Dervişoğlu İmamoğlu davasının TRT'de yayınlanmasına karşı çıktı: Canlı yargılamalar itibar suikastına dönüşebilir

Dervişoğlu İmamoğlu davasının TRT'de yayınlanmasına karşı çıktı: Canlı yargılamalar itibar suikastına dönüşebilir
İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu Ekrem İmamoğlu’nun davalarının TRT’den canlı yayınlanması önerisini hatırlatan Dervişoğlu, 1960 darbe yargılamalarını hatırlatarak, “Canlı yargılamalar itibar suikastına dönüşebilir" dedi

İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin “Kürt ve Alevi cumhurbaşkanı yardımcıları” önerisine tepki göstererek, “Bu, Türkiye’yi Lübnanlaştırmak demektir. Türkiye’nin üniter devlet olma vasfının ortadan kaldırılması, etnik ve mezhep temelli bir devlete geçiş demektir” dedi. “Bizim Kürt cumhurbaşkanımız, başbakanımız; Alevi, Kürt bakanlarımız olmadı mı?” diye soran Dervişoğlu, bu öneriyi Türk üst kimliğinden rahatsız olanların yapabileceğini ifade etti.

“Öcalan’a umut hakkı önerisiyle milletin karşısına çıkamazsınız”

Bahçeli’nin, terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan’a yönelik “umut hakkı” çağrısını da eleştiren Dervişoğlu, TBMM’de kurulması planlanan komisyona kapıyı kapattı. “Bu süreci bugüne kadar kendileri çalıp oynayarak getirdiler. Ben bu oyunun figüranı olmayacağım. Başkalarına da böyle bir tavsiyede bulunmayacağım. Özgür Özel ‘Ben Erdoğan’ın yerinde olsam İYİ Parti’yi ikna ederdim’ demiş. Benim ikna derdim olsa önce Özgür Bey’i ‘komisyona katılma’ diye ikna etmeye çalışırdım” dedi.

“Murat Çalık’a reva görülen muamele insanlık dışıdır”

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik operasyonlar kapsamında tutuklanan Beylikdüzü Belediye Başkanı Murat Çalık’ın sağlık sorunlarına değinen Dervişoğlu, “Bu, ne hukukla ne siyasetle açıklanabilir. Tamamen insani bir dram. İnsan olan herkesin bu duruma tepki göstermesi gerekir” dedi. Çalık’ın adli kontrolle serbest bırakılabileceğini belirten Dervişoğlu, yaşanan süreci “hesaplaşma güdüsüyle hareket” olarak nitelendirdi.

“Hukuk bir hesaplaşma aparatı haline geldi”

CHP’li belediyelere yönelik soruşturmalara da değinen Dervişoğlu, “İktidar bu operasyonları siyasi gerekçelerle yapıyor. Zaten içerideki kişi CHP’nin cumhurbaşkanı adayı. Aday olması muhtemel diğer isimlere yönelik de senaryoların devreye sokulmak istendiğine dair duyumlar alıyoruz” ifadelerini kullandı. Yargı süreçlerinin geçmişteki kumpas davalarıyla benzerlik taşıdığını belirtti.

“Cumhurbaşkanlığı sistemi adaletsizlik üretiyor”

Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi’ni sert bir dille eleştiren Dervişoğlu, “Bu sistem, Meclis’i devre dışı bırakmış ve tek adam rejimini pekiştirmiştir. Bugün yaşanan adaletsizlikler bu sistemin ürünüdür. Sebep Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi, sonuç ise hukuksuzluktur” dedi.

“Canlı yargılamalar itibar suikastına dönüşebilir”

Ekrem İmamoğlu’nun davalarının TRT’den canlı yayınlanması önerisini hatırlatan Dervişoğlu, 1960 darbe yargılamalarını hatırlatarak, “O dönemde Adnan Menderes’in itibarı nasıl yerle bir edildiyse, bugün de benzer bir sonuç doğabilir. Bu tür canlı yayınlar yargılananları hedef haline getirir” diye konuştu.

“Silah bırakma seremonisi değil, aldatmaca”

Terör örgütü elebaşına yönelik umut hakkı tartışmaları kapsamında başlatılan “Terörsüz Türkiye” sürecini eleştiren Dervişoğlu, “Silah bırakma gibi bir süreç yaşandığını görmüyorum. Ambalajda ‘Terörsüz Türkiye’ yazıyor ama içerik umut hakkı, anayasa değişikliği ve af” dedi. Teslim olanların silahlarının balistik incelemeye tabi tutulmadığını, etkin pişmanlık başvurusu yapılmadığını söyledi.

“İktidarın hedefi anayasanın ilk dört maddesi”

Anayasa tartışmalarına da değinen Dervişoğlu, “Anayasa’nın ilk dört maddesini değiştirmeyeceklerini söylüyorlar ama esas hedef, bu maddeleri tartışmaya açmak. Bu tartışmaların bu ülkeye hiçbir faydası yok” dedi. Kurulması planlanan komisyondan çıkacak önerilerin gerçek niyetleri ortaya koyacağını vurguladı.

“MHP’de kimse neden susuyor?”

Bahçeli’nin açıklamalarına MHP içinde ses çıkarılmamasını da eleştiren Dervişoğlu, “Milliyetçilik vasfıyla temayüz etmiş bir partinin genel başkanı böyle ifadeler kullanıyor, partilileri ise sessiz. Yemin ederim, ızdırap çekiyorum. Böyle bir şeye nasıl hazırlıklı olayım?” dedi.

“Türk’ün de Kürt’ün de derdi aynı: yoksulluk ve adaletsizlik”

Türkiye’nin asıl sorunlarının etnik köken değil, ekonomik kriz ve adaletsizlik olduğunu belirten Dervişoğlu, “Tenceresini kaynatamayan emekli Kürt de olsa Türk de olsa aynı durumda. Gençler geleceklerini yurtdışında arıyor. Bu ülkede üretim ve adil bölüşüm sağlanmalı” dedi. Üniter devlet yapısının Türkiye’yi Irak ve Suriye olmaktan koruduğunu vurguladı.

“Bu bedeli ödemeye hazırım”

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Türk-Kürt-Arap” vurgusunu ve ardından Bahçeli’nin çıkışını hatırlatan Dervişoğlu, “Ben Türk milletindenim, İslam ümmetindenim. Bu Cumhuriyeti kuran iradeye sadığım. Bu nedenle siyaseten bedel ödemem gerekiyorsa buna hazırım” dedi.

“Çözüm sandıktır”

Son olarak seçime işaret eden Dervişoğlu, “Türkiye’nin geleceğini ilgilendiren hiçbir adım halktan onay alınmadan atılamaz. Gerçek çözüm sandıktadır” dedi. Halkın gerçeği gördüğünü ve artık yönetime güçlü bir uyarı vereceğini ifade etti.

Kaynak:Haber Merkezi

Öne Çıkanlar