Üniversiteliler, 'Kadıköy' kararına karşı DİSK önüne gidiyor!

DİSK, KESK, TMMOB ve TTB’nin 1 Mayıs’ı Kadıköy’de kutlama kararına farklı kesimlerden itirazlar gelmeye devam ediyor.

Kadir Has Üniversitesi, Koç Üniversitesi, Bahçeşehir Üniversitesi, Bilgi Üniversitesi, Galatasaray Üniversitesi, Özyeğin Üniversitesi ve Sağlık Bilimleri Üniversitesi öğrencileri yarın 15.30’da DİSK Genel Merkezi önünde toplanma kararı aldı.

Üniversiteler DİSK, KESK, TMMOB ve TTB’nin yaptığı “1 Mayıs’ı Taksim irademize sahip çıkarak Kadıköy’de kutlayacağız” açıklamasına da gönderme yaparak “Taksim iradesine Taksim’de sahip çıkalım” dedi.

Üniversitelilerin açıklaması şöyle:

DİSK, KESK, TMMOB ve TTB; bu yıl 1 Mayıs’ı Taksim irademize sahip çıkarak Kadıköy’de kutlayacaklarını ilan etti. Ancak bizler, üniversite bileşenleri olarak bu iradenin mekânı değil, yolu değil, gölgesi değil, bizzat kendisi olan Taksim Meydanı’na çağrımızı yineliyoruz. Çünkü 1 Mayıs Taksim’dir, Taksim 1 Mayıs’tır.

Taksim; iş cinayetlerinde yitirdiklerimizin, geleceği çalınmış işçi çocukların, sömürü çarkında sıkışmış göçmen emekçilerin, sesi susturulan öğrencilerin, tutuklu şehir plancılarının, akademisyenlerin, siyasi tutsakların, yani bu düzenin tüm “artık insanlarının” ortak hafızası, ortak isyanıdır.

19 Mart’tan bu yana üniversitelerde büyüyen isyanın, kayyım düzenine karşı yükselen “Biz varız!” haykırışının taşıyıcıları olarak, irade mücadelesinin bir parçası olarak Taksim’de olacağız.

Yargılanan şehir planlamacılarının, üniversitelerde güvencesizliğe, kayyımlara, bilim düşmanlığına karşı ses çıkaran öğrencilerin, kâr hırsıyla öldürülen işçilerin, çöken şantiyelerin altında kalan genç bedenlerin, emekleriyle hayatta kalmaya çalışan göçmen işçilerin, çocuk işçiliğin karanlığında kaybolan bir kuşağın ve en önemlisi 1 Mayıs 1977’de Taksim’de katledilen 34 emekçinin anısının sorumluluğuyla Taksim’de olacağız. Çünkü bu borcu başka bir meydanda ödeyemeyiz.

Taksim bir “alan” değil, bir iradedir. Ve bu irade, bizimdir. Taksim yasağını “hukuki” göstermek isteyen anlayışa da, bu yasağı zımnen kabullenen her türlü suskunluğa da karşı; bizler, 1 Mayıs 2025’te Taksim Meydanı’nda olacağımızı ilan ediyoruz.

Bu çağrımız, bir davet değil; bir borç bildirgesidir. Borçluyuz. İşçilere, dostlarımıza, kaybettiklerimize, kendimize.