Aytuna Tosunoglu

Aytuna Tosunoglu

BARIŞIN MANİFESTOSU

Dünyanın tüm halleri boyun ve omuzlarında. Nasıl bir ağırlıksa artık. Bunca şeyi nereye koydu, şair? Adı çağrılınca yerinden kalktı, sahne olarak düzenlenmiş platforma yürüdü, kendisine ayrılan yere oturdu. Mikrofonu ona doğru çevirdiler. Konuşma yapmadı. Âdet olduğu üzere, hazırladığı manifestoyu okudu. Aşağıda onun manifestosunu bulacaksınız. (Okurken bilmediğiniz kelimeler çıkarsa siz onu alışık olduğunuz şekliyle, “öteki” diye okuyunuz. Küfür bu ya hu, dediğiniz bir kelime çıkarsa onu da “ötekiler” kategorisinde değerlendireceksiniz nasılsa. Düzene karşı duran, milliyetçiliğe isyan eden, savaş karşıtı olan, anarşist kim varsa kısaca “öteki” deyip içinizi soğutabilirsiniz. Yazık olur ama, siz bilirsiniz…)
“Sezar’ı övmeye değil gömmeye geldim” alıntısıyla başladı, manifesto. Sonra devam etti;
“Kendini bilip de yalnızlıktan geberen genç ibnelerin okuma merakına selam olsun.
Venedik’te ölme heveslerine, Mişima’nın maskesine, o mıymıntı Andre Gide’in Dünya Nimetleri’ne bile selam olsun.
Reading Zindanı Baladı’nı yazan asil ruha selam olsun.
Okuduğu ilk Kavafis şiirinde kimliğine kavuşanlara selam olsun.
Safo’yla Rumi’ye yıllarını veren Memo’ya bin selam olsun.
Delirinceye kadar aynaya bakan hepsi güzel çocuklara selam olsun.
Dünyanın tüm yatakhanelerine, parklarına, plajlarına, arka sokaklarına, ucuz otellerine selam olsun.
Aşkı sokakta arayan ve bulan, eve götüren, dayak yiyen, soyulan ve asla ders almayanlara selam olsun.
Ne içersin diye sorulduğunda hiç düşünmeden “enerji drink ve votka” diyen aktif biseksüellere selam olsun.
Yengeçlerin gururlu tanrısı Bilge Karasu’ya, azınlıklar prensi Ece Ayhan’a selam olsun.
Uluyan Allen Ginsberg’in gizli disiplinine selam olsun.
Suretimizi tuzla buz bir aynanın çatlaklarında görme cüretimize selam olsun.
Bu alelacayip macerada yoldaşımız olan maskeli süvarilere selam olsun.
Aklı fikri dokunmak ve dokunulmakta olan lubunyalara mahsus selam olsun.
Uyandıranlara selam olsun, uyutup okşayanlara selam olsun.
Queern kişi niyetine:
Yaralılarımızı, delilerimizi, intihar etmişlerimizi, öldürülmüşlerimizi, yaşamayı becermişlerimizi, solgun fotoğraflarımızı, parlak dijital sevişme videolarımızı, kadınken erkek, erkekken kadın olmuşlarımızı nasıl bilirdik?
İyi bilirdik! İyi bilirdik!
Hakkımız helal olsun mu?
Helal olsun…”
Geçen hafta İzmir’den Barış Pirhasan geçti.
2023 PEN Şiir Ödülü 25’inci Tüyap İzmir Kitap Fuarı’nda düzenlenen bir törenle Dünya Yazarlar Derneği PEN Başkanı Zeynep Oral tarafından Barış Pirhasan’a takdim edildi. Sonra manifestosunu okudu, Barış Hoca.
Onu dinlerken apansızın değil ama giderek güçlenen bir yok oluşla her şeyin sona ermesini istedim: İstikrarlı görünen, steril olan düzenin kırılgan, kalıcı sanılan şeyin geçici olduğu bu kadar mı çarpar insanı…
Öteki ne, o zaman?

Önceki ve Sonraki Yazılar
Aytuna Tosunoglu Arşivi