Bursa’da Pakkens Fabrikası’nda, Türk Metal Sendikası’na üye işçi, işten çıkarıldı: "Hakkımızı istiyoruz!"

Bursa’da Pakkens Fabrikası’nda, Türk Metal Sendikası’na üye işçi, işten çıkarıldı: "Hakkımızı istiyoruz!"
Bursa’da bulunan Pakkens Fabrikası’nda Türk Metal Sendikası’na üye işçiler, işten çıkarılan arkadaşları Çetin Manay için fabrika önünde eylem başlattı. Fabrika yönetimi ise tüm işçileri yıllık izne çıkararak üretimi...

Bursa’da bulunan Pakkens Fabrikası’nda Türk Metal Sendikası’na üye işçiler, işten çıkarılan arkadaşları Çetin Manay için fabrika önünde eylem başlattı. Fabrika yönetimi ise tüm işçileri yıllık izne çıkararak üretimi 3 Temmuz'a kadar durdurdu. Fabrika işçilerinin yüzde 90’na yakınının eylem yaptığını belirten Manay, “Biz hakkımızı istiyoruz. Biz hakkımızdan fazlasını istemiyoruz. Adalet istiyoruz, hak istiyoruz. Sendika hakları neyse onları istiyoruz. Sendikamızı istiyoruz. Bizi, fabrikamızı temsil edecek, bizi koruyup kollayacak bir sendika istiyorduk ve bunu talep ettik, gösterdik. Ama bunu içeriye almamak için çok zorluyorlar" dedi.

Bursa’nın Nilüfer Organize Sanayi Bölgesi’nde valf ve barometre üretimi yapan Pakkens Fabrikası’nda 2022 yılının şubat ayında yetki alan Türk Metal Sendikası’na üye işçi Çetin Manay, 12 Haziran’da işten çıkarıldı. Bunun üzerine işçiler fabrika önünde iş bırakma eylemi başlattı. İşçiler, pazartesi gününden itibaren fabrika önünde 24 saat nöbet tutmaya başladı. İşçilerin eylemi üzerine işveren, tüm işçileri yıllık izne çıkararak üretimi 3 Temmuz tarihine kadar durdurdu.

Türk Metal Sendikası Osmangazi Şube Başkanı Erdinç Sazbiçer, sendikanın geçen yıl şubat ayında yetkiyi almasından sonra fabrika yönetiminin çeşitli sebeplerle itirazlar yaptığını ve mahkeme yoluna gidildiğini kaydetti. Sazbiçer, duruşmalardan sonra işçilerle bilgilendirme toplantıları yaptıklarını söyledi. İşverenin ilerleyen zamanlarda sendikal örgütlenmeden rahatsız olan işverenin 12 Haziran Pazartesi günü bir işçinin iş akdini sonlandırdığını kaydeden Sazbiçer, "Çetin arkadaşımız sabah 07.30’da işbaşı yapmak istediğinde güvenlik tarafından içeri alınmayınca iş yerindeki arkadaşları ona destek vermek amaçlı işi bırakma eylemine başladı" dedi.

"İşverenin yapmak istediği sendikasızlaştırmaktır"

Sazbiçer, iş bırakma eylemiyle ilgili şunları söyledi:

"Arkadaşımız bize haber verdikten sonra üyelerimize destek olmak amacıyla kapının önünde konuşlanmaya başladık onların bütün maddi manevi yardımlarına koşmak, bu mücadeleye ortak olmak için çünkü biz orada yetkiliyiz. İşverenin burada yapmak istediği tek olay sendikasızlaştırmaktır. Bu anayasal hakkı gasp etmektir. Biz zaten devamlı bu durumlarla karşılaşıyoruz. Arkadaşlarımızın ayın 11’i pazartesi günü monometre tarafında işi durdurma eyleminden sonra ben birtakım girişimlere başladım işveren vekilleriyle. Kendilerine ‘Buyurun gelin, elimizi sıkın, Çetin arkadaşımıza iş başı verin. Bizim zaten sürecimiz mahkemede devam ediyor’ dedim ama bizim uzattığımız eli hiçbir zaman sıkmadılar."

Çetin Manay’ın işten çıkarılmasının ardından eylemlerin diğer fabrika şubesine de sıçradığını söyleyen Sazbiçer, "Bu saatten sonra artık burada sendikayla masaya oturmadan bu eylemi sonlandırmayacağımızı kendilerine dile getirdik. Şu anda biz yine söylüyoruz; 'buyurun gelin masaya, elimizi sıkın’. Biz masanın her zaman bir ayağı olacağız. Biz kırmaktan dökmekten değil, iletişim kurmaktan yanayız" şeklinde konuştu.

"Mobbingler başladı"

Sazbiçer, şöyle konuştu:

"Fabrikanın bizim iş kolumuzda üç tane fabrikası var. Monometreyle karşısında yeni açtığı bir firma var bir de valf fabrikası var. Arka tarafta da tekstil fabrikaları var. Ama tabii ki onları da sayıya katarak yetkimizi düşürmeye çalıştılar ama biz mahkemede bunu bertaraf ettiğimiz için kesinleşmiş yetkinin gelmeye başlayacağı tarihten itibaren artık işveren mobbinglere başladı işyerinde. Bu da sendikasızlaştırma yönünde bir adımlarıydı. İlk adımı da Çetin arkadaşımızın ayın 11’inde pazartesi günü iş akdini feshederek ilk adımını atmaya başladı. Mavi ve beyaz yakayla beraber bir fabrikada 207, birinde 210, diğerinde 35 civarında çalışanı var fabrikanın. Şu anda vardiya amirleri de dahil yüzde 95’i çalışmıyor ve eyleme destek veriyor."

