"Üniversite öğrencilerine verdiğiniz burs, kredi günde 10 kiraz parası…”

"Üniversite öğrencilerine verdiğiniz burs, kredi günde 10 kiraz parası…”
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Yeni Yol grubunda konuştu. Babacan, 1 Temmuz’da ara zam çağrısını yineleyerek “Bu ülkede enflasyonun çok düşük olduğu dönemlerde dahi 1 Temmuz’da hep bir ara zam yapılmıştır arkadaşlar" dedi.

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, 1 Temmuz’da ara zam çağrısını yineleyerek “Bu ülkede enflasyonun çok düşük olduğu dönemlerde dahi 1 Temmuz’da hep bir ara zam yapılmıştır arkadaşlar. Ülkede, TÜİK enflasyonun dahi %30’lu %40’lı rakamlarda dolaştığı bir dönemde, 1 Temmuz’da ara zam yapmamak asgari ücretliden de asgari emekli maaşı alan vatandaşlarımızdan da çalmak demektir” ifadelerini kullandı.

Yeni Yol grubunda konuşan Babacan, uyuşturucu ve kumar bağımlılığıyla mücadele, İsrail’in hukuk dışı uygulamaları ve savaşın ekonomiye etkileri hakkında şu mesajları verdi:

“ İsrail hükûmetine ‘Dur’ demediğimiz her gün milyonlarca insanın hayatını tehlikeye atıyor”

Babacan, uluslararası kamuoyuna İsrail devletiyle ilgili uyarılarda bulunarak “Bölgemiz maalesef kötü günlerden geçiyor. Savaş yoğunlaşıyor, ateş çemberi büyüyor. Şımarık, arsız, hadsiz, hukuksuz bir terör devletiyle karşı karşıyayız. Bu devletin karşısında dünya sessiz. Vaktiyle insan haklarını, uluslararası hukuku dillerinden düşürmeyenler şimdi hizaya dizildi, bu arsızlığı sadece izlemekle yetiniyor. Filistin topraklarını işgal ederek yüzlerce yerleşke kurdular, yetmedi. Batı Şeria’da, binlerce insanı öldürdüler, yetmedi. Gazze’de, kadın çocuk demeden on binleri öldürdüler, yetmedi. Lübnan’a defalarca saldırılar düzenlediler, yetmedi. Esad rejimi devrilip Şam’da yeni yönetim iş başına geldiğinden bu yana, Suriye’yi yüzlerce kez bombaladılar, yetmedi. Şimdi de gözlerini İran’a dikmiş durumdalar. Uluslararası toplum şunu hâlâ anlamadı:İsrail hükûmetine ‘Dur’ demediğimiz her gün, bölgemizde yaşanacak başka katliamların önü açılacak, milyonlarca masum insanın hayatı tehlikeye girecektir” ifadelerini kullandı.

“Uyarıyorum: Felaket yanı başımızda, insanlık için felaket kapıda”

“Bakın, tarihle, tecrübeyle sabittir: Nükleer sorunların nihai çözümü masada olur, diplomasiyle olur. Oysa İsrail yönetimi, ABD’nin siyasi ve lojistik desteğini almakla yetinmiyor, son günlerde ısrarla ABD’yi bizzat saldıralara katılmaya zorluyor. ABD’nin saldıran taraf olarak savaşa katılması tüm bölgeyi ateşin içine atmak demektir. Uyarıyorum: Felaket yanı başımızda, insanlık için felaket kapıda.”

