Bir Tablonun Anlattıkları “Çingeneler ve Ayçiçekleri”

Otto Mueller 1874 yılında şimdiki adı Lubawka olan Liebau’da dünyaya gelmiştir. 1890 ve 1892 yılları arasında Görlitz ve Breslau’da litografi çalışmış, 1894 ve 1896 yılları arasında Dresden Güzel Sanatlar Akademisi’nde, ardından 1898 yılına kadar da Münih Akademisi’nde eğitim almıştır. Bu dönem içinde 1890-1892 yılları arasında Görlitz ve Breslau'da litografi eğitimi aldı. 1894'ten 1896'ya kadar Dresden Güzel Sanatlar Akademisi'nde okudu ve 1898'de Münih'teki eğitimine devam etti. Franz von Stuck onu yeteneksiz olarak sınıflandırdıktan sonra Münih akademisinden ayrıldı. İlk çalışmaları empresyonizm, Jugendstil ve Sembolizmden etkilenmiştir. 1908'de Berlin'e yerleştiğinde, tarzı daha dışavurumcu hale geldi. Bu süre zarfında Wilhelm Lehmbruck , Rainer Maria Rilke ve Erich Heckel ile görüşmeler yapıldı.

Eylül 1910’da Köprü Grubu ile birlikte bir sergiye katılmasının ardından gruba dahil olan Mueller 1912 yılında Mavi Atlı Grubu’nun Münih, Köln ve Sonderbund’daki sergilerine çağrılmıştır. Köprü Grubu 1913 yılında dağıldıktan sonra da Kirchner ve Heckel’le yakınlığını sürdürmüştür. Mueller, dışavurumcu yaklaşımı yıkananlar ve çıplakları konu alan pastorel sahneler ile birleştirmiştir. Sanatçı, 1920’lerden itibaren çingenelerin yaşamını ele alan idealize sahneleri konularına eklemiştir. Otto Mueller, “Çingeneler ve Ayçiçekleri” adlı eserini sorunlu bir ilişki sebebi ile duygusal çelişkiler yaşadığı bir dönemde tamamlamıştır. Eserin resmi kurumlar tarafından da kabul görmesi, kendine özgü konulara bağlı kalarak özgün bir biçim diline ulaşan sanatçının yaşadığı dönemde de anlaşıldığını düşündürmektedir.

 Kompozisyonun merkezinde betimlenen genç kadın figürü ressamın birçok eserinde tekrarlanmıştır. Çingenelerin gerçek dünyası betimlense de toplumsal bir eleştiri çabasına girilmemiştir. Ancak kendini hissettiren gizli melankoli, modern sanayi toplumundan dışlananların romantik bir bağlama sıkışmış olduklarını göstermektedir. Sanatçının konu yaklaşımı Gauguin’in resimlerindeki kayıp cennetin özlemini çağrıştırmaktadır.

1916 yılında savaşa katılmış, önce piyade olarak cephede ve sonrasında da Berlin’de teknik ressam olarak bir zeplin birliğinde hizmet etmiştir. 1917 yılında, hiçbir zaman tamamen iyileşmeyecek olan akciğer rahatsızlığı nedeni ile tedaviye alınmıştır. 172 baskı resim, bir gravür ve altı ağaç baskı haricinde eserlerinin tamamı taşbaskı resimlerdir. Ressamın ölümünden sonra sanatı Naziler tarafından yoz olarak nitelenmiş ve 357 eseri Alman müzelerinden çıkarılmıştır. 1919 yılında Breslau Akademisi’nde başladığı öğretmenlik görevini 1930’daki ölümüne dek sürdürmüştür.

1937'de Naziler, Alman müzelerinden 357 eserine el koydu, çünkü resimler yozlaşmış sanat olarak kabul edildi.

Mueller, Alman dışavurumcu ressamların en liriklerinden biriydi. Mueller'in çalışmalarının ana konusu insan ve doğanın birliğidir; resimleri biçim, renk ve dış hatların uyumlu bir sadeleştirmesini vurguluyor. Özellikle çıplaklar ve Roman kadınlarının karakteristik resimleriyle tanınır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Kubilay Kaptan Arşivi