Aytuna Tosunoglu

Aytuna Tosunoglu

DOĞALCILAR

Hayatının önemli bir kısmını o zaman için uygun olmayan koşullar içinde yaşayan insanların yaşam savaşına tanıklık ederek geçiren Robert J. Flaherty, “Kuzeyli Nanuuk” filmini bundan yüz yıl önce, 1920’de, Kanada’nın kuzeyinde çekti. Filminin uzunluğu yetmiş sekiz dakika. Çekimlerinde yerli halkı kendi doğal ortamlarında kullanmıştır.

Filmi gerçekleştirmede kendisine kaynak sağlayan ve sponsor olan meşhur Revillon Freres Kürk Şirketidir. Kuruluşu 1700’lerin ilk çeyreğine uzanan şirket, Flaherty’nin bu filmi sayesinde yerel bir firma ile rekabet etme imkânı yakalar. Filmi gerçekleştirmek için Flaherty 2 sene Port Harrison’da (yöresel adıyla İnukjuak), Revillon Freres’ye ait kürk toplama yerinde ekibiyle birlikte yaşar. Yöreye ilk yolculuğunu 1913 yılında yapan ve gözlemlediklerini aklından çıkaramayan Flaherty, hazırlıklarını tamamlayarak 1920 yılında filmi gerçekleştirmek üzere yeniden İnukjuak’a gelir ve kalır orada.
Filme konu olan Nanuuk isimli yerli adamın ailesi, karısı Nyla, üç çocukları Allee, Cunayu ve Rainbow ile adı Camook olan yavru köpekten oluşur. Filmin temeli ailenin yaşam şartlarına odaklıdır. Hayatlarını idame ettirebilmek için avlanmak, takas yapmak ve bir tür göçebe gibi oradan oraya hareket halinde olmak zorundadırlar. Avladıkları tilki, fok, deniz aygırı, balık ve kutup ayısı ile hem karınlarını doyururlar hem de kürklerini yörenin tek alış-veriş yeri olan “dükkan”da takas yoluyla değiştirerek zıpkın, bıçak, iğne ve renkli şeker alırlar. Nanuuk ve ailesinin gittiği her yerde onlara eşlik eden kutup köpekleri Husky’lerin önemi büyüktür. Onlar sayesinde yüklerini taşırlar ve yavrular da bir takas malzemesidir. Kutupta aç kurtlara karşı aileyi koruyan yine bu Husky’ler olur.

Film, mevsim döngülerini insanın doğallığı ile yansıttığı için masum ve bozulmamıştır: Baharla dünyaya gelen Husky yavrularının arasında, Nanuuk ve Nyla’nın bebeği Rainbow da soğuk bahar güneşinin altında seyredilir. Beyaz adamın gururla gösterdiği gramofon aleti Nanuuk için çok fazla bir şey ifade etmez. Ne olduğunu anlamak için kendisine uzatılan taş plağı ağzıyla dişler. Film Nanuuk’u uzun uzun balık avlarken, deniz aygırı yakalarken gösterir. Ailenin en küçük üyesinden en büyüğüne bıçağı hünerle kullanarak çiğ et/balık yemesi görülmeye değerdir. Kış mevsimi ile birlikte yola çıkılır. Karın doyurmak ve geçinmek için av peşinde olmak zorunludur. Nanuuk’un, karısı Nyla ile birlikte igloo yapması filmin avlanmaktan sonraki en önemli merkezini oluşturur. El çabukluğu ile donmuş buzdan barınak (igloo) inşa etmesi ve doğa ile baş etmede gösterdiği alçakgönüllü zafer film izlenmeden anlaşılmaz.
Flaherty’nin bu filmi ilk defa sinema filmi uzunluğunda bir belgesel olması ile de önemlidir. Daha sonra yaptığı filmler hiçbir zaman Kuzeyli Nanuuk’un yakaladığı başarıya ulaşamaz. Filmin önemi 1960’larda Avrupa’da “Görsel Antropoloji” olarak değerlendirilmiş ve adına makaleler yazılmıştır.

Nanuuk ve ailesine gelince, İnukjuak yerlilerinin başına gelenlerle aynı… 1920’lerdeki beyaz adamların acımasız kürk rekabeti 1936 yılına kadar devam eder. Sonraki 20 yıl tekelleşir ve Hudson Bay Company isimli şirket bölgedeki tek hâkim olur. Meşhur Freres şirketi pes eder. 1958 yılına kadar kürk pazarı HBC’nin elindedir. Derken yöreye sırasıyla posta, telgraf, telefon ofisi, hemşire düzeyinde hizmet veren bir sağlık ocağı ve son olarak bir ilkokul açılır. İnukjuak resmi olarak, 1980 yılında belediye hizmetlerine kavuşur. Tüm bu geçen zaman içinde aralarında Nanuuk’un yeni jenerasyon akrabaları da olmak üzere yöre halkı eski yöntem alış-veriş, takas, mevsime göre yer değiştirmeyle hayatlarını sürer. Yerleşik hayata geçmeleri Flaherty’nin filmi çektiği 1920 yılından otuz beş yıl sonra gerçekleşir.
1953’te Kanada hükümeti aralarında İnukjuaklıların da olduğu bölgeyi “Burası bizim” diye tescil etmek, deniz yoluyla gelen çeşitli ülkeleri kontrol altında tutmak, yayılmacılığı önlemek, avlanmayı kayıt altına almak için önce yöre halkının bir kısmını 2000km uzağa taşır. Halk bu zorunlu göçü hiç istemez. Aileler bölünür. Kendi yaşam alanlarından sürülenler çok daha zorlu doğal şartlar altında yaşam kurmak ve devam ettirmek durumunda kalırlar. 1996’da yani kırk üç yıl sonra Kanada Hükümeti, o zaman hayatta olan bu yerlilere ve ölmüş olanların ailelerine bir özür mahiyetinde parasal tazminat öder.
Flaherty’nin Nanuuk’una gelince, çekim ekibi işlerini bitirip döndükten bir yıl sonra veremden ölür. Verem mikrobu bir bakteridir ve bulaşıcıdır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Aytuna Tosunoglu Arşivi