“Dünya, Gazze’ye sesini yükselttiği bir anda İsrail İran’a saldırdı”

“İsrail’in İran’a saldırısı, Gazze konusunda dünya kamuoyunun tam da kendi aleyhlerine döndüğü bir dönemde başlamıştır. Başta Avrupa’daki bazı ülkeler olmak üzere, pek çok ülke, Gazze’deki vahşete ve açlığa sesini yükselttiği bir anda, İsrail İran’a saldırmış, dikkatleri Gazze’den İran’a doğru çevirmiştir. Televizyonlara baktığınızda artık Gazze yok, İran var. Halbuki Gazze’de zulüm devam ediyor mu? Aynen devam ediyor. Filistin Sağlık Bakanlığından verileri söylüyorum size. Pazartesi ölen sayısı 20, dün ölen sayısı 50. Ve bunlar gıda kuyruğunda beklerken öldürülen siviller, kadınlar, çocuklar. Vahşet tam gaz devam ediyor. Bakın, İsrail ile İran arasındaki savaş, bakın iki düzenli ordunun savaşı. Gazze’de olan, silahsız masum insanların üzerine silahlı askerlerin saldırması. Çok çok farklı…”

“Üniversiteye girmek bir dert, üniversitede öğrenci olmak başka bir dert”

Konuşmasına öğrencilere seslenerek devam eden Babacan, “Liselere Giriş Sınavı’nı geride bıraktık. Öncelikle, sınava giren genç kardeşlerimin hepsine geçmiş olsun diyorum. İyisiyle kötüsüyle, aylarca çalıştınız ve sınavı geride bıraktınız. Umut ediyorum emeklerinizin karşılığını alırsınız. Önümüzde de bu hafta sonu biliyorsunuz üniversiteye giriş sınavları, YKS var.Gençlerimize, bu sınavlarda da şimdiden başarılar diliyorum. Allah zihin açıklığı versin, kolaylıklar versin. Dualarımız, gönlümüz sizlerle. Evet, YKS’ye günler kaldı. Ama biliyoruz ki üniversiteye girmek bir dert, üniversite öğrencisi olmak başka bir dert” diye konuştu.

“Hükümetin verdiği burs ve krediyle öğrenciler ancak günde 10 adet kiraz alabiliyor”

“Bakın, pazartesi günü Eskişehir’deydim. Eskişehir bir üniversite şehri. O gün bir pazar tezgahındaki kirazın etiketini gösterdi arkadaşlar: Tanesi 10 TL… Düşündüm, hükümetin üniversite öğrencilerine verdiği burs veya kredi, aylık 3.000 lira. Günlük ne eder? 100 lira. Yani Eskişehir’de okuyan bir üniversite öğrencisi, hükümetin verdiği parayla günde sadece 10 adet kiraz alabiliyor. Şu duruma bakın ya... Ey Erdoğan! Ülkeyi ne hale getirdiğinizin farkında mısınız? Üniversite öğrencilerine verdiğiniz burs, kredi günde 10 kiraz parası…”

“Öğrenciler geçinemeyince sanal kumar gibi yasa dışı işlere bulaşıyor”

“Peki, öğrenciler ne yapıyor? Burs yetmeyince, kredi yetmeyince banka hesabı açıyorlar, şifresini bir başkasına veriyorlar ve sanal kumar, bahis oynatanlara kendi banka hesapları üzerinden aylık cüzi miktar karşılığı bir bakıma yol açıyorlar. O kirli para, muhtaç öğrencilerin hesabından geçiyor. Yazık değil mi bu gencecik gençlere... Daha hayata yeni hazırlandıkları bir dönemde, bir yandan kendi mesleklerini öğrenirken bir yandan da 18 yaşında kirli işlere bulaştırılıyorlar.”

“26 yaşındaki Kadir, kumar borcu yüzünden intihar etti, daha kaç gencimiz hayatını kaybedecek?”

