Kartalkaya yangını davasında yedinci gün: 'Kötülük çetesi dışarıda geziyor'

Kartalkaya yangını davasında yedinci gün: 'Kötülük çetesi dışarıda geziyor'
Kartalkaya faciasında oğlu Ömür'ü kaybeden anne Zeynep Kotan, "Bu otel ülkenin röntgeni. Bu kötülük çetesinin bir kısmı da dışarda geziyor. Bunların başında Kültür ve Turizm Bakanlığı, Çalışma Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı yetkilileri'' dedi.

Bolu Kartalkaya’daki Grand Kartal Otel’de 78 kişinin yaşamını yitirdiği, 133 kişinin yaralandığı yangına ilişkin 19’u tutuklu 32 sanığın yargılanmasına Bolu 1. Ağır Ceza Mahkemesinde devam ediliyor. Davada taraflar ve avukatlarının fazla olması nedeniyle duruşma Bolu Sosyal Bilimler Lisesi’nin spor salonunda yapılıyor.

Duruşma müşteki ve avukatlarının beyanları ile devam ediyor. Yangında oğlunu kaybeden anne Ezgi Çilingir Bağcı, şöyle konuştu:

“Tek evladımızı kaybettik. Bu kadar kötü para kazanmayı, insani ve ahlaki değerleri hiçe sayan insanların arasında iyi kalmayı başardığımız için gurur duyuyorum. Buradaki sanıklarla aramızdaki fark ahlaksızlık, vicdansızlık ve sevgisizliktir. Biz bu tabut otelde 78 canımızı kaybettik. Biraz teknik bilgiler vermek istiyorum. Çünkü bizim de yangın alarm sistemleri şirketimiz var. Raporlara baktığımızda şunu görüyoruz; 30-40 yıl boyunca yangın sirenleri bir kez olsun çalmamıştır, çünkü kablosu yoktur. Sirenlere kablo çekili olmadığı ilk bilirkişi raporunda yazmaktadır. Silinen kamera kayıtları vardı. Bunları delil karartma doğrultusunda kimlerin sildiğinin tespit edilmesini talep ediyorum. 21 Ocak’tan sonra 65 gün boyunca ifade bile vermeyen otel yönetim kurulu üyeleri banka hesaplarını boşaltmaya çalıştıkları kadar adalete yardımcı olmamışlardır.”

“Vicdan terazinizde sadece kanunlar değil, acılı annelerin, babaların gözyaşları da tartılsın”

Yangında oğlunu kaybeden baba Eray Bağcı da şunları söyledi:

“Eren burada oturan mahlukatın hiçbirinin dahil olmadığı tüm şeylere sahip olan bir çocuktu. Bizden her şeyimizi çaldınız. Bu mahlukat bu memleketin geleceğini de çaldılar. Siz sadece katil değilsiniz, vatan hainisiniz. Başkent Kayak Kulübü eğitmeni Metin Güneş hakkında da suç duyurusunda bulunduk. Dosya ile birleştirilmesi talebimiz var. Biz bir haftadır tiyatro oyunu seyrediyoruz. Hiç kimse sorumlu değil, suçlu değil. Herkes bir diğerini sorumlu tutuyor. Sonunda sanıklar tarafından suçlu olduğumuz ilan edilecek. Benim acım daha ne kadar artabilir diye düşünürken burada yargılamada sanıkların ifadeleri daha da artırdı.

Sanık Halit, iki buçuk aydır uyumuyormuş. Bu süre de iddianamenin hazırlanmasına tekabül ediyor. Yani anlıyoruz ki yangından sonra rahatça uyumuş. Sanıkların ifadeleri sistematik şekilde tasarlanmıştır. Bize verilen yeni görüntülerden anlıyoruz ki otel yönetim kurulu üyeleri ve çalışanları otel misafirlerini kasten uyandırmadı. Çünkü hepsi biliyordu ki misafirleri uyandırsalardı kendi canlarını kurtaracak zaman bulamayabilirlerdi. Emir Aras, 6-7 dakikalık zamanda çocuklarını hazırlayıp terk ediyor. Bu ise bizim canlarımızı da kurtarabilecek olan altın zaman. Sanıkların vicdanı sustu, sizin adaletinizin konuşsun başkanım. Vicdan terazinizde sadece kanunlar değil, acılı annelerin, babaların gözyaşları da tartılsın.”

"Eray ve Ezgi tek çocuklarını kaybetti. Acıları devletin ve kamu otoritesinin görevini ihmalinin bir sonucudur"

Bağcı ailesinin avukatı İlke İğrek ise şu beyanlarda bulundu:

"Bu dosyayı basit bir ihmal nedeniyle yangın dosyası olarak göremeyiz. Bireysel ve kurumsal ihmalin, denetimsizliğin, çok taraflı aslen kasten öldürmenin dosyasıdır. 78 can tek kıvılcımda değil, göz göre göre ihmalin sistematikleştirildiği bir yapının içinde dumandan zehirlenerek, yanarak ya da camdan atlayarak hayatlarını kaybetmişlerdir. Bu yangın teknik olarak grill plate arızasına bağlanamaz. Otel yönetimi kamu kurumlarınca korunmaya o kadar alışmışlardır ki iş yeri güvenlik uzmanını kağıt üzerinde atamaya tenezzül bile etmemişlerdir. Yüksek riskli mutfağa bir yangın söndürme sistemi bile kurulmamıştır. Sanıkların eylemi olası kastla açıklanamayacak kadar bile ağırdır aslında. Tüm sanıkların olası kastla yargılanmasını istiyoruz. Eray ve Ezgi tek çocuklarını kaybetmişlerdir, onların acısı devletin ve kamu otoritesinin görevini ihmal etmesinin bir sonucudur. Haklarında suç duyurusu bulunmayan ve yangını ilk gören ve kimseyi uyandırmayan otel çalışanları hakkında da suç duyurusunda bulunulmasını istiyoruz."

