Kerem Kırçuval

Kerem Kırçuval

Ekmeğe el uzatanlar…

Memlekette öyle bir dil hakim oldu ki… İnanılır gibi değil. Dün kendilerine “siyahi” benzetmesi yaparak devletin kendilerini ezdiğini söyleyenler bugünün vahşi beyazlarına dönüştüler.
Öyle bir dil oluştu ki, en tepeden el alttakine. Kim eline bir parça da olsa güç geçirmişse, bir yerlere liyakatsiz de oturmuşsa hele, aynı tondan yükseliyor sesler.
Devletin memuru da olsa, derneğin yöneticisi de olsa, birinin danışmanı da olsa yüksek perdeden bu dil değişmiyor. Hem kibirli hem nobran hem sahte hem korkak. Ama çok yüksek tondan ses çıkınca ahali siner, itiraz edemez sanıyorlar. Daha korkunç olanı söylediklerine kendileri de inanıyor. Bu onların büyük dramı aslında, bizim değil.
İstanbul Ekmek Üreticileri Derneği diye bir dernek olduğunu öğrendik. İçinde üretim geçen her şey sempatiktir en evvel. Gel gör şimdi!
Bu dernek, 4 Şubat 2021 tarihinde İstanbul Valiliği’ne bir dilekçe veriyor. Derdi büyük.
Ne diyor dilekçede?
“İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin kuruluşu olan Halk Ekmek’in faaliyetleri ekmeği siyasete alet ediyor.”
“Nasıl yani?” demeyin. Küstahlık henüz başlıyor. İhtiyaç sahiplerine ekmek dağıtımını “şov” olarak görüyorlar ve ücretsiz ekmek dağıtımına son verilmesini istiyorlar dilekçede…
Büyükşehir Belediye Meclisi’nde, kuyrukların yok edilmesi, daha çok vatandaşa ulaşılabilmesi amacıyla yeni Halk Ekmek büfelerinin açılması istemi AK Parti ve MHP oylarıyla red edildi. Duymuşsunuzdur. Belediye de çareyi seyyar araçlarla ekmek satmakta, ihtiyaç sahiplerine dağıtmakla buldu. Dernek diyor ki, bu görüntüler İstanbul’a yakışmıyor?
Nereye yakışıyor? İnsanların ekmeğe muhtaç olması hangi coğrafyaya yakışıyor? İnsanların bu duruma düşmesi sizi utandırmıyor da 2 liraya sattığınız ekmeği 1 liraya alabilmek için saatlerce kuyrukta beklemeleri mi utandırıyor?
Siz ne ara arşa çıktınız?
Utanma kelimesinin bu zihniyetle yan yana gelmesi de ayrı bir mesele ama dilekçelerinde, belediyenin halkın ekmeğini “siyaset malzemesi” kullandığını savunarak meseleyi yargıya taşıyacaklarını söylüyorlar.
Haklarıdır, kullanırlar. Halk Ekmek kurumunun, ekmeği yarı fiyatına satmasını ihtiyaç sahiplerine ücretsiz dağıtmasını siyaset olarak gören bu kafa dilekçede, bakın ne diyor?
“1940’lı yıllarda ekmeğin karneye bağlanması ile tarihe geçenlerin halefleri sokaklarda seyyar ekmek satışı yaparak seleflerinin yolundan gitmekte olduklarını gösterdi.”
İnsan kendini zor tutuyor. 2. Dünya Savaşı günleriyle aya ayak basmamıza geri sayımın başladığı bu günler birbirine giriyor.
Bu aslında zamanın fotoğrafı. Bu aslında hakim dilin fotoğrafı. Bu aslında utanmanın çoktan memleketi terk ettiğini gösteren bizim ardından el bile sallayamadığımızın fotoğrafı.
Hazin ve acıklı.
Yazıyı, bu derneğin Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Zeki Sarıhan’ın 6 Temmuz 2018 yılında sosyal medya hesabından yaptığı ve büyük harflerle yazdığı paylaşımı ile bitireyim. Sayın Başkan meseleyi erken görmüş;
“TOPLUMU FELAKETE SÜRÜKLEYEN SEBEPLER; KÜÇÜK İNSANLARIN MAKAMLARA GELMESİ.. BEŞ PARA ETMEYECEK İNSANLARIN MAKAM SAYESİNDE ADAM YERİNE KONULMASIDIR..”

Önceki ve Sonraki Yazılar
Kerem Kırçuval Arşivi