in sakatlanması Atiba’yı geriye çekti, olanlar oldu. 74’te kornerden seken top, Güray’ın ayağı ile buluştu. İyi vurdu, Atiba’ya çarpan top Ersin’i şaşırtınca, maçın 90 dakikalık bölümü Atiba 1 - Atiba 1 olarak sona erdi.

Uzatmalar bir büyük yalandı. İki takımın oyuncuları da yorgun savaşçılar gibiydi. Sanki devre arası değil de lig sonu gibi, tatile çıkmak için heyecanlı ama sahada yürüyemeyen 22 adam var idi.

Aralarında anlaşmışlar gibi mesele penaltılara gitti.

Beşiktaş, memleketin penaltı düşmanı Ersin’in sayesinde Süper Kupa’yı memlekete geri getirdi.

Sergen Yalçın takımın başında olmalı ve bir sezonda üç kupayı tarihine yazmış olmalıydı ama olmadı.

Ancak Sergen Yalçın’ın ardından Önder Karaveli ilk kupasını Beşiktaş Müzesi’ne taşıdı. Yürekten kutlarım Önder Hocamızı. Zarafeti yeter.

Katar ne kattı bu meseleye bilmiyorum ama Süper Kupa şampiyonu olmayı da başaran Beşiktaş’ı kutlarım.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Kerem Kırçuval Arşivi