"Otel yönetimi, emir ve komuta zincirinin başındaki isimlerdir"

Bağcı ailesinin avukatlarından Burcu Cılız da beyanında şunları kaydetti:

"Bakanlıkların kanatları altına girmiş bir yapıyı görüyoruz açıkçası. Otel yönetimi, emir ve komuta zincirinin başındaki isimlerdir. Emir Aras her ne kadar bu ailenin sadece damadı olduğunu söylese de genel müdür sıfatının yanında Halit Ergül ile neredeyse aynı yetkiye sahip olduğu sabittir. Otelde çalışanlar, o saatte uyanık olan beş kişiden başlayarak bu olayı görenler, gidip arkadaşlarını kurtarmak için haber verenler, misafirleri uyandırma konusunda en ufak bir şey yapmadan sigaralarını yakarak otoparka inenler, orada gezenler, arabalarını çekenler, hızla olay yerinden ayrılanlar ya da aşağı inip yangını seyredenlerin ne kadar kusurlu olduklarını gördük. Bunların her biri birbirlerinden talimat alan, oteldeki ihmalleri görenlerdir. Burada yargılanan sanıklar dışında, burada şu an bulunmayan başka suçlular da soruşturmaya dahil edilecektir. Yönetim kurulu, geçersiz bir turizm belgesine dayanarak kusursuz olduklarını savunuyor."

"Ben her gece uyumadan çocuklarımızın nasıl can verdiklerini, ne kadar acı çektiklerini düşünüyorum"

Yangında oğlunu kaybeden baba Vahap Ozan Kotan, “İlk göz ağrım Ömür Kotan’ın babası olarak konuşmaya çalışıyorum" diyerek sözlerine başladı. Vahap Ozan Kotan, Ömür Kotan’ın halası Özge Kotan’ın açık mektubunu okudu. Kotan’ın mektubu özetle şöyle:

"Siz onu yanarak, gaz içinde boğularak ölmesine zerre acı duymadan neden oldunuz. Bugün siz Ömür’ümüzü bizden alalı bir ay oldu. Şunu bilin ki son nefesimize kadar davamızın peşinde olacağız tüm canlarımız için.”

Baba Kotan konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Yangından kurtulan iki kız çocuğu "Ömür ve Eren abi bizi uyandırdı" dedi. Ben her gece uyumadan çocuklarımızın nasıl can verdiklerini, ne kadar acı çektiklerini düşünerek, zihnimde yaşayarak, bir psikiyatrist olarak işim gereği hastalarıma önerdiğim ilacı içerek uykuya dalıyorum. Uyandığımda aklıma ilk gelen sahneler ve düşünceler de bunlar. Umarım çok yaşamam ama öldüğüm güne kadar böyle uyanıp böyle uyuyacağımı biliyorum. Netflix’te bazı seri katillerin belgeselleri yapılıyor. Ben ileride eminim bu ailenin de bir belgeseli yapılacak. Ceyda ve Elif, ev hanımı rollerinin arkasına sığınıyorlar."

"Oğlumuzun ölü bedenini bulduğumuza sevindik"

Baba Kotan'dan sonra anne Zeynep Kotan söz aldı. Anne Kotan şunları dile getirdi:

"Şu an çalışamıyorum. Yaşadıklarımdan sonra başkalarına nasıl merhem olacağımı bilemiyorum. Kendi dünyam kapkarayken bir başkasının nasıl elinden tutabilirim henüz bilemiyorum. Benim bir oğlum daha var, onun yüzüne bakarken içim acıyor. Kendi acımın yanına oğlumun kaybettiği abisinin acısını da ekliyorum. Eşimin ağladığını çok nadir gördüm, şimdi gözyaşları dinmiyor. Ömür'ün teyzesi ise kaybettiği yeğeninin avukatlığını yapıyor. Bir gece önce konuşmuştuk, 7 dakika. O 7 dakika benim hayatımın en değerli hazinesi şu an. Siz hiç en sevdiğinizin buz gibi bedenini öpüp kokladınız mı? Ama ben yine kendimi şanslı hissediyorum, çünkü burada bunu bile yapamayanlar var. Oğlumuzun ölü bedenini bulduğumuza sevindik.

"Bu otel, ülkenin röntgeni"

Bu otel bir kayak okuluna, belge olmadan eğitim verdirtmektedir. Bu kayak okulunun sahibi Metin Güneş'tir. Henüz ifadesi alınmayan Güneş'in dosyaya dahil edilmesini istiyorum. Bu otel ülkenin röntgeni. Kanımın son damlasına kadar oğlumun hayalini kurduğu adaleti tesis etmeye çalışacağım. Bazı şeylerin kökten değişmesi gerektiği çok açık. Burada ilk adım size ait hakim bey. Bu kötülük çetesinin bir kısmı da dışarda geziyor. Bunların başında Kültür ve Turizm Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı yetkilileri. Ya uçurumdan yuvarlanacağız ya da oğlumun hayatını kurduğu güneşli günlere doğru adalet lokomotifinin en önünde olacağız."

Haber: Esra TOKAT/ANKA

Kaynak:ANKA

Öne Çıkanlar