“Anneme sesimi duyurabildiğimi düşündüğüm için kendimle gurur duydum”

Son Güncellenme Tarihi: Eylül 4, 2022 / 00:52

Söz ve bestesi kendisine ait ilk şarkısı ‘Kırmızı Çiçek’i yayınlayan Hatice Şimşek, ilk şarkısı ‘Akvaryum’da olduğu gibi yine geçmişe gidiyor. Ancak Şimşek’in bu seferki yolculuğu çok daha kişisel ve özel. Zira ‘Kırmızı Çiçek’, sanatçının uzun yıllar önce kaybettiği annesine yazdığı bir şarkı…

“Bu yaşıma kadar farklı şekillerde dışa vurduğum şey benim için müzik. Ama profesyonel olarak üniversite hayatı ile başladım diyebilirim,” diyor Hatice Şimşek müziğe attığı ilk adımla ilgili olarak ancak ilkokulda ve ortaokulda koro çalışmalarıyla en azından işin ‘tozunun’ tadına bakmış diyebiliriz. Sonrasında Erciyes Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Müzik bölümünü bitirip öğretmenliğe başlamış. Söz ve müziği Egemen Erdoğan’a ait ilk şarkısı ‘Akvaryum’u bu yıl içinde yayınlayan sanatçı, bu kez tamamen kendine ait bir şarkıyla, ‘Kırmızı Çiçek’le karşımızda. İlk şarkısında, çocukluğun naif ve büyülü dünyasında gezintiye çıkıp şimdilerde hepimizin ikamet ettiği ‘sanal’ ortamda yaşadığımız afallamayı anlatan Şimşek, OnAir etiketiyle yayınlanan ‘Kırmızı Çiçek’ şarkısıyla çok daha kişisel bir yolculukla yine geçmişe gidiyor. Sanatçının yıllar önce kaybettiği annesine yazdığı bir şarkı olan ‘Kırmızı Çiçek’in söz ve bestesi Hatice Şimşek’e ait. Geçmişe olan özlemini, “sorumluluklar arttıkça, sevdiklerimiz eksildikçe, eksik yaşamayı öğrenmek zorunda kaldıkça ve tüm bu deliliğin içerisindeyken hayat eskisi kadar tam gelmiyor,” cümleleriyle anlatan Şimşek’le konuştuk.

Müziğe nasıl başladın?

Çocukluğumdan beri kafamın içerisinde benimle var olan bir şey ve bu yaşıma kadar farklı şekillerde dışa vurduğum şey benim için müzik. Ama profesyonel olarak üniversite hayatı ile başladım diyebilirim.

Çocuk şarkıları da yapıyorsun. Ne demek “çocuk şarkısı”?

Uzun zamandır müzik öğretmenliği yapıyorum ve müziği genel eğitimin önemli bir parçası olarak görüyorum. Özellikle küçük yaş gruplarına müzikle verilen eğitimin çok daha kalıcı ve eğlenceli olduğunu ve hayatın geri kalanında çok daha akılda kalıcı olduğunu düşünüyorum. Eğitimin her yaş grubu için geçerli bir durum olmasının yanında özellikle küçük yaş gruplarına verilen eğitimin gerçekten umut edilebilir, hayal kurduran bir geleceğe yol açacağını düşünüyorum tüm kalbimle. O yüzden çocuklar için eğitici şarkılar yapıyorum uzun zamandır.

İlk şarkın ‘Akvaryum’dan sonra söz ve bestesi sana ait ‘Kırmızı Çiçek’i yayınlandın. Bunu bir kırılma noktası olarak görüyor musun? Kendine güvendiğin bir şarkı olmuş sanırım…

Evet. Aslında ilk kırılma noktası ‘Akvaryum’ şarkısıydı benim için. Çünkü daha önce hiç şarkı kaydedip, yayınlamaya cesaretim olmamıştı. ‘Akvaryum’ çıktıktan sonra beğenildiğini gördükçe de “ben bu işi yapmaya devam etmeliyim” fikri oluşmaya başladı kafamda.
Tam nerede geliyor o “güven” hissi? Ya da sen nasıl hissettin bunu?  

