İğneada sel felaketinde bürokratlara karşı adalet arayışı sürüyor

İğneada sel felaketinde bürokratlara karşı adalet arayışı sürüyor
Kırklareli'nin Demirköy ilçesi İğneada Beldesi'nde yaşanan ve 6 kişinin hayatını kaybettiği sel felaketinde kızı ve damadını yitiren acılı anne Safiye Yaşa'nın adalet mücadelesi devam ediyor.

Yaşa, geçtiğimiz günlerde İl Özel İdaresi önünde yaptığı basın açıklamasında, felaket sonrası bungalov tipi evlerin hala yıkılmamasına tepki göstererek, eski ve mevcut valiler ile İl Özel İdaresi Genel Sekreteri'ni sorumlu tuttu. İçişleri Bakanlığı tarafından yargılama kararı verilen kamu görevlilerinin görevde olmasına da dikkat çeken Yaşa, 3 Temmuz'da yeniden başlayacak duruşmaya herkesi davet etti.

İğneada sel felaketinin üzerinden 22 ay geçmesine rağmen, hayatını kaybedenlerin yakınlarının adalet arayışı dinmiyor. Acılı anne Safiye Yaşa, Ankara Başkent Üniversitesi'nde "BAŞKA CANIMIZ YOK" platformu tarafından düzenlenen etkinliğe katılarak bir konuşma yaptığını ve İğneada'da vatandaşlarla görüştüğünü belirtti. Yaşa, beldede yaşayanların, olayda yargılanan sanıklar ve yakınları tarafından basınla konuşmamaları konusunda uyarıldıklarını ancak buna rağmen gerçeği itiraf ettiklerini ve mahkemede ifade vererek olayın seyrini değiştirdiklerini aktardı.

"Yıkımlar Neden Yapılmadı? Valiler ve Genel Sekreter Sorumlu!"

Safiye Yaşa'nın basın açıklamasının odak noktalarından biri, sel felaketine yol açtığı iddia edilen bungalov tipi evlerin hala yıkımının gerçekleşmemesi oldu. Yaşa, bu durumdan geçmişteki Kırklareli Valileri O.B. ve B.E. ile Vali U.T.'yi ve Genel Sekreter B.K.'yı sorumlu tuttu. İçişleri Bakanlığı'nın söz konusu 2 vali de dahil olmak üzere 12 kamu görevlisi hakkında yargılama kararı vermesine rağmen bu kişilerin hala görevlerinin başında olmalarına tepki gösterdi.

Kırklareli İl Genel Meclisi'nde "Yapı Kontrol Müdürlüğü" oluşturulduğunu öğrendiklerini belirten Yaşa, bu komisyon tarafından yıkımı yapılan veya yapılacak başka yer olup olmadığını sordu. Yıkım yapılmaması durumunda İl Özel İdaresi, genel sekreteri ve ilgili müdürlerin yanı sıra Vali U.T.'nin de sorumlu olacağını ifade etti.

Yaşa ayrıca, İl Özel İdaresi Genel Sekreteri B.K.'nın "sisli vadide" yargılanacak olmasına rağmen neden yıkımları gerçekleştirmemekte direndiğini sorguladı. Tesisin açılmasına göz yummakla suçladığı Vali O.B.'nin, göreve geldikten sonra tesislerin yıkılmadan çalıştırılmasına göz yuman Vali B.E.'nin ve 4 jandarma komutanı ile birçok memurun yargılama izinlerinin verilmiş olmasına rağmen neden hala görevlerinde olduklarını ve haklarında dava açılmadığını merak ettiklerini dile getirdi.

İstinaf Mahkemesi Kararı Bozdu: Adalete İnanç Pekişti

Kırklareli 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nin verdiği kararın İstinaf Mahkemesi'nden oy birliğiyle geri döndüğüne dikkat çeken Safiye Yaşa, bunun mücadelelerinin haklılığını gösterdiğini ve adalete olan inançlarını pekiştirdiğini söyledi. Yaşa, davanın başından beri talep ettikleri olay yeri kamera kayıtlarının incelenmesi talebinin yerel mahkemece reddedildiğini ancak İstinaf Mahkemesi'nin TÜBİTAK veya özel veri firması aracılığıyla kamera kayıtlarının çıkarılmasını istediğini belirtti.

Ayrıca, yerel mahkemenin sanığa verilen cezanın azlığına yönelik itirazlarını reddetmesine rağmen, İstinaf Mahkemesi'nin cezanın en alt sınırdan verilmesini bozma gerekçelerinden biri saydığını aktardı. Yaşa, 2. Ağır Ceza Mahkemesi başkanının ve Adalet Komisyonu başkanının bu durumları görmezden gelerek taraflı bir karar verdiğine inandıklarını ve bu kararın İstinaf Mahkemesi tarafından oy birliğiyle bozulmasının adaletin tecellisi açısından önemli olduğunu vurguladı.

Safiye Yaşa, konuşmasının sonunda, hukukun üstünlüğüne güvendiklerini ve üstünlerin hukukunu istemediklerini yineledi. İçişleri Bakanlığı tarafından 12 kamu görevlisinin yargılanmasına izin verilmesine rağmen, bu izinlerin Danıştay hakimleri tarafından oy birliğiyle reddedilmesinin de hukuk açısından son derece önemli olduğunu dile getirdi. Yaşa, devletin en üst makamlarına, "Türkiye'ye mal olan sisli vadi davasına rağmen yıkımları gerçekleştirmeyen kurumları ve devlet yetkililerini önümüzdeki günlerde bizzat bildireceklerini" belirterek sözlerini tamamladı.

Acılı anne Safiye Yaşa, 3 Temmuz saat 09:00'da Kırklareli Adliyesi'nde görülecek davaya herkesi davet etti.

bilirkisi1.png

bilirkisi2.png

bilirkisi3.png

Kaçak Yapı, Bilinen Tehlike, Geciken Yıkım

Facianın yaşandığı “Sisli Vadi” adlı turizm tesisinin, dere taşkın alanında ve ruhsatsız şekilde inşa edildiği resmi belgelerle sabit. İnşaatın 2020’de başladığı ve zamanla ilave edilen bungalovlar ile birlikte bir turizm tesisine dönüştüğü belirtiliyor. Yaşananlar ve bilirkişi raporları , felaketin sadece bir “doğal afet” değil, zincirleme ihmallerin sonucu olduğunu ortaya koyuyor.

Mart 2022’de kaçak yapı tespit edilerek mühürlendi. Mayıs 2022’de yıkım kararı alındı, ancak alınan karar uygulanmadı. Kaçak tesis, sel felaketine kadar faaliyetini sürdürdü.

Bilirkişi raporları da İl Özel İdaresi’ni “asli kusurlu” olarak tanımladı. Raporda, zamanında yapılmayan müdahalelerin faciaya zemin hazırladığı vurgulandı.

Kaynak:Haber Merkezi

Öne Çıkanlar