Babacan, sanal bahis nedeniyle yaşanan can kayıplarına dikkat çekerek “Dedim ya, bu sanal kumar bahis meselesini de unutmayacağız, unutturmayacağız diye… Bakın daha dünkü hadise, taze… Sanal kumar yüzünden kaybedilen bir can daha. Bu bir haber ajansından, dün akşam web sitesinden aldığımız ekran görüntüsü. 26 yaşındaki Kadir, kumar borcu yüzünden intihar etti.Daha kaç canımız gidecek ya? Kumar yüzünden daha kaç gencimiz hayatını kaybedecek? Kadir, borçlarına yetişebilmek için mesai sonrasında da taksicilik yapıyordu… Biraz önce babasıyla Feyzi Bey’le görüştüm, baş sağlığı diledim. Gencecik evladımız daha dün sanal kumar yüzünden canına kıydı. Ey Erdoğan! Ülkeyi ne hale getirdiğinizin farkında mısınız? Ne kadar büyük bir vebalin, günahın altına girdiğinizi görmüyor musunuz? Önce tuttunuz, bir kuru inatla, ekonominin bütün dengelerini alt üst ettiniz. Milleti yoksullaştırdınız. Gençlerin evlenip yuva kurma hayallerini yok etiniz. Sonra tuttunuz, 1998’de kapatılan kumarhaneleri herkesin cep telefonunda yeniden açtınız. Ülkede sanal kumar oynatılmasına resmen lisans verdiniz hem de tek imzayla… Gençlerin hayatı üzerine, gençlerin yarınları üzerine bahse girdiniz…” dedi.

“AK Partililer, genel başkanınızı uyarın, belli ki menfaat şebekesi kendisini ablukaya almış”

Sanal bahis ve kumarla mücadelenin önemine dikkat çeken Babacan, AK Partililere çağrıda bulunarak “Biz aylardır, bu konuyu gündemde tutuyoruz. Ama Erdoğan hep susuyor. Her konuda topa giriyor, yeri geldiğinde bir köşe yazarına laf yetiştiriyor ama konu sanal kumar, sanal bahis olunca suspus… Çünkü, yaptığını savunacak hali yok biliyor. Ey AK Partili milletvekilleri, teşkilat mensupları! Dinliyorsunuz burayı biliyorum, takip ediyorsunuz biliyorum bir gözünüz burada. Şu genel başkanınızı uyarın ya. Belli ki menfaat şebekesi Erdoğan’ı ablukaya almış. Bu konuda kafasını kaldıramıyor. Para tatlı geliyor para… Daha yılbaşında bu sanal kumarın vergisini düşürdü. Her konuda vergi artıran hükümet sanal kumarın vergisini düşürdü. Sırf yandaşına daha çok para kazandırabilmek için… Bari siz uyarın AK Partili milletvekilleri, teşkilat mensupları… Toplumu kendi elimizle çürütüyoruz, bu bize yakışmıyor deyin ya… Bir tane insaf sahibi, vicdan sahibi yok mu bunu çıkıp konuşacak? Ama hiç endişeniz olmasın arkadaşlar. Biz; sanal kumar, sanal bahis denen bu illet, bu ülkeden sökülüp atılana kadar mücadele edeceğiz. Sürekli gündemde tutacağız” diye konuştu.

“Türkiye uyuşturucu trafiğinin en önemli merkezlerden biri, iktidarın habersiz olması mümkün mü?”

Türkiye’nin uyuşturucu merkezi haline geldiğini vurgulayan Babacan “Bakın Türkiye şu anda dünya uyuşturucu trafiğinin en önemli merkezlerinden biri biliyor musunuz? Dünyanın hangi ucunda, nerede bir gemiye el konsa içinden uyuşturucu çıksa nereden geliyor, nereye gidiyor diye soruyorlar Türkiye… Uçağa el konuyor dünyanın başka ucunda… Nereye gidiyor, nereden geliyor Türkiye… İktidarın böyle bir şeyden habersiz olması mümkün mü ya? Bir şekilde ülkeyi yönetenlerle, yönetenlerin içindeki bazı insanlarla iş birliği olmadan bu iş bu kadar kolay olabilir mi?” değerlendirmesinde bulundu.

