Kerem Kırçuval

Kerem Kırçuval

BEŞİKTAŞ’IN İSMET ÖZEL’E İHTİYACI VAR

Beşiktaş’ın kalbi kırık. Bir büyük efsane “Beşiktaş’a zarar vermek istemiyorum” diyerek takımdan ayrıldı. Oysa bu büyük futbol adamı henüz 6 ay önce memleketin iki büyük kupasını Beşiktaş müzesine taşımıştı. Giderken yaptığı duygusal konuşmadan bir cümleyi buraya yazayım tarih unutmasın. “Birlik ve beraberlik içinde olun, Beşiktaş’ı üzmeyin.”

Sergen Yalçın’ın Beşiktaş’tan erken kopuşuna dair sayfalarca yazabilirim. Başlığı sadece “Yönetim” olurdu. Bu yönetim, Sergen Yalçın ile kendi hayatlarına şampiyonluk yazdırdıklarını pek çabuk unuttu. Kendileri bilirler. Bilirler ama sorun bilmedikleri meseleler. Yani bildiklerinin bilmediklerine yetmediği alanlar. Bu hayat onlara da öğretir hepimize öğrettiği gibi.

Sergen Yalçın Beşiktaş’ın Süleyman Seba gibi bir büyük başkandan sonra en büyük kaybıdır. Nokta. Başka takımlara öykünmek Beşiktaş’ta hep hazin sonuçlanmıştır. Beşiktaş Beşiktaş’tır, bu kadar. Sabır hayatın en önemli silahıdır. Oyuncular gelir geçer, sezonlar birer yapraktır ama kalıcı olmak, efsane olmak bambaşkadır. Beşiktaş yönetimi kendince bir efsanenin yaşamasına izin vermedi. Gelip geçecek olan Beşiktaş yönetimidir. Sergen Yalçın bu kulübün efsanesidir ve eminim bir gün geri dönecektir.

Bilet fiyatlarında vicdana gelindiği için 32 bin taraftar dün gece stada geldi. Beşiktaş’ın sahipsiz olmadığını göstermek için, Beşiktaş’ın bir aile, eş-dost şirketi olmadığını anlatmak için buluştular. Oyuncular ısınırken tribünlerin tek bir ağızdan “Sergen Yalçın” diye bağırmasını umarım kulaklarınız duymuş gözleriniz görmüştür.

Beşiktaş Teknik Sorumlusu Önder Karaveli’nin, maç öncesi tribünlere bakarak tezahüratlara eşlik etmesini de umarım yanlış anlamamışsınızdır. Duymadıysanız birisini daha hatırlatayım. “Burası Beşiktaş herkes kendine gelsin.”

Beşiktaş, Kayseri karşısında iki kez geri duruma düştü. Normal. Yine şuurunu kaybetti. Daha doğrusu dünyanın sonunun gelmediğini, dünyaya yaklaşan o büyük kütlenin büyük bir yalan olduğunu anlaması 90 dakikanın tamamlanmasına 7 dakika kalana değin sürdü.

Beşiktaş, Şenol Güneş ile Sergen Yalçın ile yaşadığı şampiyonlukların ardından oyununu rakibine kabul ettiren bir takım. Zihninde ve pratiğinde hiç geriden başlamayı bilmeyen bir takım. Beşiktaş’ın son 4 senesi böyle çünkü.

Zor bütçelerle, kiralamalarla, bonservis kavgalarıyla alınanlar, hayata geri döndürülmeye çalışılanlar. Beşiktaş’ın heybetli görünen ama yanıltan kadrosu yukarıdaki cümlede özetli. Sergen Yalçın geçtiğimiz sene neredeyse 9 topçuyla iki kupa aldı. Ellerimiz patlayıncaya kadar alkışladık. Ama bırakın alkışı hakkını veremeyenler, konuyu anlamayanlar bu tablonun sahibi. Güle güle duvarlarına assınlar.

İnanılmaz bir metal yorgunluğu var takımın. Kondisyon kramponların hepsinde yırtılmış, zihin ligi bitirmiş, böyle olmaz. Dün iki kez geriye düşüp maçı 4-2’ye getirmek önemli ama yanıltmasın.

Bu sene Beşiktaş’ın kayıp senesi. Evet öyle. Ama aynı zamanda fırsat senesi. Mühendislik senesi. Yeni seneyi planlama zamanı. Kibirli bir eda ile mikrofonların karşısına çıkma değil, kulüpte yeni bir tarih yazmanın hazırlıklarını yapma zamanı.

Haftaya zor bir deplasman var. Beşiktaş bugün 80’lerde yeniden hatırladığı forma ruhunu yitirmez, mücadeleyi bırakmaz, inat ederse herkesin hakkından gelir.

Beşiktaş’ın derlenip toparlanmaya ihtiyacı var. Beşiktaş’ın İsmet Özel’e ihtiyacı var. “Toparlanın gitmiyoruz” diyen o büyük şaire.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Kerem Kırçuval Arşivi