Dar mı daraltılmış mı?

Uzun zamandır bir ihtimal dahilinde konuşulan seçim yasası değişikliği artık ete kemiğe bürünmeye başladı. Anlaşılan o ki dar veya daraltılmış bölge ile ilgili olarak AK Parti ile MHP arasında görüşmeler sürüyor. Aslında yaklaşık birbuçuk ay önce Devlet Bahçeli verdiği bir mülakatta ittifaklar nedeniyle mecliste temsilin çok yüksek seviyede olduğunu ve seçim bölgelerini daraltmaya ihtiyaç olmadığını ifade etmişti. Ama şimdi farklı bir görüş hakim diye anlıyoruz.
Erken Seçim İhtimali Zayıflıyor
Seçim kanunundaki değişikliğin içeriğine göre önemli etkileri olacak. Detayları bilmeden yorum yapmak zor ancak değişikliğin en azından erken seçim ihtimalini azalttığından söz etmek mümkün. Zira seçim kanununda yapılan değişikliklerin uygulanması için seçimin değişiklikten en az 1 yıl sonra yapılması gerekiyor. Ne kadar hızlı hareket edilse de Ekim ayından önce seçim kanununda bir değişimin yapılması pek mümkün gözükmüyor. Bu da erken seçim için en erken tarihin 2022 sonbaharı olabileceğini gösteriyor. Zaten genel seçimin en geç 25 Haziran 2023 tarihinde yapılması gerekiyor. Dolayısıyla, bu gidişatta bir erken seçim ihtimalinin giderek zayıfladığını düşünüyorum.
Dar bölge mi daraltılmış bölge mi?
Şu anda Türkiye’de 87 seçim bölgesi mevcut. Dar bölge sisteminde ülke milletvekili sayısı kadar yani 600 bölgeye bölünüyor ve her bölgeden 1 milletvekili seçiliyor. Dar bölge uygulanması halinde AK Parti ile MHP’nin işbirliği yaptığı her bölgede muhalefetin bir araya gelme zorunluluğu doğuyor. Türkiye’de 50 binden biraz fazla mahalle var. 2018 genel seçimlerinde AK Parti ve MHP’nin toplam oyunun %50’yi geçtiği mahalle sayısı 30 binden fazla. Bu da demek oluyor ki muhalefet bir araya gelmeden bir varlık gösteremez. Tabi bunun olması için muhalefetin çok yüksek seviyede bir koordinasyon göstermesi gerekiyor. AK Parti, muhalefetin bu koordinasyonu gösteremeyeceğinin ve o zaman HDP hangi formda olursa, onunla işbirliği yapmak zorunda kalacağının hesabını yapıyor. Dar bölgedeki sorun MHP’nin kaderini AK Parti’ye büyük ölçüde teslim etmek zorunda kalması.
Daraltılmış bölgede ise her il yaklaşık 5 milletvekilinden oluşacak bölgelere bölünüyor ve partiler bugün olduğu gibi seçimlere kendi listeleriyle giriyor. Aldıkları oy nispetinde, ulusal seviyede barajı geçebilirlerse, milletvekili çıkartıyorlar. Bu MHP ve ittifaklardaki diğer küçük partiler için daha kabul edilebilir bir formül.
Bölgeleri kim belirleyecek?
Yukarıda kabaca tarif ettiğim seçim sistemlerinde esas fark bölgelerin kim tarafından nasıl belirleneceği. Örneğin Ankara’da biri muhalefete diğeri iktidara oy veren sırt sırta iki semt, Dikmen ve Balgat’ı düşünün. Bölgeleri öyle bir ayırırsınız ki muhalefetin oyları zaten muhalefetin kazanacağı bir bölgede kalır ve marjinal faydası sıfırlanır. Öte yanda iktidarın oylarının fazla olduğu semt, iktidarın oylarının az olduğu semtlerle gruplanarak, o oyların iktidar lehine marjinal faydası en üst seviyeye çıkartılır.
Dar veya daraltılmış bölgenin demokrasi açısından faydaları olduğunu kabul ediyorum. Ancak eğer iktidar bu değişiklikleri temsilde adaleti artırmak için yaptığına toplumu ikna etmek istiyorsa özellikle bölge seçimlerin şeffaf ve tüm siyasi partilerin katıldığı bir yöntem belirlemeli. Aksi halde bu değişiklikler maç devam ederken beliren kazanmama ihtimaline karşı oyunun kurallarını değiştirmek olacaktır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Can Selçuki Arşivi