“Göz yumuyorsan büyük yanılgı içerisindesin”

Babacan, uyuşturucu trafiğine ilişkin Cumhurbaşkanı Erdoğan’a sert eleştirilerde bulundu. Babacan, “Bakın arkadaşlar açık söylüyorum, buradan Sayın Erdoğan’a sesleniyorum. Biraz da bildiğim için kendisini sesleniyorum. Eğer şöyle bir düşünceniz varsa, nasılsa birileri bu işten para kazanıyor mu? Bari bu parayı kazanan Türkiye olsun diyorsanız büyük bir yanılgı içerisindesiniz. Bizim inancımızda bir zararlı madde varsa, onu üreten, taşıyan, alan satan herkes mesuldür. ‘Bana ne kullanandan’ diyemezsiniz. Böyle bir şey yok… Uyuşturucunun her türüne karşı savaşmak, bu işi durdurmak zorundasınız” tepkisini gösterdi.

“Artık açıklama yapma değil çözüm üretme vakti, artık ‘Hesap Vakti!’”

Babacan, bağımlılıkla mücadele amacı taşıyan bir kampanya başlattıklarını da açıkladı: “Ülkemizde bir başka büyük sorun, madde bağımlılığı… Gençlerimizin yarınlarını karartan, aileleri yıkan bu illet, ülkemizin en acil meselelerinden biridir. Gençlere sahip çıkmak, onları doğru yönlendirmek hem bir vicdan borcumuz hem de gelecek yarınların nesilleri için hayati bir sorumluluktur. Bu ülkenin gençlerini, sokaklarını, vicdanını kimseye terk edemeyiz. Evladını kaybeden annelerin, sokakta düşüp kalan gençlerin, çaresizce yardım isteyen babaların sesi biz olmak zorundayız.”

“Kampanyamıza TRT de gelsin”

Babacan, ‘Hesap Vakti’ kampanyasına TRT’yi de davet ederek, “Yarın, Yeni Yol milletvekillerimizin bir basın toplantısıyla başlatacağı ‘Hesap Vakti’ kampanyamızla, yıllardır görmezden gelenlere karşı milletin duruşunu, vicdanın çağrısını tüm kamuoyuyla paylaşıyoruz. Ben yarın diyorum ama bugün akşam 17:30’da aslında startı verilecek, yarın bütün medyanın da umut ediyoruz ki inşallah TRT’nin de, TRT de duyuyordur inşallah buradan, TRT’nin de kapsayacağı bir kampanyayla bu işi Yeni Yol grubu olarak başlatıyoruz. Artık konuşma değil, adım atma vakti. Artık açıklama yapma değil, çözüm üretme vakti. Artık hesap vakti!“ çağrısı yaptı.

“Birkaç afiş, kamu spotu, bir iki operasyonla milleti kandıramazsınız”

“Rehabilitasyon merkezleri yetersiz. Uyuşturucu ile mücadele yetersiz. Torbacıları emniyet tarafından bazen topluyor, ama onları da mahkemeler salıyor. Neredeyse her mahallede, her okulda, her ailede; bu illete bulaşmış bir genç var. Peki iktidar ne yapıyor? Birkaç afiş, TV’ye bir kamu spotu… Yetmez! Bir iki operasyonla göz boyayıp arkanıza yaslanamazsınız. Bu milleti artık kandıramazsınız! Toplumun ahlakını, neslin ruhunu koruyamayan bir iktidar; kendi meşruiyetini de koruyamaz. İktidardakiler! Nerdesiniz? Biz buradayız.”

