ABD’den zehir zemberek Türkiye raporu

ABD’den zehir zemberek Türkiye raporu
ABD Dışişleri Bakanlığı’nın dünyada insan haklarını irdelediği yıllık raporunun Türkiye kısmında, “Hükümetin 2018 yılında kabul edilen geniş kapsamlı terörle mücadele yasası ile temel özgürlükleri kısıtlamaya...

ABD Dışişleri Bakanlığı’nın dünyada insan haklarını irdelediği yıllık raporunun Türkiye kısmında, “Hükümetin 2018 yılında kabul edilen geniş kapsamlı terörle mücadele yasası ile temel özgürlükleri kısıtlamaya devam ettiği ve hukukun üstünlüğünden ödün verdiği" kaydediliyor.

BBC Türkçe’nin haberine göre, bu yılki raporda ihlal olarak ele alınan örnekler arasında Boğaziçi Üniversitesi protestolarına yapılan müdahaleler, polisin aşırı güç kullandığı ve işkence uyguladığı iddiaları, cezaevleri ve gözaltı koşulları, keyfi tutuklamalar, adil yargıya güvensizlik, Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş davaları var.

Bu davalara ilişkin AİHM kararları uygulanmadığı için Avrupa Konseyi tarafından başlatılan ihlal süreci de raporda yer alıyor.

İnsan hakları örgütlerinin, polisin gözaltılar sırasında sıklıkla aşırı güç kullandığı şikayetlerine yer veriliyor. Raporda, hükümetin işkenceye karşı sıfır tolerans politikasını takip ettiğini iddia ettiği ve işkence vakalarında kısıtlama tüzüğünü kaldırdığı da hatırlatıldıktan sonra İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün 2021 yılı raporundan şu alıntı aktarılıyor:
“Son dört yıl içinde polis gözetiminde ve cezaevinde işkence, kötü muamele iddialarındaki artış Türkiye’nin bu alanda daha önce sağlamış olduğu ilerlemeyi geriletti.”

Raporda, Adalet Bakanlığı’nın Mayıs 2021’de açıkladığı verilerine göre, 38 bin 34 kişinin, yargılama öncesi tutuklu bulunduğu ve toplam cezaevi nüfusunun yüzde 13’ünü oluşturduğu hatırlatılıyor.

OSMAN KAVALA VE SELAHATTİN DEMİRTAŞ DAVALARI
İş insanı Osman Kavala’nın, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) serbest bırakılması ve 2020 yılındaki beraat kararına rağmen cezaevinde kalmaya devam ettiği ve Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin bu nedenle Türkiye’ye karşı ihlal sürecini başlattığı hatırlatılıyor.

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın, AİHM kararlarına rağmen Kobani davasıyla bağlantılı terör suçlaması sebebiyle cezaevinde kalmaya devam ettiği de hatırlatıldıktan sonra Anayasa Mahkemesi’nin 2020 yılında Demirtaş’ın uzun süreli yargılama öncesi gözaltında tutulmasının hak ihlali olduğuna hükmettiği ancak Kobani davası hakkındaki soruşturma sebebiyle serbest bırakılmadığı belirtiliyor.

Geçen aralık ayında Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Türkiye’nin Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş davalarında AİHM kararlarını tanımadığını söylediği ve kararların hükmü olmadığını savunduğu da hatırlatılıyor.

Alt mahkemelerin zaman zaman Anayasa Mahkemesi’nin aldığı kararları görmezden geldiği ya da kararların uygulanmasını ciddi ölçüde geciktirdiği de kaydediliyor. Hükümetin Avrupa Konseyi üyesi olarak zorunlu olmasına rağmen AİHM kararlarını nadiren uyguladığı ifade ediliyor.

İFADE VE BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ
ABD Dışişleri Bakanlığı raporunda hükümetin muhalefet ve bağımsız medyadan gazeteciler hakkında soruşturma açması ve gazetecilerin cezaevine konulmasının ifade özgürlüğünü engellediği, medya çalışanları arasında otosansürün yaygın olduğu kaydediliyor.

Hassas konularda ya da hükümeti eleştiren şekilde yazan ya da konuşan kişilerin soruşturma, ceza, suçlama, işini kaybetme ya da hapis cezası riskiyle karşı karşıya olduğu belirtiliyor.

Ana akım medyanın büyük ölçüde hükümet yanlısı şirketler tarafından kontrol edildiğinin belirtildiği raporda, Press in Arrest adlı sivil toplum örgütüne göre savcıların 2018 yılından bu yana gazeteciler aleyhinde açılan davaların yüzde 10’unda ömür boyu hapis cezası talep ettiği aktarılıyor.