DEM Parti'li Koçyiğit İmralı ziyaretini anlattı: Öcalan, Feti Yıldız ve Hüseyin Yayman'a ne dedi?

DEM Parti'li Koçyiğit İmralı ziyaretini anlattı: Öcalan, Feti Yıldız ve Hüseyin Yayman'a ne dedi?
DEM Parti'li Gülistan Kılıç Koçyiğit İmralı adasına yapılan ziyarette yaşananları anlattı

AKP, MHP ve DEM Parti’den birer üyenin yer aldığı komisyon heyeti 24 Kasım’da İmralı Adası’na giderek Abdullah Öcalan ile görüştü. DEM Parti temsilcisi Gülistan Kılıç Koçyiğit görüşmeyi MA’dan Selman Güzelyüz’e ve Mehmet Aslan’a anlattı. Öcalan’ın CHP için keşke gelseydi dediğini aktaran Koçyiğit, "Öcalan'ın CHP konusunda fikirleri belli" dedi.

Koçyiğit'in aktardıkları şöyle:

Görüşmenin yapıldığı salonda oturma düzeni nasıldı?

Sayın Öcalan karşımızdaydı. Biz üç heyet üyesi masanın diğer tarafındaydık, karşılıklı oturduk.

Selamlaşma nasıl gerçekleşti? Kürt Halk Önderi sizi nasıl ağırladı? İlk olarak kim konuştu? İlk soruyu kim sordu?

Karşılıklı olarak bize “Hoş geldiniz” dedi. Bizleri takip ettiğini, tanıdığını ifade etti. Ardından heyet üyeleri, orada bulunma amacımızı, komisyonun üyeleri olarak orada olduğumuzu, partilerimizi ve temsiliyetlerimizi anlattılar. Bugünkü görüşmenin de nihayetinde komisyonun bir görüşmesi olduğunu belirttiler. Sayın Öcalan bunu dinledi ve görüşme detaylanarak devam etti.

Görüşmede görüntülü kayıt alındı mı?

Hayır. Görüşme görüntülü olarak kayıt altına alınmadı. Tutanak açısından yalnızca ses kaydı alındı.

Ziyaretten önce yaşanan tartışmanın ardından heyet, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a nasıl hitap etti?

Sayın Öcalan, her bir üyeye konuşurken ismiyle, “Fethi Bey, Hüseyin Bey” şeklinde hitap etti. Biz heyet olarak da Sayın Öcalan ile konuşurken “siz” diye hitap ettik.

CHP'nin komisyonda oylamaya dahil olmayarak temsilci göndermemesine ilişkin bir değerlendirmesi oldu mu Abdullah Öcalan'ın?

Sayın Öcalan’ın CHP'ye ilişkin düşünceleri aslında biliniyor. CHP'ye dönük İmralı heyetimiz üzerinden değerlendirmeler yapmıştı. Bu değerlendirmelerin bir kısmı da kamuoyuna yansıdı. Cumhuriyetin kurucu partisi olarak CHP'yi önemsediğini, CHP'nin bu sürecin içerisinde mutlaka olması gerektiğine dair değerlendirmeleri kamuoyunun malumu. Bu görüşmede özel olarak CHP’nin gelmemesine dair bir değerlendirmesi oldu ve “Keşke CHP de gelseydi” dedi.

Devlet Bahçeli de, Feti Yıldız da sürecin başından beri “Umut Hakkı”na dair açıklamalarda ve paylaşımlarda bulunuyor. Bu toplantıda “umut hakkı” gündeme geldi mi?

Sayın Bahçeli’nin umut hakkına ilişkin değerlendirmesini önemsediğini açıkça söyledi. Bu konudaki değerlendirmesi bu kapsamda kaldı.

Hüseyin Yayman ve Fethi Yıldız özellikle ne sordular? Dikkatinizi çeken soruları ne oldu?

Diğer iki heyet üyesi de kamuoyunda tartışılan, kamuoyunun çok merak ettiği, Türkiye’de en fazla Kürt sorunu denildiğinde ya da bu süreç konuşulduğunda gündeme gelen soruları daha öncelikli olarak sordular. Bunun ana eksenini dediğim gibi biraz Suriye oluşturuyor. Suriye’deki entegrasyon ya da 10 Mart mutabakatının uygulanma meselesi. Bazı özel başlıklar da tabii ki soruldu, konuşuldu. Örneğin ‘petrol gelirleri ne olacak’ sorusundan ‘YPG silah bırakacak mı’ gibi sorulara kadar birçok soru soruldu.
Abdullah Öcalan ile yaptıkları sohbet sonrası sizce ikna oldular mı?

İkna oldular. Tatmin olduklarını düşünüyorum. Bu süreç açısından Sayın Öcalan’ın kararlılığını, 27 Şubat çağrısının arkasında durduğunu, sadece Türkiye açısından değil, bölge açısından Kürt sorununun demokratik çözümü perspektifine sahip olduğunu, bir Türkiyeli Kürt yurttaş olarak Kürt sorununun demokratik çözümü için elinden gelen bütün çabayı harcamaya hazır olduğunu ve harcadığını bizzat gördüler. Bu konuda çok ikna olarak döndüklerini ifade edebilirim. Ben bunu bizzat gözlemledim. Bu görüşmenin sonucunda adaya giden Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu heyeti olarak Sayın Öcalan’ın bu süreci yürütme iradesini, 27 Şubat çağrısının gereklerini yerine getirme konusundaki çabasını, kararlılığını bizzat gözlemleme şansına sahip olduk ve komisyon üyeleri olarak ikna olmuş halde döndüğümüzü söyleyebilirim.

En çok tartışılan hususların başında ise yasal düzenlemeler geliyor. Yasal düzenlemelere dair değerlendirmesi ne?

Sayın Öcalan, 11 Temmuz’daki silah yakma törenini ve yine 26 Ekim’de Türkiye’den PKK güçlerinin çekilmesini çok önemsediğini ifade etti. Yine 1 Mart’tan beri süren ateşkes ve hiçbir can kaybının olmamasının memnuniyet verici olduğunu, bunun çok önemli olduğunun altını çizdi. Silah bırakıp, yakanların Türkiye’ye dönmemiş olmasının yasa eksikliğinden kaynaklandığını söyledi ve yine orada Bahçeli’ye atfen, ‘Sayın Bahçeli de bunu söylemişti. Keşke gelebilselerdi’ dedi. O anlamıyla gelmelerinin koşulunu oluşturmak için de bir yasal düzenleme ihtiyacı olduğunu belirtti.

Süreç eğer sağlıklı bir zeminde ilerlemez, icra edilmezse Kürtlerin ne şekilde hareket etmesi gerektiğine dair bir değerlendirmesi oldu mu?

Sayın Öcalan’ın bütün değerlendirmesi sürecin başarısı içindi. Sürecin başarılı olması için gereklerine dikkat çekti ve bu sefer başarmak gerektiğine dair özel bir değerlendirmesi oldu. Başarısızlık konusunda en genel değerlendirmesi ise şuydu: ‘Başarısız olması durumunda darbe mekaniği devreye girecektir ve bu en nihayetinde birçok kesime de yönelecektir’ dedi. Ve bir önceki çözüm sürecini, yani 2013–2015 yılları arasındaki çözüm sürecini ve oradaki çözüm karşıtı odakların süreci nasıl sabote ettiğini kısaca hatırlattı. Bugün de bunun olmaması için mutlaka süreci başarmak gerektiğini söyledi.

Kaynak:Haber Merkezi

Öne Çıkanlar