“1 Temmuz’da ara zam yapmamak; asgari ücretliden, asgari emekli maaşı alan vatandaşlarımızdan çalmak demektir”

Babacan, ara zam çağrısını yineleyerek “Yılın yarısını tamamlıyoruz. 1 Temmuz tarihi yaklaşıyor. 1 Temmuz’da memurlar, kamu çalışanları, emekliler hep bir ara zam alırlardı. Ancak iki yıldır hükümet asgari ücretliler için ara zam uygulamıyor. Bu yıl, en düşük emekli maaşı için bir hazırlığı da henüz görünmüyoruz. Çünkü o kendi açıkladıkları uyduruk enflasyon kadar maaşın köküne zam yapıyorlar ya… Maaşın kökü diye bir şey öğrettiler millete… Ama maaşın aslını etkilemiyor, maaşın aslı değişmiyor. En düşük emekli maaşları için ayrı bir düzenleme gerekiyor. Bu ülkede enflasyonun çok düşük olduğu dönemlerde dahi 1 Temmuz’da hep bir ara zam yapılmıştır arkadaşlar. Ülkede, TÜİK enflasyonun dahi %30’lu %40’lı rakamlarda dolaştığı bir dönemde, 1 Temmuz’da ara zam yapmamak asgari ücretliden de asgari emekli maaşı alan vatandaşlarımızdan da çalmak demektir” ifadelerini kullandı.

“İktidar kendi suçunun cezasını vatandaşa çektiriyor”

“Bu ülkede enflasyonu patlatan bu hükümettir, enflasyonun sorumlusu bu iktidardır. Kendi suçunun cezasını vatandaşa çektirmek, zulümdür. Bakın açık söylüyorum, 1 Temmuz’da ara zam vermemek tam bir hak gaspıdır. İktidarı buradan uyarıyor, büyük bir geçim sıkıntısı yaşayan asgari ücretlimize ve emeklimize hakkını vermeye davet ediyorum.”

Ülkemizin bekası için yüzümüzü daima demokrasiye çevireceğiz”

“Bölgemizde ne türden sorunlar olursa olsun, unutmamamız gereken bir hakikat var: Biz bir oldukça, birlik oldukça karşımızda hiç kimse duramaz. Unutmayın, kale içeriden fethedilir. İran-İsrail Savaşı’nda görüyorsunuz. İran’ın içinden neler neler yapıldığını görüyorsunuz. Allah korusun. Biz kendi içimize dikkat etmek zorundayız. Kalenin içini sağlam tutmak zorundayız. Biliyoruz ki önümüzdeki aylar, güvenlik konularının ön planda olacağı aylar olacak. Savaş çatışma ön planda olacak. Güvenliğin gerektirdiği her ne varsa, ödün vermeyeceğiz. Ancak bunu yaparken demokrasi ve özgürlük talebimizden de tek bir adım geri durmayacağız. Çünkü güvenlik, ancak güçlü olmakla sağlanır. Türkiye’nin güçlü olmasının tek yolu; demokrasidir, özgürlüklerdir, hukuktur, adalettir. Bunu aklımızdan çıkaramayız. Ülkemizin bekası için yüzümüzü daima demokrasiye çevireceğiz”

“Baştan uyarıyorum, güvenlik için adaletten ve demokrasiden taviz veremeyiz”

“Demokrasiden ve özgürlüklerden daha güçlü bir silah yok. Hukuktan, adaletten daha önemli bir güvenlik politikası yok Türkiye için. Çünkü bu bütün bu diktatörlüklerin, bu bütün otoriter rejimlerin ve bütün bu baskıcı rejimlerin elinde bir kozdur arkadaşlar. Güvenlik riski var, siz özgürlüklerden, hukuk ve adaletten vazgeçeceksiniz, biraz oralardan tasarruf edeceksiniz. Çünkü güvenlik riskimiz var. Öyle değil ya… Biz hem güvenlik istiyoruz hem adalet hem de hukuk istiyoruz. Güvenlik için adaletten hukuktan demokrasiden taviz veremeyiz. Çünkü bunlar önümüze gelecek önümüzdeki günlerde, aylarda… Onun için baştan uyarıyorum.”

Kaynak:Haber Merkezi

Öne Çıkanlar