Hüseyin Tapınç

Hüseyin Tapınç

EĞİTİM

Eğitim, bugün Türkiye’nin en önemli sorunlarının başında gelen ve neredeyse kökleşmiş bir sorun alanı.
Bu nedenle de dönemden ve günün popüler konularından bağımsız olarak her daim kamuoyunun hassasiyetle yaklaştığı konuların başında yer alıyor.
Kamuoyunun ve fikir liderlerinin eğitim sorununun tanımı ve nedenselliği ile ilgili açıklamaları ve soruna dair çözüm önerileri bir yana, kamuoyundaki iki basit sorgulama bile toplumun konuya yönelik hassasiyetine ve beklentilerine dair çok şey söylüyor.
Türkiye’de tüketicilerin sosyal sorumluluk projesi çerçevesinde şirketlerden beklentileri üç konu etrafında şekillenmektedir; yıllardır değişmez bir şekilde eğitim ve sağlık ile son yıllarda artan bir şekilde kadın sorunu. Eğitim ve sağlık aslında devlet tarafından üstlenilmesi gereken iki temel kamu görevidir. Toplum bu konu ile ilgili beklentilerini o denli karşılanamaz bulmaktadır ki, devletin yanı sıra özel sektörün de bu alandaki sorunlara çare olmasını beklemektedir.
İşte tam da bu nedenle, toplumun hatırladığı sosyal sorumluluk projeleri sorgulandığında günümüzde bile listenin başlarında üç unutulmaz eğitim projesi bulunmaktadır. Turkcell’in Kardelenler, Doğan Vakfı’nın Baba Beni Okula Gönder ve sınırlı büyüklükte olsa da Koç Holding’in Meslek Lisesi Memleket Meselesi projeleri kamuoyunun her dönem hatırladığı sosyal sorumluluk projeleridir. Bu projelerin her birisi toplumun eğitim konusundaki beklentilerinin zihinlerde nakşedilmiş sembolüdür.
Toplumun eğitim konusundaki hassasiyeti pandemi nedeniyle daha da yoğunlaşmıştır ve beklentiler sadece kaliteli bir eğitim sisteminin ötesine geçmiş, sürdürülebilir eğitim sorunsalını da kapsayacak bir boyuta erişmiştir.
Bu yılın eğitim öğretim yılı yüz yüze eğitim ile başlamıştır, ancak okulların açık kalıp kalmayacağı, uzaktan eğitimin yarattığı tahribatın telafi edilmesi ve okullardaki vaka sayıları ile ilgili tedirginlikler sadece öğrencilerin, eğitmenlerin ve velilerin değil, toplumun tamamının endişelendiği konular arasında yer almaktadır.
Pandemi gölgesinde geçen eğitim süreci ve bu dönemdeki beklentiler ve uygulamalar toplumun Milli Eğitim Bakanlığı çalışmalarına yönelik değerlendirmelerine de oldukça ağır bir darbe indirmiştir. Eğitim, Hükümet çalışmalarının yetersiz kaldığı konulardan birisidir ve toplumun bakanlık çalışması ile ilgili değerlendirmeleri son derece dikkat çekicidir (1).
İçinde bulunduğumuz yılın Şubat ayında metropol illerinde yaşayan seçmenlerin yüzde 42’si dönemin Milli Eğitim Bakanı’nı başarılı bulurken, bu oran Mayıs ayında yüzde 32’ye, Haziran ayında yüzde 27’ye ve içinde bulunduğumuz Eylül ayında da yüzde 23’e dek düşmüştür.
Milli Eğitim Bakanlığı’nın bakanlık çalışmalarına yönelik beğeni düzeyindeki bu erimeyi tersine çevirip, yeniden yükselişe geçmek için gündeme getireceği her hangi bir politikanın olup olmadığı ya da bu sorunu çözmeye yönelik çalışmalarının içeriği kamuoyunda merakla beklenmektedir.
Sia Insight, Ekonomik Gündem Araştırması, üç büyük il 18-65 yaş grubu temsili minimum 400 tüketici ile CATI bilgi toplama yöntemi kullanarak görüşme.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Hüseyin Tapınç Arşivi

Ayna

21 Mart 2024 Perşembe 07:00