Hak, hukuk, siyaset!

Seçime gidiyoruz. TBMM ve cumhurbaşkanı seçimi…

Recep Tayyip Erdoğan’ın üçüncü kez cumhurbaşkanı adayı olması hukuken mümkün değil. Tek bir koşul vardı aday olabilmesi için. O da TBMM’nin erken seçim kararı almasıydı. O da olmadığına göre RTE bir kez daha aday olamaz.

Ama ne yasa ne anayasa dinliyorlar. Erdoğan yeni sistemle bir tur cumhurbaşkanlığı yapmış da şimdi ikinci kez aday oluyormuş. Erdoğan’ın tekrar aday olamayacağını ifade edenler de “Hukuk cahili, dış tazyikli ayak takımıymış” Bahçeli’ye göre.

CHP İstanbul Milletvekili, Anayasa hukukçusu İbrahim Kaboğlu, 5 Ocak’ta yaptığı açıklamada Erdoğan’ın yeniden aday olamayacağını nedenleriyle anlattı.
TİP sözcüsü hukukçu Sera Kadıgil herkesin anlayacağı dilde bir kez daha anlattı, uyardı:
“…Tayyip Erdoğan kendi kendine alacağı bir seçim kararıyla 3. kez cumhurbaşkanı adayı olamaz. ‘Ama sistem değişti’ yanıtı hukuki bir yorum değil, siyasi bir kıvırmadır” dedi.

Altılı Masa’nın bileşenlerinden DEVA Partisi “Erdoğan aday olma yolunu tercih ederse YSK’ya müracaat edecek ve itirazımızı yapacağız” derken, Gelecek Partisi “Erdoğan 3. kez aday olamaz diye itirazlarımızı yapacağız. Ama biz Türkiye’nin gündemini bu konuyla meşgul etmek istemiyoruz” diyor.

Saadet Partisi ile Demokrat Parti de Erdoğan’ın üçüncü kez aday olamayacağını söylüyorlar.

Altılı masanın büyük partilerinin tutumları ise oldukça ikircikli. İYİ Parti “Adam daha resmen adaylık başvurusu yapmadı. Hele yapsın bakarız” tadında kaçamak laflar ederken, CHP Genel Başkanı, “Diyelim ki ses çıkardık, nereye gidecek? YSK üyelerini atayan kim? Erdoğan. İtiraz edeceğin hiçbir yer yok” diyor.

Bunlar daha önce de gök kubbeyi iktidarın başına yıkmak yerine, “Tamam hukuka aykırı ama biz mağduriyet yaratmak istemiyoruz, onu sandıkta yenmek istiyoruz” şeklinde teslimiyetçi bir duruşu benimsediklerini göstermişlerdi.

Ne mağduriyeti arkadaş? Erdoğan’ın üçüncü bir kez cumhurbaşkanı olamayacağını söyleyen anayasa.

Ayrıca Tayyip Erdoğan’ın mağdur olmasını önlemek gibi bir yükümlülüğünüz mü var? Bir borcunuz mu var? Varsın mağdur olsun. Size ne?

Olası itirazın Saraya biat etmiş ve onun emrine girmiş Yüksek Seçim Kurulu tarafından karara bağlanacak olması hukukun peşinden koşmaya engel mi? Siz yapacaksınız itirazınızı. YSK’ya “gözümüz sende” diyecek, bir hukuksuzluk yapacak olurlarsa bunun bir bedeli olacağını anlatacaksınız. Sonuç ne olursa olsun bu hukuk mücadelesini vereceksiniz.

Bakın ne diyor Sera Kadıgil:
“Yani açık açık sormak gerekir; şöyle bir seçim olabilir mi: Kimin aday olup olmayacağına Recep Tayyip Erdoğan karar verecek. Seçimin ne zaman yapılıp yapılmayacağına Recep Tayyip Erdoğan karar verecek. Hangi kanunla seçime gireceğimize Recep Tayyip Erdoğan karar verecek. Olası siyasi rakiplerinin kendisiyle yarışıp yarışamayacağına Recep Tayyip Erdoğan karar verecek. Biz de bunun adına seçim diyeceğiz. Böyle bir seçime gidilebilir mi?”

Bu bizim muhalefet vaktiyle AKP’nin milletvekillerinin dokunulmazlığının kaldırılmasına ilişkin teklifi için de “Anayasa’ya aykırı ama destekleyeceğiz” dediydi. Utanmıştım. Hatırlıyorum…

Şimdi yine, “Aslında Erdoğan aday olamaz ama biz sorun çıkarmayacağız” diyorlar.

E ben de “Yuh” diyorum.

“Hak, hukuk, adalet” diye kitleleri harekete geçiren, hukuk devletini, hukukun üstünlüğünü öncelediğini söyleyen CHP’nin bu hukuksuzlukları sineye çekebilmesini anlayamıyorum. “Tamam, hukuksuz ama…” diye başlayan cümleleri CHP’ye yakıştıramıyorum…

···

Merkez sağda iddialı bir konuma yerleşmeye çalışan İYİ Parti’nin HDP çekingenliğini de hiç sevmiyorum. “HDP’nin olduğu masada biz olmayız, bizim olduğumuz masada HDP olamaz” söylemini ayıplıyorum.

Siyasette liderlik “Tabanıma anlatamam” korkaklığı değil, doğru kararlar konusunda tabanı ikna etme başarısıdır. “Düşün peşime” deme becerisidir.

Maksat Recep Tayyip Erdoğan ve iktidarından kurtulmaksa, yöntem Recep Tayyip Erdoğan ve iktidarından kurtulmak isteyen herkesin güç birliği yapmasıdır.

“Tabanıma kabul ettiremem” lafı bir siyasi tembelliğin değilse, bir siyasi beceriksizliğin ifadesidir.

Aynı siyasi liderliği Kemal Kılıçdaroğlu’nun olası adaylığı konusunda da göstermesi gerekir İYİ Parti. “Bizim tabanımız soğuk bakıyor” demek siyasi tembelliktir. İkna edeceksin tabanını. Bu işi en iyi Bay Kemal’in yapacağını anlatacaksın.

···

İktidar partileri seçim için 14 Mayıs’tan söz ediyorlar. O tarihi özellikle seçmişler. 14 Mayıs 1950’de Demokrat Parti “Yeter söz milletin!” sloganıyla seçim kazanmış ya… Şimdi yine “Yeter söz milletin” diye seçim kazanacaklarmış.

İyi de… Demokrat Parti 27 yıllık tek parti iktidarına karşı “Yeter söz milletin” dediydi.

“Yeter söz milletin” sözünün muhatabı 30 yıldır iktidar yüzü görmemiş CHP değil herhalde. Millet İttifakı’na yarar o slogan…

Öyleyse…

Yeter söz milletin!

Önceki ve Sonraki Yazılar
Kaya Türkmen Arşivi