"Mücadelemize sonuna kadar devam edeceğiz"

Sendika olarak bu süreçteki taleplerinin iş barışını sağlamak olduğunun altını çizen Sazbiçer, "Sırf sendikayı yetkisizleştirmek amaçlı bütün adımlarını atıyorlar. Mesela fabrikayı toplu izne çıkardı. Biz de şu anda bizim hakkımızı fabrikanın önünde konuşlanarak, piknik yaparak, eğlenerek, arkadaşlarla muhabbet ederek geçiriyoruz ama izin dönüşü de 3 Temmuz'da arkadaşların da birbirine söyledikleri gibi haklı mücadelemize sonuna kadar devam edeceğiz. Arkadaşlarımıza biz yine desteğimizi hiçbir zaman Türk Metal Sendikası olarak esirgemeyeceğiz. Her zaman yanlarında olacağız" ifadelerini kullandı.  

Bu sürece kadar fabrika yönetiminin kendileriyle iletişime geçmediğini söyleyen Sazbiçer, fabrika patronunun fabrikayı kapatmak ya da işten atmakla tehditlerde bulunduğunu, işçilerin ise bu tehditler karşılık tavrının herkes işten atılsa dahi mücadeleye devam edeceği şeklinde olduğunu söyledi.

"Fabrika yönetimi işçilere eşit davranmadı"

İşten çıkarılan Çetin Manay, hem maaş hem çalışma şartları hem de izin durumlarında fabrika yönetimine yakın olan kişilerin daha iyi koşullarda çalışması, yönetime yakın olmayanlara ise tepkili davranılması nedeniyle sendikalaşma yoluna gittiklerini söyledi. Aynı yıl işe giren işçiler arasında çok büyük maaş farkları olduğunu ve bu sorunların giderilmesi için fabrika yönetimine çağrıda bulunduklarını söyleyen Manay, "Bu talep karşılık bulmadı. Biz bunu talep ederken bunun üzerine daha çok tehdit, işten çıkarılma ve mobbinge maruz kaldık" dedi. 

Kadın çalışanlara tuvalet mobbingi

Fabrikanın tavrı üzerine işçilerle birlikte sendikaya üye olma kararı aldıklarını ve 24 saat içinde Türk Metal Sendikası’na üye olduklarını söyleyen Manay, sendikalaşmanın ardından fabrikada yaşananları şöyle anlattı:

“Bu geçişten sonra bir buçuk yıllık bir süreç yaşandı. Bir buçuk yıllık süreçte hiçbir şekilde olağanüstü bir durum oluşmadı. Bu süreçte arkadaşlarımız özverili bir şekilde işine geldi. Fazla çalışmak istendi, fazla çalışıldı ama son iki aydır çalışan arkadaşlarımıza ciddi anlamda mobbing uygulandı. Mesela kadın arkadaşlarımıza tuvaletlere gitme yasağı koyuldu. ‘Belirli saatlerde gideceksiniz, belirli saatlerde gitmeyeceksiniz’ denildi. Yemekler çok kötü gelmeye başladı. Diğer arkadaşlardan izin alma durumunda izin vermediği durumlar oluşmaya başladı. Bu süreç içerisinde başı çeken arkadaşlarımıza bilgilendirme yaptı. Fazla mesai zorlandı. Haftada dört gün 19.30’a kadar fazla mesaiye zorlandı ve ‘bu mecburi, kalmazsanız tutanak tutarız’ denildi. Bunlara biz de karşılık verdik ve mesaileri dörtten ikiye düşürdüler. Ama yine haftada iki gün yaptılar ve üçüncü günü de zorlamaya başladılar. Bunun üzerine biz arkadaşları tekrar bilgilendirdik. Mesaiye kaç saat ve hangi şartlarda kalmamız gerektiğini bilgilendirdik."

Fabrikadaki örgütlenme süreci nedeniyle okların kendisine döndüğünü ve kalifiye eleman olduğu halde kendisinin kalifiyesiz bölüme verilmeye çalışıldığını, bunun sebebinin ise kendisinin diğer işçilerle bağının koparılmak istenmesi olduğunu kaydeden Manay, fabrika yönetimi tarafından fazla maaş ve bütün hakları vererek istifasının istendiğini söyledi. Baskılara boyun eğmediğini ifade eden Manay, pazartesi günü işe geldiğinde iş akdinin sonlandırıldığını ancak bunun sebebinin ise kendisine açıklanmadığını dile getirdi. 

Fabrikanın yüzde 90’ına yakınıyla beraber eyleme başladıklarını söyleyen Manay, "Biz hakkımızı istiyoruz. Biz hakkımızdan fazlasını istemiyoruz. Adalet istiyoruz, hak istiyoruz. Sendika hakları neyse onları istiyoruz. Sendikamızı istiyoruz. Bizi, fabrikamızı temsil edecek, bizi koruyup kollayacak bir sendika istiyorduk ve bunu talep ettik, gösterdik ama bunu içeriye almamak için çok zorluyorlar" şeklinde konuştu.

Fabrika önünde eylemlere katılan Seda Soyaslan isimli işçi ise arkadaşlarının işten çıkarılması üzerine 5 gündür eylem yaptıklarını ve arkadaşları işe alınana kadar mücadeleye devam edeceklerini söyledi. (ANKA)