Şeriat savunan Hüda-Par çalıştay topladı: İslam ümmeti anayasada yer almalı

Şeriat savunan Hüda-Par çalıştay topladı: İslam ümmeti anayasada yer almalı
Hüda-Par'ın İstanbul'da düzenlediği "Toplumsal Mutabakat Arayışı" çalıştayında yeni anayasa ele alındı. İslam ümmetinin anayasada yer alması gerektiği savunuldu.

Gazete Pencere- Yeni Şafak yazarı Yasin Aktay, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın sivil anayasa çağrısı sonrası Hüda-Par'ın İstanbul'da düzenlediği "Toplumsal Mutabakat Arayışı" çalıştayını köşesine taşıdı. Aktay, çalıştayda dile getirilen görüş ve önerileri aktarırken, Hüda-Par'ın sonuç bildirgesinde öne çıkan "milletimizin İslam ümmetinin ayrılmaz bir parçası olduğu gerçeği, anayasal tasavvurda göz ardı edilmemelidir" vurgusunu yeni anayasa tartışmalarının en esaslı önerilerinden biri olarak değerlendirdi.

Aktay çalıştaya dair ayrıntıları şöyle aktardı:

"Enteresan olan o maddelerin büyük çoğunluğunun hiçbir tartışma konusu olmaması. Bayrağa, başkentin Ankara oluşuna veya ülkenin sosyal hukuk devleti oluşuna kimsenin itirazı yok. Ama bir anayasada bir insanın isminin olması ve hele ona nispet edilen ve ne anlama geldiği üzerinde bile hiçbir şekilde mutabakat bulunmayan bir 'milliyetçilik' her zaman her türlü otoriter siyaset veya uygulamanın mazeretini oluşturur. Bir anayasa metnine değişmezlik kaydı koymak hem gelecek nesillerin iradesine ipotek koymak hem de şimdiki ve gelecek nesillerin aklını, iradesini aşağılamak anlamına gelir, tam da 12 Eylül darbeciliğine yakışır şekilde.

Oysa ufkunda bulunduğumuz dünya, hızla değişen ve bilginin, teknolojik gelişmenin, insan ilişkilerinin çok daha farklı bir yere doğru gittiği bir dünya. Bu dünyada anayasası daha baştan çok muğlak ve içeriği tartışılır bir ideolojik doğma (değişmezlik) ile kayıtlanmış bir toplum olarak ciddi bir yer edinmek mümkün değil.

Çalıştayda önceki Meclis Başkanı sayın Mustafa Şentop ve Hüda-Par Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu açılış konuşmalarında yeni bir anayasa için yeterince sebebin belirmiş ve fazlasıyla birikmiş olduğunu ifade ettiler.

Özgür-Der Genel Başkanı Rıdvan Kaya, Türkiye'de artık göz ardı edilemeyecek bir nüfusa ve yerleşime ulaşmış muhacir gerçeğine dikkat çekerek anayasada muhacirlerin haklarının da dikkate alınması gerektiğini söyledi.

Mazlumder Genel Başkanı Hukukçu Kaya Kartal ve Mehmet Göktaş'ın da başlangıç konuşmacıları arasında yer aldığı çalıştaydaki oturumlarda Hüseyin Sudan, Abdurrahman Eren, Emir Kaya, Ahmet Sait Öner, Muharrem Coşkun, Saffet Köse, Kaya Kartal, Hamza Türkmen, Abdulmuttalib Arpa, İlhami Sayan, Halil İbrahim Çelik ve Adnan Akalın 'Türkiye'nin Anayasa Yapım Deneyimi Işığında Yeni Anayasa Yapımında Yetki ve Yöntem Sorunu', 'Devlet Nedir? Ne İçindir?' 'Nasıl Bir Anayasa? Manifesto, Temsil, Özgünlük', 'Aile ve Fıtratın Korunması', 'Etnik Kimlikler ve Anayasal Düzen: İlkeler ve Yaklaşımlar', 'İdeoloji Dayatmayan Kuşatıcı Bir Anayasa Mümkün mü?', 'İnanç Temelli İktisadi Faaliyet Hakkı', 'Kültürel Haklar ve Kültürel Hakların Korunması' 'Eğitimin Yeniden Yapılandırılması: Süreklilik, Değişim, İhtiyaç ve Beklentiler', 'Kişisel Veriler ve Mahremiyetin Korunması' gibi başlıklar altında yaptıkları sunumlarla mevcut anayasaya yönelik eleştirilerini ve yeni anayasa için önerilerini ortaya koydular.

Çalıştayın sonuç bildirgesinde 'Artık vakit, darbe anayasasının gölgesinden çıkıp sivil, katılımcı ve adil bir anayasa yapma vaktidir. Akademisyenler, hukukçular, siyasi partiler, sivil toplum kuruluşları ve toplumun bütün kesimleri bu tarihî sorumluluğu üstlenmeli; yeni bir geleceği birlikte inşa etmelidir' sözleriyle bir çağrıda bulunulurken, bana göre şu cümlelerle Hüda-Par olarak en esaslı önerilerini de yapmış oluyor:

'Türkiye'nin anayasal kimliği, tarihsel birikimi ve toplumsal değerleri dikkate alınarak inşa edilmelidir. Sosyolojik normlar, pozitif normlara yansımalı ve sisteme aktarılmalıdır. Bu bağlamda milletimizin İslam ümmetinin ayrılmaz bir parçası olduğu gerçeği, anayasal tasavvurda göz ardı edilmemelidir. Yeni anayasa, evrensel insan hakları ve hukukun üstünlüğü ilkeleriyle uyumlu biçimde, bu aidiyeti bir ayrımcılık değil; toplumun tarihî, kültürel ve manevi kökleriyle bağını güçlendiren bir referans olarak yansıtmalıdır.'"

Kaynak:Haber Merkezi

Öne Çıkanlar