‘Akvaryum’ yayımlandıktan sonra çok güzel tepkiler aldım. Bazen çok basit gibi görülen bir geri bildirim, insana daha fazlasını yapmak adına çok büyük güç verebiliyor. Benimki de tam olarak böyleydi aslında. Güzel şeyler duydukça, güzel şeyler yapmaya daha fazla cesaret duydum.

‘Akvaryum’da çocukluğa, geçmişe bir özlem vardı. ‘Kırmızı Çiçek’te de yine geçmişle bir karşılaşmaya girişiyorsun. Ama bu daha kişisel bir mesele. Biraz anlatır mısın şarkının çıkış hikayesini?

Çocukken, sevdiklerimiz hayattayken, daha naif başka bir dünyadayken, her şeyin tadını çıkarabilmeyi becerebiliyorken “hayat” şimdi bize hayat diye sunulandan çok keyifliydi. Şimdi ise sorumluluklar arttıkça, sevdiklerimiz eksildikçe, eksik yaşamayı öğrenmek zorunda kaldıkça ve tüm bu deliliğin içerisindeyken hayat eskisi kadar tam gelmiyor bana. Hayal kırıklıklarıyla ve bir yaşam mücadelesiyle kalakaldık. Eskiye özlemim bu yüzden sanırım.

Şarkıyı yazarken zorlandın mı? Ağır bir yükten bahsediyorsun çünkü…

Bütün bu sözler ve melodiler hep içimde bir yerlerdeydi, planlı olarak yaptığım bir şey değildi, ilk sözü yazıp söyledikten sonra gerisi de geldi sadece.

Şarkıyı yayınladıktan sonra neler hissetin? Nihayetinde mahrem bir duygunu insanlarla paylaşıyorsun…

Aslına bakarsanız inanılmaz rahatladım ve anneme sesimi duyurabildiğimi düşündüğüm için kendimle gurur duydum. Yıllardır kafamın içerisinde gezinen cümleleri bir anda herkesle paylaşabilmiştim ve uzun zamandır kendimle verdiğim bu mücadeleyi de aşmıştım.

 Yakın zamana dair planların var mı?

Kasım ayında yeni bir şarkı geliyor. Ayrıca çocuk şarkıları ile ilgili çalışmamız da devam ediyor.

Burak Soyer

Burak Soyer 9 Ocak 1986’da Kütahya’da doğdu. 1992 yılında Çanakkale’ye yerleşti. İlkokul, ortaokul ve liseyi burada okudu. 2004 yılında Marmara Üniversitesi Alman Dili ve Edebiyatı’nı kazandı. Aynı yıl okulu bıraktı. Bir süre garsonluk yaptı. 2005 yılında Radikal gazetesi Kültür Sanat Servisi ve Radikal Kitap’ta stajyer olarak gazeteciliğe başladı. 2006-2008 yılları arasında Akşam gazetesi Ekler servisinde muhabir olarak çalıştı. 2008’in sonunda “memleketim” dediği Çanakkale’ye geri döndü. Burada çeşitli yerel gazetelerde görev yaptı. 2010 yılında internethaber.com’da editör olarak işe başladı. 2012 yılında Reklam Store şirketine bağlı 12 sektörel internet sitesinin yayın yönetmenliğini üstlendi. Buradan ayrılıp sözcü.com.tr’de editör olarak işe başladı. Bu dönemde İstanbul Oyuncu Tayfası’ndan oyunculuk eğitimi aldı ve tekrar Çanakkale’ye dönerek Çanakkale’nin ilk özel tiyatrosu Tiyatro Troya’da oyunculuk eğitimine devam etti. Bu eğitimler neticesinde Son Mektup filminde George karakterini canlandırdı. 2009 yılında girdiği Anadolu Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nden 2014 yılında mezun oldu.

Gazete Pencere'yi Google'da Takip Et

Scroll to Top